16

1.4K 130 80
                                    

"Sana ulaşmaya çalıştım bunu gizleyemem...
Daldığımız andaki his nasıl bu kadar güçlü ?"

Kulaklıklarımdan duyulan mırıltıya ayaklarım üzerinde salınarak eşlik ettim ancak gözlerim kapalıydı, ellerim de kulaklıklarımda.

"Aklımdaki okyanusu aştım
Yaralarım tuzla iyileşiyor
Tüm duyularım yoğunlaşıyor sen ve ben her daldığımızda "

Ritmi kaçırmamak oldukça kolaydı,mikrofondan uzaklaşmadan kaydedeceğimiz son satırları mırıldandım.

"Aklımdaki okyanusu aştım
Ama sonunda boğuluyorum, beni aşağı doğru sen ittin"

beni iten sendin
beni iten sendin.

Gözlerimi açtım, rüyadan uyandım.
Tepemdeki stüdyo ışığına uyum sağladığında göz bebeklerim küçülerek, kafamı camdan tarafa çevirdim.

Parmaklarını birleştirerek iki eliyle de 'okay' işareti yapan Robert'a gülümsedim.
Kulaklığı yerine asıp stüdyoyu ikiye bölen camın diğer tarafına geçmek için kapıyı açtım ve önce kafamı dışarı uzattım.

"Nasıldı? Ne düşünüyorsun?"

Neşeli halime bir o kadar coşkuyla karşılık verdi.
"Biraz önce neredeyse beni ağlatıyordun!" Gülümseyerek ayağa kalktığında masada duran soğuk yeşil çayımı da bana uzatmıştı.
Ben de bedenimin geri kalanını kapıdan geçirerek yanına adımladım.

"İlk albümünü on iki muhteşem şarkıya tamamlamakta zorlanmayacağız gibi."

Dişlerimi göstererek gülümserken uzanıp içeceği aldım.
"Elimde birçok taslak var"  birkaç yudum alarak kurumuş dudaklarımı ıslattım.
"Ama tracklisti hazırlarken kendime borçlu olduğum bir düzene uymalıyım. İyi bir hikaye anlatmalı şarkılarım, bir yapboz gibi oturmalı parçalar..Dinleyenler uzun soluklu bir hikaye gibi okumalı"

Daha içten samimi bir gülümseme sundu.
"Uğraştırmak istemesen şaşırırdım."

Alaycılığına karşı ben de gülümsedim. Robert'la samimi olmamak imkansızdı gerçekten.

"Bahsettiğin proje için demo kayıtları aldınız mı?" dediğinde kafamı salladım.
Sandalyeme yönelip üstüne bıraktığım lacivert uzun  kabanımı aldım, topladığım saçlarımı açarken "Pdogg-nimle üzerinde çalışıyoruz." diye açıkladım durumu.

"Yani aslında full kaydı almış da olsak önümüzdeki hafta daha iyisini yapabiliyor muyum diye denemek istiyorum... zaten anlaşmalarımızdaki tarihten oldukça erken hazırlamış olacağız."

Bu sefer kafasını sallayarak onaylayan o oldu.
"Yardıma ihtiyacın olmaz ama olursa söyle."

Gülümsedim,kabanımı üzerime geçirip içinde kalan saçlarımı dışarı çıkartırken "öyleyse görüşürüz, teşekkür ederim zaman ayırdığın için"

Gözlerini hafifçe devirdi.
"Senin gibi bir sanatçının albümü üzerinde çalışmak benim için işten ötesi, Rosie"

Çantamı da omzuma astım.
Kaşlarım hafifçe havalanmıştı.
Benim gibi bir sanatçı...

Normalde planlanan marka toplantılarımdan biri iptal olduğunda günümü evde dinlenerek geçirmeye kararlıydım ancak piyano başında geçirdiğim dakikalar sonunda bulduğum akorları unutmadan kaydetmek istemiştim. Bunun için de Robert'ı aramıştım elbette. Plansız programsız teklifimi sandığımın aksine reddetmemişti.

"Çok naziksin" boştaki elimi kabanımın cebine attığımda titreşen telefonumu hissettim.
"Öyleyse sonra görüşürüz?"

Telefonu çıkarıp ekrandaki bildirime bakarken "zamanın varsa sokağın başına yeni açılan kahvecide sıcak bir şeyler içebiliriz ya da şirket kafeteryası da olabilir." dediğini işitince kafamı geri kaldırdım.

Seoul mate / RoséKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin