7

1.5K 193 48
                                    

lee minho

Sarılmamızı yarıda bırakan telefonun çalma sesiyle küfrederek ona uzanmaya çalıştım. Soojin'i uyandıracaktı aptal zil sesi.

"Hyunjin arıyor, aşağıda konuşup geleyim." beni onaylayıp eliyle git işareti yapınca odadan ayrılıp aşağı indim.

"Efendim Hyunjin."

"Ya Jeongin bi elleşme! Ee merhaba Minho hyung."

"Merhaba canım?" karşı taraftan bir kaç hışırtı ardından şaplak sesi duyunca gözlerimi devirdim.

"Sevişecekseniz beni sonra ara Hyunjin."

"Yok hyung yanlış anladın ben şey dicektim yarın beni çalıştırır mısın?"

"Ne için?"

"Dans için."

"Tamam çalıştırırım saat?"

"Öğleden sonra 3?"

"Olur hadi iyi geceler kuvveti bol olsun Jeongin'in"

"Saol Minho hyung!" diyen Jeongin'e göz devirip telefonu kapattım ve yukarı adımladım. Odanın içine girip çoktan yatağa girmiş beni bekleyen Jisung'a baktım.

"Uyusaydın ya minik sincap, niye beni bekledin?"

"Uyuruz hele de canım dediğin kimdi senin? Hyunjin'e pek canım demezsin sen." kıskanmış gibi olan sözlerine gülüp gözlerimi şüpheli bir şekilde kısdım.

"Sen beni Hyunjinden mi kıskandın demin?" ay ışığının yüzüne vurmasıyla birazını görebildiğim yanakları anlaşmıştı.

"Yok canım ne münasebet hah ben mi kıskanmışım alsa. Zaten kiminim ki kıskanayım değil mi? Aynen. Hadi iyi geceler uyu." deyip arkasını döndü. Gülümseyerek elimi saçlarına attım ve okşamaya başladım. Nefeslerinin düzene girdiğini duyunca uyuduğunu anlayıp üstünü iyice örttüm.

"Çok tatlısın biliyor musun..." bir kaç mırıldanma çıkarıp yüzünü bana dönmüştü ama hâlâ uyuyordu. Yüzümde onu gördüğümde yer edinen gülümsemeyle bakmaya devam ettim. Bakışlarım gözlerinde, kirpiklerinde, yanaklarında ve yüzüne düşen saçlarında gezip en son dudaklarında takıldı.

"Ah be Jisung, resmen sanat eseri gibisin... Keşke diyorum keşke benim için her şeye bedel olduğunu görebilsen belki o zaman sevgimi de görürdün he. Olsun ben böyle de severim sorun değil ya her zaman yanımda olman sesini duymam yetiyor." Bu sefer elimi yanağına çıkarıp baş parmağınla yanağını okşadım. Kıpırdanmaya başlayınca elimi çekip Soojin'in yanağını öptüm.

"Güzel uykular prensesim, en güzel rüyaları gör."

_🗿_

Sabahleyin uyandığımda ikisi de hâlâ uyuyordu. Ben de önce kahvaltı hazırlayıp sonra iki güzeli uyandırmaya karar verdim ve mutfağa girdim. Bir kaç bir şey hazırlayıp sofrayı kurdum ardından iki uyuyan güzeli uyandırmak amacıyla tekrar üst kata çıktım.

"Jisung.. Jisuuuung. Hadi kalk bak sabah oldu." hafifçe onu sallayıp uyanmasını sağlamaya çalıştım. Karşımdaki Hyunjin olsa üstü başı ıslanmış olurdu gerçi ama bu Jisung yani insan gibi uyandırılmalı.

Bir süre mırıldanıp gözlerini açtığında bana baktı. "Minhoo sarılsana çok yorulmuşumm." gülerek kollarımı ona sardım.

"Neden acabaa belki 2 saat boyunca aralıksız alış veriş yaptığımız içindir hm?"

"Yaaa dalga geçme!" deyip sırtıma iki kere vurdu.

"Tamam bir şey demedim hadi Soojinle aşağı gelin mamasını hazırladım." dedikten sonra Jisung'un yanağını öpüp aşağı indim. Bi sıcak oldu sanki birden aynen.

bolumu yazarken akla karayi sectim resmen baya kisa ondan dolayi su 2 gündür de cok stresliyim bu yaziya da gecmesin diye dün yazamadim o yuzden uzgunum neyse jeonginin yayini cok tatliydi minik col tilkim benim

bolumu yazarken akla karayi sectim resmen baya kisa ondan dolayi su 2 gündür de cok stresliyim bu yaziya da gecmesin diye dün yazamadim o yuzden uzgunum neyse jeonginin yayini cok tatliydi minik col tilkim benim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

cok asigim bu adama keske benim olsan bu arada ruyamda hyunjin ve jeongini gordum jeongin arkadan hyunjine sariliodu falan cok guzeldi hyunjini cok ozledim

bu sepet hareket ediyor || minsung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin