Onbeşinci Bölüm

199 28 5
                                    

Okula Deren ile birlikte gidiyorduk. Bakkaldan bana çikolatalı süt almıştı. Elimi tutuyordu. Kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum. O kadar mutluydum ki onun yanında.

Aniden aklıma Deren ile Meltem'in sarılma anı geldi. Sütümü hızlıca çekip bitirdim.

"Yavaş iç boğazına gidecek güzelim" dedi neşeli bir şekilde.

"Meltemle dün sarılıyordunuz" dedim sertçe. Elimi elinden çektim hızlıca.

"Aa o mu, şey ya"  dedi ve saçını kaşımaya başladı. Utanmış bir hali vardı.

"Ne ya?" dedim.

"Aslında ben seni unutmaya çalışıyordum. Bir hafta boyunca yemin ederim çok acı çektim. Geceleri bile uyuyamadım, yemek yiyemedim sonra tabi Meltem senle aramızın bozuk olduğunu anlamış geldi benimle konuştu. Arkadaşlığımız devam etsin felan dedi. Bende seni unuturum belki diye tamam dedim ama Meltem abartı bu arkadaşlık işini" dedi sakince.

"Ya öyle mi beni unutmak için o zaman kovala gibi niye kıza sarılıyordun ki?" dedim ve yüzümü ekşittim. Kıskanıyordum Deren'i.

"Ya güzelim bak şimdi o orda bana sarılınca iteleyemedim. Ne yapayım. Hem birazcık bak birazcık" diyip parmakları ile gösteriyordu.

"Seni kıskandırmak istemiş olabilirim" dedi ve hızlı adımlamaya başladı. Arkasında kalan ben koşarak yanına gittim.

"Deli gibi kıskandım seni" dedim ve bu sefer ben önden hızlı adımlarla yürüdüm. Arkamdam gelen Deren belime sarıldı. Sonra kolunu boynuma doladı ve boynumdan öptü.

"Sen yerim" dedi.

"Hadi gel ye beni" diyip kollarından çıktım ve koşmaya başladım. Deli gibi gülüyordum.

Arkamdan koşan Deren bana yetişmeye çalışıyordu ama ondan kaçıyordum. Bu halimizi görenler bize gülerek bakıyordu.

Arkama dönüp Deren'e baktığımda bir anda kendimi yere yapışmış bir vaziyette buldum.
Yere sürten tenim sıyrılmıştı. Kafamı kaldırıp baktığımda kollarını bir birine bağlamış yüzüne tiksinmiş bir ifade alan Meltem bana bakıyordu.

Bana çelme takmıştı. Hızlıca yanıma Deren geldi.

"İyi misin canım?" dedi endişe ile.

"İyiyim" dedim ama canım acıyordu. Deren'in yardımı ile ayağa kalktım.

Deren kolumda oluşan yaralara bakmaya başladı. Bu sırada Meltem bize bakıyordu.

Cebinden mendil çıkarıp kanayan koluma pansuman yapmaya başladı Deren.

"Acıyor mu canım?" dedi.

"Biraz" dedim acıyla.

Deren öfkeli bir şekilde Meltem' e bağırmaya başladı.

"Sen ne yapıyorsun gerizekalı?" dedi.

"Ne mi yapıyorum. Asıl sen ne yapıyorsun Deren? Benimle resmen oynadın. Beni bırakıp şu sümsüğe gittin" dedi Meltem.

Deren beni bırakıp Meltem'in yakasına yapıştı.

"Bana bak kızım Sevde ile düzgün konuş yoksa seni mahvederim" dedi sert bir şekilde.

"Bana o aptalı savunma" diyerek bağırdı Meltem.

Deren, yakasını sertçe bırakıp Melteme yumruk attı. O an çok şaşırmıştım. Meltem yumruk ile yere düşmüştü.

"Bir daha benim kızıma asla kötü laf etme" dedi ve Meltem'in üzerine tükürdü.

Elimden tutup beni götürdü Deren.
Ona hayretle bakıyordum. Deren'i hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Burnundan soluyordu resmen.

Boş bir banka oturduk.

"Nasıl yumruktu be o?" diyip bağırarak gülmeye başladım.

Deren ciddi bir şekilde: "Sana laf etmesine dayanamadım" dedi.

"Vay be Deren'e bak"

"Efsun hanım Deren dediğiniz kişi şu an 41 yaşında. Koca kadına ismiyle hitap etmesen mi ki acaba?" dedim.

"Tamam anne Deren teyze derim" dedi memnuniyetsizce.

"Hah afferim" dedim.

"Sen ne cevap verdin peki" dedi Efsun.

"Aa şey... ben onu öptüm" dedim çekinerek.

Heycanla Efsun:

"Neresinden?" dedi.

"Boşver neresinden olduğunu" dedim.

"Anne dudağından öptün kesin" dedi ve sinsice sırıttı.

Başımla onayladım onu ama utanmıştım. Kızıma böyle şeyleri anlatmak bana zor geliyordu.

Mazi [Tamamlandı] (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin