lee minho
"Jisung, bir şey mi oldu?" derince nefes alıp omzuma kafasını koydu.
"Bir şey olmadı sadece içeride sanırım ikimiz de bunaldık birden. Değil mi miniğim?" bebek anlayabiliyormuş gibi kafasını sallayıp ellerini çırptı ikimiz de ona bakıp gülümsüyorduk.
"Minho, bence bir isim koyalım." hmmlayıp onu onayladım. "Aklımda bir isim var, hatta iki tane."
"Neymiş?"
"Mina ve Soojin, sence?" bir süre ikimiz de susup düşündüm.
"Soojin olsun." "Soojin olsun!" ikimiz de aynı anda konuşunca birbirimize bakıp güldük.
"Nüfus dairesine gidip hallederiz."
"Olur, hallederiz"
Jisung'a dönüp "Girelim mi?" diye sordum. Kafasını sallayıp Soojin'i kucağına iyice oturttu. Beraber içeri girdiğimizde sırayla hepsi özür dilemeye başladı. Chan ve Seungmin hariç herkes. Bir de Felix başını eğmiş öyle duruyordu. Hepsine gülerek sorun olmadığını söyleyen Jisung'un ardından Changbin birden konuşmaya başladı.
"Eğme başını nazlı güzel... Yarram gibi dimdik dur!" herkes ani çıkışını sorgular şekilde ona dönerken Jisung Soojin'in kulaklarını kapatmış, Felix ise patlayan gözlerle Changbin'e bakıyordu.
"Yaaaa Changbin!" diyerek boynuna sarıldığında, biraz eğilmesi gerekmişti, herkes tiksinerek bakmaya başlamıştı.
"Allah'ın seviyesizleri buna da düşmezsin amına koyayım." Jeongin kusar gibi sesler çıkardıktan sonra Hyunjin lafa girdi.
"Biz daha iyiyiz di mi Jeongin?"
"..."
"Jeongin!"
"Evet, evet hayatım öyleyiz. En iyi çiftiz, best couple ever you know."
_😿_
"Buraya da bakalım!" diyen Jisung'un kolundan tutup durdurdum. 2 saattir aralıksız geziniyorduk öyle ki Soojin anne kucağında uyuyakalmıştı. Evet, onu da gezinirken almıştık yani aslında faydalı olduğunu göz ardı edemem.
"Yeteri kadar eşya aldık. Bak Soojin de uyudu eve gidelim mi artık?" üstüne üşümesin diye battaniye örttüğüm bebeği göstererek.
"Tamam hadi gidelim." yanaklarını şişirerek konuştuğunda sağ yanağına hızlı bir öpücük bırakıp geri çekildim. Etrafta gözlerimi gezdirdikten sonra tekrar Jisung'a getirdim, yanakları ve kulakları kızarmıştı.
Gülerek yürümeye başlayıp otoparka girdik. Yanımızda Soojin olduğu için Chan üşümesin diye arabasını bize vermişti. Arabaya araç oturacağını koyup Soojin'i yavaşça içine oturtan Jisung'u izledim.
"Hadi binsene Minho niye bekliyorsun?"
"Pardon dalmışım..." dedikten sonra arabanın kapısını açıp bindim ardından kemerimi takıp önce Soojin'e sonra Jisung'a bakıp yerleştiklerinden emin olarak arabayı çalıştırdım.
Eve yaklaştığımızda günün ilk kırmızı ışığına yakalanmıştık. Fırsattan istifade Jisung'u incelemeye başladım, normalde de güzel olan yüzü şimdiki gibi makyajsızken ayrı bir güzellik kazanıyordu.
"Çok güzelsin." ağzımdan farkında olmadan çıkan cümleyle aniden bana dönen yüzüne baktım.
"Anlamadım..." aslında anladığı belliydi kulakları kızarmıştı ve bu haliyle yüz kat falan daha tatlı oluyor ve onu yemek istememe sebebiyet veriyordu.
"Diyorum ki, çok güzelsin." geçen sefer ağzımdan yanlışlıkla çıkan kelimeleri bu kez bilerek söyleyince karnımda bir şeylerin hareket ettiğini sezdim.
Gözlerini kaçırarak ağzının içinde bir seyler mırıldandı fakat anlayamamıştım.
"Ne- " arkadan gelen korna sesiyle önüme dönüp çoktan yeşil yanan ışığa baktim. "Az daha dursan ölürsün ya, sanki tabakhaneye tabak yetiştiriyor..." söylenmelerime kıkırdayan Jisung'a yarım ağız gülümseyip eve sürmeye devam ettim.
Vardığımızda Jisung Soojin'i kucağına almış bense kapıyı açıyordum. Aldığımız beşik 3 gun içinde gelecekti ve ben de bu yüzden Soojin tek yatmasın diye beraber yatmayı önerdim. Sadece Soojin için, evet.
"Geçin bakalım içeri." diyerek yana kayıp ikisinin geçmesine ve Jisung'un Soojin'i yatmaya götürmesini izledim. Kısa süre sonra Jisung merdivenin başından bana seslendi.
"Mavi poşeti alsana, tulumu falan içindeydi."
"Geldim hemen." diyip koşar adım merdivenleri çıktım ve odaya girip Soojin'i giydirmesine yardım ettim. Ardından ben üstümü değiştirip yatakta yatan Jisung'a döndüm.
"Değiştirmeyecek misin üstünü?"
"Sen bana bir şeyler getirsene kalkamayacak kadar yorgunum." Kafamı sallayıp gülümsedim ardından Jisung'un yan taraftaki odasından pijamalarını alıp geri döndüm.
Odaya girip elimdekileri ona vermemle direkt üstünü değiştirmeye başlamış bu da gözlerimin üstünde gezinmesini sağlamıştı. Üstünü değiştirip yatağa girmeden önce yüzüme baktı.
"Bisi mi oldu?" Kafamı iki yana sallayıp yanına ilerledim.
"Olmadı ama sanırım kucaklaşmaya ihtiyacım var." gülüp kollarını iki yana açtı.
"Gel bakalım koca bebek."
Tam önünde durup gözlerine baktım ve gülümsedim benimle aynı anda gülümseyen dudaklarına gözlerim kayınca hemen kollarımı ince beline sardım. Biri hayatının en huzurlu anını söyle dese kesinlikle sarıldığımız anları söylerdim. Kendi düşüncelerime gülümseyip ona sarılmaya devam ettim.
arkadaslar asker ugurladim... baekim gitti askere kucucuk cocugum gitti... 6 tane oldular ikisi dondu ama hala alisamadim cok guzel olmus yavrucagim çok
suna bakin kiyOwO neyse sabah uykulu uykulu twtda gezinirken canim exol baska birini baek sanmis yemin ediyorum tam dayakliklar yani bir de adam idol cikti sabah sabah rezil olduk bakin ODKSOFKALRMALEM
bugunku kingdom cok eglenceliydi btw ama su zıplamada her carptiklarinda gelecekde dogacak cocuklari icin endiselendim neyse oylama ve streamde de birinci olmusuz onu da diim HEH SON BU HAFTAYA EXO WOLF VAR KIRE ULF MEGA ULF OLAN CHOGIWA OLAN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu sepet hareket ediyor || minsung √
Fanfiction*knock knock* Jisung! Daha 1 saat önce kargon geldi yine ne sipariş ettin? Bıktım artık senden. ana ship: minsung yan shipler: changlix hyunin chanmin