Davetli olduğun küçük kutlama için hazırlanıyordun. Biraz endişeliydin çünkü büyük ihtimalle Tony Stark'da orada olacaktı. Kutlamayı yeni yıla yakın olduğunuz için arkadaşın veriyordu. Sende onu kırmamak için kabul etmiştin.
Tony ile aranız uzun zamandır pek iyi değildi çünkü şirketleriniz rekabet içindeydi. Onunla çok fazla karşılaşmasanda nasıl bir insan olduğunu çok iyi biliyordun.
Kafanı düşüncelerden arındırdın ve ayağa kalkıp elbiseni giydin (kendiniz seçin).
Çantanı koluna taktın ve sıfır makyajsız kutlamaya gitmek için arabanın anahtarını kaptın.
Şoför koltuğuna oturdun ve arabayı çalıştırdın.
Lanet olsun ki oraya varana kadar onunla karşılaşmama umudu seni yiyip bitirecekti.
Küçük bara varınca arabanı durdurdun ve derin bir nefes aldın. Kapıyı açtın ve bara doğru yöneldin.
İçeri girince arkadaşın seni hemen karşılamıştı. Geleceğini ve son anda iptal edeceğini düşünüyordu ama sen yine nezaketliydin.
"Hadi geç." dedi arkadaşın.
Gülüp "Tamam sakin ol." dedin.
İçeri girdiğinde tanıyıp tanımadığın herkes oradaydı. Sakince sohbet ediyor, küçük masalarına kuruluydular.
Arkadaşına dönüp "O burada mı?" dedin. Bu ortam seni tereddüte düşürmüştü. Çünkü aşırı sakindi.
"Tony mi?" derken gülerek fısıldadı.
Göz devirdin. "Başka kimden bahsediyor olabilirim ama!" dedin sinirle.
"Heyy kızım. Yavaşla biraz." dedi ve kulağına iyice fısıldadı. "Birazdan burada olacak."
Gözlerin fal taşı gibi açıldı ve kafanı kaldırdın. Elin elbisenin üstünden geçerken "İyi görünüyor muyum?" dedin.
"Daha geçen gün saydığın adamla bugün cilveleşmeyi mi düşünüyorsun?" Güldü.
Omzuna küçük bir yumruk geçirdin kıkırdayarak. "Şakayı bırak. Gözünde ciddi bir iş kadını olarak gözükmek pek fena olmaz."
"Gayet mükemmel görünüyorsun. Şimdi benim diğer konukların yanına gitmem gerek. Yanına uğrarım birazdan." dedi ve omzunu sıvazladı.
Küçük bir of çektin ve ileride gördüğün bir arkadaşının yanına gitmek için yürümeye başladın.
Bir anda omzunda bir el hissettin. Arkanı döndüğünde bugün görmek istemediğin yüzün aslı vardı karşında.
"Nasılsınız Bayan s/a?" dedi yeni düzenlenmiş sakalı ile birlikte tebessüm ederken.
Ciddiyetini bozmadın. "İyiyim Bay Stark. Siz nasılsınız?" dedin hafif bir gülümseme ile.
"Sizi görünce neşem yerine geldi." Bu seni gülümsetmişti istemeden. "Birlikte bir şeyler içmeye ne dersiniz?" dedi elini rezervasyon yapmış gibi boş masayı göstererek.
"Seve seve kabul ederim." dedin ve gösterdiği masaya doğru yürümeye başladın.
Arkandan seninle beraber ayak sesleri gelince gülümsedin. En azından seni ekmeyecekti.
Küçük çaplı bar sandalyesine yerleştin ve çantanı masaya bıraktın. Burası ne kadar içki mekanı da olsa bugüne özel daha hoş duruyordu diye düşündün.
Yanına geldi ve oturdu. Telefonunu ve anahtarını masaya koymuştu. "Ne kadar da rahatsınız."
Anlamaz bir şekile kafanı sana çevirdi. "Anlamadım?"
"Masaya bütün özel eşyanızı koydunuz?"
"Ha, evet." dedi ellerini önünde birleştirerek. "Bu mekanı ben tuttum."
Şaşkınlıktan açılmış gözlerin onun gözlerini buldu. "Anlamadım?"
Küçük bir kahkaha attı ve eliyle bütün barı gösterdi.! "Bu barı bugünlüğüne ben kiraladım."
"Hayır, onu anladım. Burayı neden sizin tuttuğunuzu anlamadım. Kutlamayı arkadaşım yapıyor sanıyordum." Tırnaklarınla oynamaya başladın.
"Hayır," dedi. "Ben yapıyorum. Sadece 'arkadaşımız' dan yardım alıyordum."
"Ne konuda?"
"Davetliler konusunda." deyince kendi kendine ikinci bir şoku daha yaşadın. Yani seni arkadaşın değil, Tony Stark davet etmişti.
"Peki benim burada ne işim olduğunu sorabilir miyim?"
Kafasını tekrar sana çevirdi ve dudaklarına baktı. "Belki arkadaş oluruz diye düşündüm."
O sırada içkiler gelmişti. Elinle hayır işareti yaptın ve "Ben alkollü kokteyl alabilir miyim?" dedin.
"O zaten alkollü kokteyl." dedi Tony küçük tepsideki uzun kadeh bardaklarını önüne koyarken.
"Sanırım arkadaş olmamız için fazla çabalıyorsunuz." dedin kaçamak bir bakış atarak.
"Amaçlarım var." dedi.
"Amacınız şirketimi yerle bir etmek mi?" dedin sert bir şekilde.
Ona doğru bakmadın çünkü bakarsan gülmekten mahfolabilirdin. "Anlamadım?"
"Sanırım bugün hep anlamamazlıklarla dolu geçecek." dedin kokteyli yudumlarken.
"Sizin şirketinizi batırmak gibi bir amacım yok s/a. Aksine belki yüz yüze görüşürsek uzlaşmaya varırız diye düşünmüştüm. Siz beni en başından yanlış anlamışsınız sanırım." dedi alaycı bir tavırla.
"Ne gibi bir uzlaşma?" dedin ikinci kez yutkunurken.
Yanına iyice yaklaştı, sana dönmeden "Baktığım yere bakar mısınız?" dedi.
Kafanı ona doğru çevirince kendin için hazırlanmış olan afişin kolonda asılı olduğunu gördün. "S/a, şirket için yeni projeler ve partnerler arıyor."
"Tamam ama bunun bizim konumuz ile ne alakası var?"
Küçük bir kahkaha attı ve yüzüne doğru yaklaştı. "Belki her şeyi tek çatı altında birleştirebiliriz." dedi ve yanağından öptü.
Olayın şoku ile donakalmıştın. Bir şey söyleyemiyor, sadece yüzüne bakıyordun.
"Hı?" dedi senden cevap beklermiş gibi.
Kendine geldin ve "Sizin robotik kostümlerinize ve şirketinize ihtiyacım yok." dedin ve tam ayağa kalkacakken kolunu tuttu. Geri yerine oturtturdu.
"Dediğin gibi s/a. Sanırım bugün hep anlamamazlıklarla dolu geçecek." Eğildi ve dudağını yavaşça dudağına bastırdı.
Bir yandan karşılık vermek istemiyordun ama bir yandan da bu çok iyi hissettirmişti. Bu yüzden kafandaki bütün negatiflikleri silip atmaya ve karşılık vermeye karar verdin.
Elin daha yeni tıraş olmuş pürüzsüz ensesine kaydı ve onu kendine daha da yakınlaştırdın.
Nefessiz kaldın ve ondan ilk sen ayrıldın. Elini saçlarının arasından geçirdi ve "Tanrım! Bu çok iyi hissettirdi." dedi.
Yüzün hep kızarmıştı. Etrafına biri gördü mü diye bakındın ama sanırım herkes kendi halinde takılıyordu.
İçinden bir oh çektin ve ona geri döndüğünde sana bakarken yakaladın. "İnsanların seni böyle görmesinden çok rahatsız oluyorsun sanırım." derken sırıtıyordu. "Istersen başka bir yerde devam edebiliriz."
Arkadaşlar smut tarzı ama hafif bir şeyler yazmak istiyorum..
Okur musunuz? Ona göre karar vereceğim.
Bu arada hesabımdaki yeni kitaplara göz atmayı unutmayın...