Ondokuzuncu Bölüm (Final)

330 31 29
                                    

Neydi benim suçum? Onu sevmek miydi? Yoksa bu dünyaya gelmek mi?
Tek yaptığım var olduğumu hissetiren, hayatımı anlamlı kılan kadına âşık olmaktı.

Elimden düşen mektupla beraber bedeni mi de yerde bulmam bir oldu. Bacaklarım taşıyamaz duruma gelmişti. Onu kaybetmiştim, hemde ben onu kendi isteğimle kaybetmiştim.

Yerde parkelere bakıyordum. Gözlerimdeki yaşlar sıkışıp kalmışlardı. Artık bir damla bile akmıyordu. Hiç bir ses yoktu. Sadece lavobodan akan damla sesi ve kesik kesik aldığım nefesimin sesi.

Mektubu tekrar elime aldım ve gülmeye başladım. Gülmem çok fazla şiddetlenmişti. Bağıra bağıra gülüyordum. Yan odada uyuyan Doğanay sesime uyanmış olmalı ki yanıma gelip şaşkınca bana bakıyordu. Bağıra bağıra gülüyordum.

Elimdeki mektubu aldı ve okudu. Yüzünde şaşkınlık ifadesi olmuştu. Gülmem ağlamaya dönmüştü. Artık hunharca ağlıyordum. Doğanay bana sarılıyordu. Başımı okşuyordu.

"Sakin ol güzelim ben senin yanımdayım" diyordu.

Hiç bir şey diyemiyordum. Konuşacak halim yoktu.

"Anne yemin ederim o acıyı ben hissettim" dedi Efsun.

"O acı tarifsizdi bebeğim" dedim.

"Babama da üzüldum doğrusu. Seni o halde görmek onu çok üzmüştür" dedi ve ellerini bir birinde birleştirdi.

"Baban da benimle beraber ağladı. Göz yaşlarımı sildi. Çok destek oldu. Hatta o mektuptan sonra istersem boşanabileceğimizi bile söyledi. Ama ben bunu babana yapamazdım.

Ama Deren ile konuşmam gerekiyordu. Araştırdım ve yerini öğrendim. Benim evlendiğimi duymuş. Bu yüzden yanıma gelmemiş. Bende bir mektup yolladım buluşmak için. Ondan cevap gelmedi ama babası benimle konuştu. Benimle konuşmak için kendini hazır hissetmiyormuş. Ayrıca hastalığı yüzünden eğitimini bitirememiş bu yüzden eğitimini tamamlamak istiyormuş orada" dedim.

"Yani konuşamadınız" dedi.

"Babasının dediklerinden sonra içime az da olsa mutluluk gelmişti. Okumak onun en büyük dileğiydi. Onun adına çok sevinmiştim, hastalığı yenmiş olması ayrı bir mutlu olmama sebep olmuştu. Babanla aramız iyiydi. Bir sene sonra abine hamile kaldım. Onu doğurdum ve ailemiz şenlendi. Ertesi yıl sana hamileyken Deren den mektup geldi. Buluşmak istediğini yazmış"

"Nasıl oldu o gün?"

Üzerime bol salaş siyah bir elbise giymiştim. Saçlarımı hafif dalgalı yapmıştım. Hafif sade bir makyaj ve o en sevdiğim vanilyalı parfümümü sıkmıştım.

Deren ile sahil kenarında buluşacaktık. Bol elbise giymeme rağmen karnım belli oluyordu. Yavaşça karnımı okşadım.

"Bebeğim teyzeyle buluşmaya gidiyoruz" dedim fısıldayarak.

Hafif bir şekilde tekme atmıştı. Anlaşılan Deren ile buluşmak onu da heycanlandırıyordu.

Saçlarıma son kez baktıktan sonra yan odaya Kuzey ile uyuyan Doğanay' a bakmaya gittim.

Odaya girdiğim an uyuyan Doğanay uyandı.

"Aşkım gidiyor musun?" dedi.

"Evet canım, bugün buluşacağız" dedim. Doğanay Deren ile buluşacağımı biliyordu. Çok anlayışlı birisiydi o.

"İstersen ben bırakabilirim" dedi çekingen bir şekilde.

