Onuncu Bölüm

234 28 14
                                    

"Anne yuh nasıl dövdün o kızları tek başına, helal sana valla" dedi.

"Ben döverim" dedim ve güldüm. Sonra da hafifçe Efsun'un ensesine vurdum.

"Ee mom Meltem ile Deren ne iş peki? Sordun mu Deren'e" dedi.

O gün gece yatağımda uzanmış Deren'e akrostişler yazıyordum. Defterimi onun ismiyle doldurmuştum. Kendi kendime gülerken biri cama taş attı:

Korkuyla cama çıktığımda siyah kapşonlu birini gördüm. Kafasını kapşonu ile kapatmıştı. Pencereyi korkarak açtım ve;

"Hey, kimsin sen?" dedim.

"Sapığınım yavrum" dedi ve kapşonlusunu açtı. Onu görmemle gülümsemiştim. Gecenin altında bile ışıl ışıl parlayan o gözleri görmek beni mutlu etmişti.

"Ne işin var burada sapık hanım?" dedim.

"Aa misafirliğe gelmiş birine hiç öyle denir mi atom bombası" dedi tok sesiyle.

"Bu saate mi geldin misafirliğe?" dedim ve saate baktım.

"Ne varmış saate" dedi Deren.

"Saat 12 güzelim" dedim.

"Hadi gelsene kızım yanıma" dedi mızmızlanarak. Ona kafamla tamam işareti yaptım ve sonra da ağır adımlarla odamdan çıktım. Annem ile babamı uyandırmamak için parmak uçlarımda yürüyordum. Evden dışarı çıkarken üzerime yeşil hırkamı giymiştim.

Yaz ayında olsak bile geceleri hava serin oluyordu. Dışarı Deren'in yanına çıkınca koşar adımlarla yanına gittim. Beni gören Deren gülümsemişti.

"Seni özledim" dedi ve saçımı kulağımın arkasına koydu.

"Daha bugün beraberdik" dedim utanarak.

"Olsun" dedi.

Bir süre bakıştıktan sonra Deren cebinden bir kolye çıkardı.

"Bu ne" dedim.

"Hediye işte kızım" dedi ve boynuma taktı. Kolye çok güzeldi. Papatya vardı üzerinde.

"En sevdiğim çiçek" dedim.

"Benim de" dedi.

Ayaklarımı kaldırıp Deren'in boyuna ulaşmaya çalıştım ve kollarımı boynuna doladım. Sımsıkıca sarmaladım onu.

Kafamı boynuna gömdüm ve o eşsiz kokusunu içime çekmiştim.

"Teşekkür ederim" diye fısıldadım.

O da kollarını belime doladı ve kafasını saçlarıma gömdü. Benim gibi o da derince bir nefes almıştı. Bu hareketine gülümsemiştim.

"Çok güzelsin" dedi.

O an kalbimin sesini kulaklarımda duyuyordum. Çok heyecanlanmıştım. Derenden böyle övgü cümleleri duymak öyle kolay bir şey değildi.

"Sende öyle" dedim.

Bir süre öyle kaldıktan sonra ayrıldık. İkimizde yerdeki çimenlere uzandık ve gökyüzüne bakmaya başlamıştık. Yıldızlar muhteşem duruyordu.

"Meltem ile ne zaman sevgili olmuştun?" dedim sessizliği bozarak.

"Geçen yıl öyle bir denedik ama olmadı" dedi.

"O seni hala seviyor galiba" dedim çekinerek.

"Umrumda değil, ben sevmiyorum hem geçen yıl çok zorladı ondan dolayı deneyelim dedim ama o kız bana göre değildi" dedi.

"Anladım" dedim sesizce. Ona bu konuda fazla soru sorup daraltamak istememiştim.

Deren bana karşı döndü ve "O da beni sevmiyor sadece hırs haline getirdi" dedi.

"Çok aptalca ama yaptığı" dedim.

"Öyle" dedi ve cebinden bir kağıt çıkardı.

"Sevde hanım bu ne?" dedi.

"Ne bileyim ne olduğunu" dedim ama bilmiştim. Deren'in ceketine akrostiş yazıp koymuştum okulda.

Kâğıtta yazan şiiri seslice okumaya başlamıştı.

 Derelere girerim
 Ebeleri severim
 Rüyalara dalarım
 Ekşınları severim
 Neslimi öperim     

"Bu ne kızım ya?" diyip kahka attı.

Sesiz olması için elimle ağzını kapatmıştım.
"Ne yapayım sıkılmıştım" dedim huysuzca.

"Manyak seni" dedi ağzının içinde.

Yaklaşık bir saat gökyüzüne bakıp sohbet etmiştik. Sorna da o evine ben odama gitmiştim.

Mazi [Tamamlandı] (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin