merhaba, umarım bunu okuyorsunuzdur.
öncelikle bu ficin, benim için çok değerli olduğunu söylemekle başlamak istiyorum. ha bir de, yazdığım ilk fantastik kurgu olması gibi bir özelliğe de sahip.
yazarken çok eğlendiğim ve aralarındaki bağdan çok etkilendiğim bir yoonmin ficiydi bu. final bölümünü yazmak beni çok duygulandırdı ve biraz da mutsuzum açıkcası.
çünkü ben son yazabilen biri değilim.
bunu her defasında söylemişimdir. ve bu, finalini yazabildiğim ikinci ficim... final yazmak beni çok üzüyor. hiçbir şeyin bitişinden keyif almıyorum. mutlu ya da mutsuz bitmesi de değil... sahiden finalleri sevmiyorum. beni üzüyorlar. onlarca sorunum ve telaşım yokmuş gibi bir de bu takılıyor aklıma. muhtemelen yine böyle olacak. sürekli aklıma güzel kedi yoongi ile onun biricik aşkı jimin gelecek...
nereden başlasam ve ne desem bilmiyorum. her şeyden önce zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. ben yazarken biraz dramatik biriyimdir. ama sizi biraz olsun mutlu ettiysem ne mutlu.
bu satırları yazıyor olduğum gün, yani bugün, 26. bölümü yayımlayacağım... her sabah kalkıp okula gitmeden önce bölüm yazmaya çok alıştığım bir ficti bu. 25 mayıs günü akşamı yazmaya başlamıştım. inanın her gün üç dört bölüm kadar yazıyordum.
aslında bundan öncesi de var... "kedi yoongi" kurgusuna ait yaklaşık 4 bölümünü yazmış olduğum bir fic daha var taslaklarımda. mart-nisan ayında yazmaya başlamıştım. o kurgu düz yazıydı tamamen ve de jimin öğretmendi. yoongi ise kedi olmasının yanında daha başka fantastik güçlere sahip bir karakterdi.
biraz daha kaotik ve karanlık tarafları olan bir ficti. yani o zamanlar öyle kurguladım kafamda. ama içimde bir şeyler vardı. hep eksik ya da bazı şeyler garip geldi.
ve işte o, kutsal 25 mayıs akşamı oturdum ve dedim ki, "ulan zeynep! texting yazsana bre!"
bu aşırı harika fikir sayesinde hemen kendimi tebrik ettim. ayna konuşmamı yaptım. ulan, dedim. "yine mi harikayım lan şu zekaya bak!"
sonra da yazdım... yazdım... yazdım...
yayımlamadan önce de 25 tane bölüm stokladım.
eee yiğidin malı meydanda olur aslanım!
bir ara kendimi bu yoonmin hikayesine o kadar kaptırmışım ki... sokakta gördüğüm kedilere garip hareketler de bulunduğum da oldu. (beni az çok çözebilenler bu konuda sahiden ciddi olduğumu anlamıştır.)
oturup o gariban sokak kedilerini dikizledim çokça. namjoon'un köpeklere "anana hav lan," dediği gibi, ben de bana miyavlayan kedilere "anana miyav lan!" dedim.
gibi gibi şeyler işte efendim.
yani uzun lafın kısası, gerçekten akıl sağlığımın sonuna geldim şu 16 gün içerisinde.
e ama delirmek güzeldir. haksız mıyım, shake it up şekerlerim?
ve bir de kısmet böylemiş demek ki. artık bu fice sabahları bölüm yazamayacağım... artık kedi yoonmin ve insan jimin'i düşünemeyeceğim. bir sonraki bölümde ne olmalı telaşına girmeyeceğim...
eh, buraya kadarmış.
elimden gelenin en iyisini yapmaya gayret ettim.
final bölümü yine ve yine beni hiç tatmin etmedi çünkü yazarken ve bitirirken nedense elim titredi. hep o "son" yazısını yazmayı hayal etmiştim ama yaşayınca hiç de hoşuma gitmedi, dürüst olayım.
birçoğunuz için ani bir finaldi belki de. ama ben daha fazla uzatmanın doğru olduğunu düşünmüyordum.
vermek istediğim, aslında konu olarak üzerinde durduğum tek şey, jimin ve yoongi'nin aralarında olan bağ ve biri öldüğünde diğerinin de son bulacağı hayatıydı.
onların aşk hikayesi böyle oluştu kafamda. dedim ya, ben yazarken biraz dramatik biriyimdir. angst fic sevmem. angst yazmam. ama içimdeki o arabesk tarafı da saklamam.
yine de güzel bir hayat yaşadıklarını yazarak orada sizi neşelendirmek istedim. ama neticede ömür diye bir şey var ve birbirlerinden başka kimseyi de sevemeyeceklerine göre... biri ölürse diğerinin yaşayamayacağı başından beri belli olan bir gerçekti.
ve bunu hatılatmak istedim.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
bu fic en sevdiğiniz fic olmayacak. ama en azından kedi yoongi dendiğinde aklınıza gelmesini isterim.
44 bölümlük tatlı bir hikayeydi. her satırda az çok bir şeyler paylaştık. her şey için teşekkür ederim. ben hep buralarda olacağım. bana ulaşmanız çok basit. konuşmak isteyen olursa veyahut herhangi bir şey hepsini dinleyip okuyacağımdan emin olabilirsiniz.
ben zey, zei, zeynep.
ve bu da hikayenin sonu.
başka hikayelerde görüşmek üzere, hoşçakalın!