(Bu hikayede kurgular mevcuttur.)
Adın s/a.
Yıllardır ESP için çalışıyorsun. (ESP: doğaüstü olayları algılama /araştırma)
Wanda ile çocukluktan arkadaşsın ve Pietro çocukluk aşkın ama yıllardır birbirinizi görmüyorsunuz.
Masanda beklemekten soğumuş kahven ve bilgisayarın ile hala tırnaklarını yapmadan yiyerek araştırmalar yapıyordun.
Elini yeni kestirdiğin kısa saçlarının arasından kuşkulu bir şekilde geçirdin. Bu araştırmalar seni çok yoruyor ve yıpratıyordu. Ama para kazanmanın senin açından başka çaresi olmadığı için bunu yapmak zorundaydın.
Sonunda pes ettin. Bilgisayarını kapatıp, rengi değişmeye başlayan kahvene aldırmadan dudaklarına götürdün ama ağızında bıraktığı acı tat yüzünü ekşitmene sebep oldu.
Her şeyi boşvermek uğruna bardağı amerikan mutfağı tezgahına bıraktın ve ayakların büyük bir istekle yatak odasına doğru yöneldi.
Terliklerini çıkardın ve sabah 7'ye alarm kurmak için eline telefonunu aldın ama gözüne takılan mesaj ile telefonun ani ışığı gözünü acıtmıştı.
Doğru düzgün okumak için yorgun göz tabakaları ile bakınca mesajın ofis patronu Nick'den geldiğini fark ettin.
Büyük bir bezmişlikle açtın mesajı.
"S/a, sanırım kestirilemeyen ve yeni bir şey keşfettik. Bilgisayarına aktarılmayacak kadar gizli ve özel. Sanırım araştırma merkezine gelsen iyi olacak."
Ne kadar garipsesen de bir o kadar da ilgisini çekmeye yetişti üç cümlelik bu mesaj.
Ayağa kalktın ve hemen lavaboya girdin. Araba kullanacaksan ilk önce ayılman gerekiyordu. Yüzüne su serperken aynadan kendisine baktı. Yorgunluk gözlerinden ne kadar okunuyor olsa da şu an makyaj yapacak vaktin yoktu.
Hemen üstüne basit bir şeyler geçirdin ve koluna saati taktın. Tanrım! Saat 02.00. Bu saatte nasıl bir şey bulmuş olabilirler. diye geçirdi içinden. Anahtarını askılıktan aldın ve müstakil evinden dışarı adımını attın.
- - -
"Emin misiniz bundan?"
"Evet s/a. Otobanda birçok insanı trafik kazasından kurtarırken görüntülendi. Başta inanmadık ama bazı ekipleri oraya gönderdik." dediğinde Austin, başını kaldırıp ona baktın.
Kafasını mahçup bir şekilde eğdi ve "Biliyorum, sana daha erken haber vermemiz gerekiyordu." dedi.
"Evet," dedin kafanı anlamaz bir şekilde. "Ama şimdi buna kafa yoramayız. Onu hemen bulmamız gerek."
Nick elleri cepte, yavaş adımlarla yanınıza yaklaştı. "Oraya gitmeliyiz. Kendi gözümüz ile görmemiz araştırmamıza daha fazla şeyler katabilir."
"O doğru söylüyor." diyerek katıldı Austin ve çalışma masasındaki gerekliler çantasını kontrol etti. Sırtına taktı. "Ee, ne duruyoruz?"
"Benim arabam hemen dairenin önünde. Onunla gidebiliriz, ofis aracı ile uğraşmayalım." dedin. Austin'in yeşil gözlerine kafanı çevirdiğinde sana katılır gibi kafa salladı.
- - -
"Sence buraya tekrar uğrar mı?" dedi takım arkadaşınız olan Nina arkada pusu kuruyormuş gibi bekleyerek.
Bir kaplama taş alanının arkasında yolu gözlüyordunuz.
"Uğraması gerek. Burası LA'da en çok kaza gerçekleşen otobanlardan biri." dedin çantandaki dedektörü çıkararak.
