Blackpink grubunun dağılmasıyla bocalayan Rosé solo olarak devam etmeye karar verir ve hybe ile anlaşma imzalar. Yeni kariyeriyle birlikte hayatına bir anda giren Jeon Jungkook'sa zaten bozulmuş dengelerini alt üst eder.
"Ağaçta duran kuş dalın kır...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ne düşüneceğimi bilemiyordum, bu konuyla ilgili bir şey yapmalı mıydım emin değildim. Yanlış mı anlaşılmıştı ya da yanlış anlaşılsa bile bunun bir önemi var mıydı, doğrusu kafam oldukça karışmıştı.
Eve geçerken menajerimle uğradığımız markette Felix'le karşılaşmak bu karışıklığa birkaç düğüm daha eklemişti.
"Senin burada ne işin var, Bangchan'le birlikte değil miydin?" diye sordum birlikte araca binerken.
Bangchan'le ikisi ayrı yerlerde oldukları için Felix buraya taksiyle gelmiş, geçerken de uğrayıp benim çok sevdiğimi bildiği için sıcak Taiyaki almak istemişti.
Taşlar yerine oturmakla birlikte aslında daha da karmaşıklaşıyordu böylelikle. Cevap elde etmenin daha fazla soruyu da beraberinde getirmesi gibiydi.
Güvenlikten geçip evin bahçesine girerken menajerime kısaca veda ettikten sonra bizi bekleyen Hank'le Bangchan'in yanına geçtik.
Alışkın olduğum ve mesajlardan sonra da karşılaşmayı beklediğim sorgulayıcı bakışlarına ara vermiş sıcak bir sarılmayla selamlaşıp eve geçtiğimizde marketten aldığım paketlerle birlikte mutfağa girmiştik.
Felix benim huylarıma alıştığı için hızlıca yemek pişirme modumuza uyan bir müzik listesi açtı, arkaplana.
"Ee ne yapıyorsunuz anlatın bakalım" saçlarımı hızlıca sıkı bir topuz yapıp ellerimi yıkadım. Malzemeleri mutfak tezgahı üstüne çıkarırken bir yandan da Bangchan'in cevapsız bıraktığım mesajları üzerinde düşünüyordum ister istemez.
Felix tam bir şeyler anlatmaya başlayacak dikkatimi dağıtacakken Chan ikimize de acımadan sözünü kesti.
"Asıl sen anlatsan ya Rosie neler oluyor? Jeon Jungkook ne alaka?"
Felix durumu anlayamadığını belli eden bakışlar atarken gözlerimi devirdim. "Burası şirkete ait bir kompleks biliyorsun, onların yurdu da hemen yandaki villa"
Bu her şeyi açıklamıyordu. Ben de biliyordum ama anlatabileceğim daha fazla ne vardı ki?
Bir kere yemek yedik, benim bile unuttuğum doğum günümü gece yarısı alıp geldiği pastayla kutladı, sonra o gece dışarı çıktık ve kar yağıyordu. Son ben düştüm, onu da kendimle birlikte düşürdüm. Uyuyakaldığım için beni evime kadar kucağında taşıdı.. bunları mı anlatmalıydım?
Bunları anlattığım takdirde karşımdaki ikilinin konuyu nereye çekeceğini biliyordum, daha kendime bile açıklayamazken ne olup bittiğini bundan bahsedemezdim.
Bangchan anlattıklarımla tamamen tatmin olmasa da Felix bu durumu çok olumlu ve heyecanlı karşılayınca konu sapmıştı en azından.
Onların da basit yardımlarıyla ve farklı şeylerden bahsederek yemeği pişirip masaya geçtiğimizde Felix hızlıca tartın tadına bakıp bayıldığını belli eden mimikleriyle bana dönmüştü. Bardaklara içeceklerimizi doldururken gülümsememi tutamadım.