"Hey, sen ben gelene kadar Kuzey' e bakacaksın" dedim.

"Aa şey evet, doğru ben bebeğimize bakacağım" dedi ve saçlarını eliyle düzeltti.

"Bizde anne kız gidiyoruz" diyip evden çıktım. Bir taksi tutup sahilin oraya gittim.

Heyecanlanmıştım, hemde çok fazla. Ellerim terliyordu. Boş bir bank gördüm ve oturdum.

Yan tarafıma baktığımda onu gördüm.

Biraz kilo almış, saçları omuzlarına düşen Deren beni karşıladı. Hâlâ çok güzeldi.

Yanıma gülümseyerek geldi ve direk sarıldı. Karnıma dokundu ve:

"Seni böyle görmeyi beklemiyordum" dedi.

"Aa, şey be... ben hamiyeyim işte" diye saçmalıyordum.

Yanıma oturdu. "Seni çok özledim" dedi ve elimi tuttu.

Onun dokunması ile irkilmiştim. Yine ona kendimi kaptırmaktan korkuyordum.

"Bende" dedim.

Gözlerini bana çevirdi. "Kaç aylık?" diye sordu.

"Sekiz" dedim.

"Adı ne olacak" dedi.

"Daha karar vermedik" dedim.

"Efsun" dedi.

"Ne?" dedim anlamayarak.

"Adı Efsun olsun" dedi.

Gülümsemiştim. "Olsun" dedim.

"Ya benim ismimi o mu koydu şimdi?" dedi heycanla.

"Evet Deren koydu" dedim gülerek.

"O evlenmiş mi peki?"

"Hayır evlenmemiş. Orada uzunca sohbet ettik iki dost gibi. Eskilere fazla dönmedik.O hayatından memnundu bende memnundum. Orada konuştuktan sonra akşam yemeğe geldi bizim eve. Doğanay ile tanıştı. Kuzeyi sevdi. Sonra veda etti ve gitti. Bir ay felan kaldı burada. Tekrar işi yüzünden yurt dışına gitti. Bir daha hiç buluşmadık.

Birisiyle bir ilişkiye başlamış. Evlat edinmiş. Güzel bir hayat yaşıyor anlayacağın.

İşte Deren ile Sevde hikayesi burada bitiyor Efsun hanım" dedim.

"Vay canına, neler yaşamışsın sen böyle mom. Gönül isterdi ki mutlu sonra bitsin ama olmamış. Tabi iyi yönünden bakarsak sen babamla evlenmeseydin biz olmayacaktık. Ben olmasaydım Eda aşkım kimlerle olacaktı Allah bilir" dedi ve masaya vurdu.

Kafasına yavaşça vurdum. "Bu ne kıskançlık kız?" dedim ve güldüm.

"Annecim onu çok seviyorum anlasana bunu" dedi ve hızlıca ayağa kalktı.

"Efsun, kızım ben sana engel olmayacağım umarım O kızla çok mutlu olursun" dedim ve bende ayağa kalktım. Saçlarını okşadım.

"Ya mom I love you" dedi ve sarıldı.

"İyiki seni doğurmuşum kız zilli"dedim.

"Anne zilli felan ayıp oluyor" diyip gülüyordu.

"Hadi lafı boşla da gel yemek yapalım misafirimiz için" dedim.

Beraber mutfağa gittik ve yemek yapmaya başladık.

Içimdekileri anlatınca çok rahatlamıştım. Tekrar yaşadım anlatırken. Tekrar hissetim acıyı, mutluluğu...

Yaşadığım hiç bir şeyden pişman değildim.

SON

~Buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim. Çok fazla konuyu uzatmayı sevmediğim için bu şekilde tadında bırakma kararı aldım. Umarım zevk alarak okuduğunuz bir kitap olmuştur. Yazım yanlışlarım olduysa kusura bakmayın. Elimden geldiğince güzel yazmaya özen gösterdim. Deren ile Sevde hikayesini zevk alarak yazdım, ikisi de benim gözümde gerçek birer insana dönüştüler.

Efsun ile Eda için 'Sarı Papatyam' kitabını yazıyorum:)

Oy ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum💙🦋~



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mazi [Tamamlandı] (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin