13

1.7K 148 49
                                    

"Bugün seni keyifli gördüm?" Radyoda çalan şarkıya eşlik etmek için kıvrılan dudaklarım Sunny oppa'nın cümlesiyle yerini gülümsemeye bıraktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bugün seni keyifli gördüm?" Radyoda çalan şarkıya eşlik etmek için kıvrılan dudaklarım Sunny oppa'nın cümlesiyle yerini gülümsemeye bıraktı.

"Bilmem öyle mi dersin?" Omuzlarımı silktikten sonra panele uzanıp zaten bitmek üzere olan şarkının sesini kıstım.

Sinyal verdikten sonra yoğun olmayan trafikte şirket binasının arka sokağına girdiğinde "hava da oldukça kapalı, sabahtansa yorucu bir programın vardı ve şimdi de işin olmadığı hâlde şirkete gidiyoruz... o yüzden şaşkınım" diye mırıldanmıştı.

"Yapacak daha iyi bir işim yok, Hank de bugün ablamla olduğu için rahatım." Cümlelerimi kurarken asıl sebebimi yok sayışımı saklamak ister gibi kafamı camdan dışarı çevirmiştim.

Gözlerim usulca şerit çizgilerinde izler bırakan küçük yağmur damlalarını takip ederken güvenlikten geçip garaja girmemizle sonlanmıştı kendimi rahatsız hissedişim.

Kapıdaki güvenlik koşaradımlarla gelip benden önce kapımı açtığımda Sunny oppaya veda ederek indim araçtan.

Birkaç görevliyi selamlarken başımla, kahverengi deri ceketimin cebinden titreyen telefonumu çıkardım.
Lisa'nın mesajlarını okurken asansörün çağırma tuşuna basmış, tek omzumu da mermer kaplama yüzeye yaslamıştım.

"Merhaba Rosie" tanıdık ses tonuyla gözlerimi ekrandan alıp karşımdaki yüze çevirdim.

"Merhaba" rahat bir eşofman altıyla düz beyaz bir tshirt giymişti Taehyung. Çenesine indirdiği maskenin üstünden gülümserken açılan asansör kapısını işaret etti öncelik vererek.

Boş ve geniş kabine girerken aynadaki yansımamı kontrol ettim, siyah saçlarımı geniş bir örgüyle bağlamış omzumun yan tarafına bırakmıştım bugün.

"Nasılsın?" diye sorduğunda tek elini cebine atmış, hafifçe arkasına yaslanmıştı.
Tek omzumu silktim "iyiyim ya sen?"
Gülümsedi "eh iyiyim sayılır buradan eve geçecektim ama biraz aceleyle çıkınca telefonumu Jungkook'un yanında unutmuşum."

Kafamı anladığımı ifade etmek için salladım bir iki kez yumuşakça.

Söylemekle söylememek arasında kalmıştım birkaç saniyeliğine ancak diğer türlüsünün mantıksız olacağına kanaat getirdiğimde "Jungkook-ssi buradaysa ben de yanına uğrayayım" diyivermiştim sanki asıl planım oraya gitmek değilmiş gibi.

Ne yazık ki yüz yüze olduğumuz için ifadeleri rahatça seçiliyordu, gözlerini hafifçe kıstıktan sonra sesinde seçilebilen merakın koyu tonuyla sordu.

"Birlikte planınız mı vardı?"

Kendime zaman kazandırmak adına oyalanacak bir şeyler ararken ağırlığımı sol ayağamın üzerine verecek şekilde kıpırdandım.

"Yani birlikte birkaç kayıt alabileceğimizi söylemişti" sesimin mırıldanır şekilde çıkacağını düşünsem de oldukça rahat çıkartmayı başarmama sevinmiştim.

Seoul mate / RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin