Jungkook , 2020 sonlarıBuz gibi bir gündü yine Seul'de. Kara bulutlar kaplamıştı gökyüzünü ve öğle vakti olmasına rağmen akşam üzeri gibiydi. İç karatıcıydı, zaten bir süredir moodum da düşüktü ve hava durumu da buna hiç yardımcı olmuyordu. Yalnız hissettiriyordu, bu kocaman gökyüzü altında oradan oraya koşuşturan ama eli boş kalan yalnız bir ruh gibi.
Her zamanki ince giyinme alışkanlığım yüzünden bu kış günü tshirt'ün üstüne sadece bomber ceket giymiştim , maske ve berem de yüzüme sert esen rüzgardan yeterince koruyamıyordu beni.
Bunda biraz da bu aralar bağışıklığımın düşük olmasının etkisi vardı.
Dinlenmeye vakit bile ayıramıyordum, seneye askere gitme planı açıklanmışken şirket bütün çalışma programımızı sıkılaştırmıştı.Her ne kadar pandemi döneminin sonuna gelirken nihayet fanlarımızla etkileşime girebileceğim için mutlu hissetsem de bu koşuşturmaca yorucu gelmeye başlamıştı.
Japonca single kayıtlarını bitirmiş , ingilizce single'ımız üzerinde çalışıyorduk. Telaffuz sıkıntısı yaşamak kayıtlar için bizi çok zorluyordu ve bunların yanında seneye yayınlamak için özel bölümler çekmeye de başlamıştık.
Bu yoğunluk arasında birkaç aydır görüşemediğim Jaehyun'la buluşup yemek yemek için nihayet boşluk uydurabilmiştim. Aslında üyelerim bugünü tatil olarak değerlendiriyordu ancak ben mixtape çalışmalarım için bugün de erkenden şirketin yolunu tutmuştum.
Jaehyun aradığında konuşmamıza kulak misafiri olan Pdogg-nim adeta kovmuştu beni stüdyodan 'git biraz dinlen kafanı dağıt, biraz da benden uzaklaş çünkü seni eşimden daha çok görmeye başladım' diyerek.
97line olarak sık geldiğimiz erişteciden ayrılıp soğuktan donarak arabama doğru yürürken Bambam'in Jaehyun'u arayıp bizi kahve içmeye çağırmasıyla attığı konuma gitmeye karar vermiştik.
Uzun süredir buluşmadığımız için biraz daha zaman ayırmanın sorun olmayacağın düşünüyordum.
Ayrıca kendimi yorgun, uykulu ve hasta olmaya yakın hissediyordum.
Belki de bugünü tamamen boşa çıkarıp eve gitmeli güzelce uyumalıydım.Trafiğin olmadığı bir saat olduğu için kısa sürede attığı konuma geldik. Kapıyı araladığım an yüzüme çarpan sıcak hava dalgasına sevindim. Sıcakta yanıp kavrulan benim için garipti sanırım gerçekten hasta olacaktım.
İçeriye girdiğimde gözüme çarpan büyük şömine, ev yapımı tarzında olduğu belli olan ancak diyette olduğum ve bugünün kalori hakkını erişteyle kullandığım için yiyemeyeceğim kurabiye ve pastaların yerleştirildiği tezgah, içeriyi sarmalayan aromatik mum kokusuna karışmış kaliteli kahve kokusu buranın Bambam'in tarzı olmadığının birinci elden kanıtıydı.
İkinci elden kanıtı ise Jaehyun 'un sadece benim duyabileceğim yükseklikte söylediği cümle olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seoul mate / RoséKook
FanfictionBlackpink grubunun dağılmasıyla bocalayan Rosé solo olarak devam etmeye karar verir ve hybe ile anlaşma imzalar. Yeni kariyeriyle birlikte hayatına bir anda giren Jeon Jungkook'sa zaten bozulmuş dengelerini alt üst eder. "Ağaçta duran kuş dalın kır...