15 (final)

1.5K 200 108
                                    

lee minho

"Jisung?" Yanımda oturan bedene seslenmemle hmlayıp koltukta bana doğru döndü.

Yemeği yiyişirken yaktığımız için dışarıdan pizza söylemiştik ve onun gelmesini beklerken Soojin uyanirsa hemen duyalım diye kısık sesle televizyon izliyorduk.

"Ben şey diyecektim. Hani biz şey yaptık sonra şey oldu o zaman bizim de şey olmamız lazım ya acaba biz şey mi olsak?" iki üç saniye ne dediğimi anlamaya çalışmış ardından anlayamayacağını fark ettiğinde tek kaşını kaldırıp koltuğun koluna sırtını dayamıştı.

"Hiç anlamadım şeylerin yerini doldurarak tekrar anlatır mısın desem?" diyip yastığı kucağına aldı.

Şu an ne kadar çekici göründüğünden haberi olduğunu çok sanmıyorum ama bu onu öpme istediğimi geri itmiyordu.

"Aaah evet, mantıklı bir istek yani şimdi şöyle hani senin dudakların ve benim dudaklarım var ya hani onlar şey oldu ya-" anlatmaya çalışırken birden Jisung dudaklarını dudaklarıma bastırıp tekrar eski yerine geri dönmüştü.

"Kısaca bunun olduğunu anlatmaya çalıştın sanırım?" Yutkunup kafamı salladım.

"Tam olarak evet, sanırım." derin bir nefes alıp yanaklarıma vurdum. Kendime tokat atmama şaşkınlıkla bakan Jisung'u görmezden gelip boğazımı temizledim.

"Off çok stres yaptım baştan alalım. Şimdi biz öpüştük ben seni sevdiğim için öptüm yani sanırım sen de?" kafasını sallayıp elini ensesine attı.

"Yani evet, sevmediğim birini öpmem." onu bir kaç mırıltıyla onaylayıp devam ettim.

"Yani işte sen beni seviyorsun, ben seni seviyorum. O zaman biz şey olur muyuz yani demek istedi-" daha fazla aptallığıma dayanamadığını tahmin ettiğim Jisung ayağa kalkmıştı.

Gideceğini düşünürken kucağıma oturmasıyla gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Yüzlerimizi aynı hızaya getirip dudaklarıma kapandı.

Bir kaç dakika öpüşüp ıslak bir sesle (o nasi oluyor aq sip sip su sesi dilop dilop water song diye falan?? neyse final ya araya gireyim icimde kalmasin) benden ayrıldı ve gülümsedi.

"Teklife ne gerek var zaten gönlümde taht kurmuşsun bebeğim. Sen beni sevdiğin, ben seni sevdiğim sürece ayrılmayız." gülüp önce burnunu sonra yüzünün her tarafını öptüm. Demin götümden ter aktı resmen...

"Niye o kadar stres yaptın ki?"

"Bilmem birden çok heyecanlandım her gün birine onu sevdiğimi söylemiyorum sonuçta." diyip güldüm o da benimle gülüp kafasını boynuma gömdü.

Bu sefer kucağımda olduğu için ben de burnumu boynuna koyup kokusunu içime çektim ve boynuna öpücük kondurdum. Nefesini boynumda hissettiğimde güldüğünü ve hoşuna gittiğini anlayıp bir kaç daha öptüm.

O da benim boynumu ısırdığında (bırakmıyordu şerefsiz) sırtına vurdum.

"Pes, pes! Tamam sen kazandın." gülerek saçını okşadım.

Yukarıdan gelen Soojin'in ağlama sesiyle birbirimizden ayrılıp önden ben arkamdan Jisung sırayla merdivenleri çıkıp hemen kucağıma aldım ve pışpışlamaya başladım.

Bir süre sonra ağlaması durmuş ve gözleriyle etrafa bakmaya başlamıştı. Jisung'u görünce iki elini uzatıp baba demişti.

"Minho."

"Hmm?"

"Bana baba dedi değil mi, anne demedi. Yoksa yanlış mı duydum." gülüp Soojin'i kucağına verdim ve Soojin'i yanağından Jisung'u ise dudağından öptüm.

"Çocuğun önünde ne yapıyorsun, ayıp değil mi kızım?" Soojin mırıldanıp Jisung'un boynuna kafasını koydu ve gözlerini kapadı.

"Kokun gerçekten ikimizi de mest ediyor." gülüp yatağa oturdu.

"Evet, sanırım öyle."



obaleeey bitti ya lan boyle bitis cümlesi gibi bisiler yazmada iyi degilim ne dicem bilemedim KSKAOADKAOEM her neyse ohom ohom okudugunuz icin tesekkur ederim, umarim severek okumussunuzdur 😽💕

aklimda sey var top topu çeker isimli voleybol temali minsung +yan shipler fici ama ne zaman yazarim ya da yazar miyim bilmiyorum her neyseeee bolumleri usenmezsem kontrol edip yazim yanlislarini gideririm ama usenmezsem

bunu ficin sonuna koymak icin galerimde ozel bir yerde sakliyordum...

bu sepet hareket ediyor || minsung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin