5

1.7K 219 160
                                    

lee minho

Sabahleyin karnımın üstündeki ağırlıkla gözlerimi açtım ve gözlerimi oraya çevirdim. Karşımda karnımda oturan bebek ve onu sabit tutan Jisung duruyordu. Önce gülerek Jisung'a baktım.

"Günaydın ne hoş uyandım öyle." sırıtarak bebeği üstümden aldı.

"Seversin diye düşündük. Hadi kalk kahvaltı hazırladık kızımızla di mi kızım agucuk bugucuk." Jisung bebeği severken bebek etrafa gülücüklerini saçıyordu. Tatlılıkları bir süre izledikten sonra önce bebeğin yanağını öptüm ardından Jisung'un saçlarını karıştırıp banyoda elimi yüzümü yıkadım.

"Minhooooo, hadi bak soğutuyorsun yemeğini."

"Geldim geldim." mutfağa girdiğimde Jisung kucağında minik prensese mamasını yediriyordu. Gülümseyerek sandalyeye oturdum.

"Sen yemeyecek misin?" kafasını iki yana salladı

"Yok yemesem daha iyi biraz midem bulanıyor."

"Gel şuradan iki lokma bir şey ye de sonra ilaç içersin." yanaklarını şişirerek bana baktı

"Ye- mesem" kaşlarımı çatınca sonuna doğru sesi fısıltıyla döndü ve derin bir nefes alıp karşıma oturdu, ikimiz de bir kaç şey yedikten sonra dolaptan bi şurup çıkarıp kucağındaki bebekle ilgilenen Jisung'a ilerledim. Yanında durunca şurubu kaşığa döküp Jisung'un ağzına soktum.

"Eww bunun tadı çok kötü." tipine gülüp şurubu yerine koydum ardından yukarıda giyinip tekrar aşağı indim.

"Hazırım, çıkabiliriz."

"Tamamdır, nereye gidiyoruz bakalım prenses?"

"Addaaa! Addaa!" gülerek ikisine baktım, ikisi de bebek gibiydi sadece Jisung biraz daha büyük bir bebekti o kadar.

"Bana ver bakalım küçük prensesi sen de ayakkabılarını giy." kafasını sallayıp bebeği kucağıma verdi ben onunla ilgilenirken kapıyı açıp dışarı çıktık. Kısa bir süre sonra Ji-sung yanımıza geldiğinde konuştum.

"Bence yürüyerek gidelim, arabada kucağımda oturtmam çok güvenli mi bilemedim. Zaten kısa mesafe."

"Olur, mantıklı hadi ilerleyelim o zaman." diyip anahtarları cebine sokturdu.

_🐿_

S

tüdyoya girdiğimizde bizi hayattan bıkan bir adet Chan ve Changbin'e trip atan bir adet Felix karşıladı. Bazen ikisinin arasını yapmaya çalıştığım günlere sövüyordum hayatımda gördüğüm en saçma çifttilerdi. Kavga etseler 5 dakika sonra kavganın ateşiyle sevişmeye bile başlarlardı o derece değişik bi ilişkileri vardı.

Jisungla birbirimize bakıp aynı anda gözlerimizi devirerek Chan'a ilerledik.

"Bebişi de getirmişsiniz."

"Evet, buradan sonra bi beşik falan alalım diye hep beraber geldik." kafamı sallayıp Jisung'u onayladım. Tam o sırada arkamızdan gelen yunus sesiyle üçümüz de şaşkınlıkla o tarafa döndük.

Kim olduğunu bilmediğimizden değil, okul saatleri içinde burada ne halt yediğini merak ettiğimiz içindi şaşkınlığımız. Chan yine bir ebeveyn edasıyla gelen Hyunjin, Seungmin ve yunus çığlığıylı Jeongini azarlamaya başladı.

Jeongin aniden onu azarlayan Chan'a bir bakış atıp hızlı adımlarla yanımıza geldi. Onun hareketiyle cesaretlenen Hyunjin de hızla arkasından yanımıza geldi. Seungmin ise hâlâ Chan ile bakışıyordu.

"Hyunjin, yavrum, bu bebek değil mi yanlış görmüyorum."

"Yok valla ben de görüyorum aynı bebeği."

"Anansikim Jisung ne zaman biriyle çıkmaya başladın da bebeğin oldu. Hem daha Minhoyu sana yapacaktık." bu sefer konuşan Changbindi. Ardından Felix geldi

"Hani sen gaydin lan?" Bebek boğucu havaya dayanamayarak ağlamaya başladı. Jisung oflayarak kalkıp bebeği de alıp sakinleştirmek için dışarı çıktı.

Çıkışıyla derin bir nefes alıp Chan'a baktım.

"Sen anlatırsın olanları ben bakayım ikisine." diyerek ayağa kalktım ve dışardaki ikilinin yanına gittim.


evet bugunku bu kadardi bolumleri genelde 500un ustunde tutmuyorum hem her gun bolum atmaya calisiyorum diye ama derseniz cok kisa bunlar a.k diye uzatabilirim neyse bir de bu bebek kac aylik olsun ismi ne olsun hic fikrim yok ozellikle isim hakkinda hic yok yani oneriniz varsa yazarsaniz mukemmel olur

bu sepet hareket ediyor || minsung √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin