11

965 108 11
                                    

  Beni Benden'le tanıştıktan sonra günlerim çok tuhaf geçmeye başladı. İyi anlamda bir tuhaflık bu. Bana gerçekten değer veren biri gibi ama bir türlü güvenemiyorum. Şuanda bisikletimle orman yolunda ilerliyorum ama içimde hep bir kuşku var. 

Biri beni nasıl sevebilir? O kadar çirkinim ki, mümkün değil. Ben güzel olup sırf ilgi almak için 'Çirkinim' diyen kızlardan değilim, o kızlar 'Çirkinim' der ve etraftakiler aksini söyler. Böylece o kızların egoları tatmin olur. Peki ya gerçek çirkin olan ben? Şişmanım, makyaj yapmasını beceremiyorum. Kot pantolon ve düz renk tişörtler harici bir şey giymiyorum. Genelde bol giyiyorum ki kilolarım belli olmasın. Sivilcelerim var, dudaklarım küçük. Kesinlikle çirkinim. Sıradan saçlarım, sıradan göz renklerim. Biri beni sevemez. 

Kişiliğimi seviyor diyeceğim ama kimseyle konuşmam ben. Kimse kişiliğimi bilmez. Okulda kendimden yaşça büyük adamlarla vakit geçirdiğim için dedikodum yayıldı. Herkes beni para avcısı aşağılık bir insan sanıyor. Öyle de diyorlar. Birinin beni sevmesi imkansız anlıyor musunuz? Kesin bana yazan o anonim de benimle dalga geçmek için yazmıştır. Bazen düşünüyorum. Dalga geçecek olsa bu kadar iyi davranır mıydı? Bu kadar üstüme düşer miydi? Bilmiyorum. En iyi ihtimalde o da yalnız ve benim de öyle olduğumu gördü. Tek sebep bu olabilir. 

Bisikletimden inip ağaçların çepeçevre sardığı kulübeme doğru yürümeye başladım. İşte oradaydı. Benim için hazırladığı kutu kulübenin girişindeki ıhlamur ağacına asılıydı. Derin bir nefes aldım ve ağaçtaki fileye sarılmış kutuyu aldım. Ağaçların arasından geçip özel bölgeme giriş yaptım. Gölün kokusunu içime çektim ve masanın üstüne kutuyu bıraktım. Sandalyeye oturdum, kutuyu fileden çıkardım.

Derin bir nefes aldım. Kutuyu açtım. Karşımda bir not vardı. Güzel bir el yazısıyla pastel pembe bir kağıda yazılmış not. Notu elime aldığımda altında bazı eşyalar olduğunu gördüm, önce notu okumamı istemiştir. Öyle olmasaydı notu kutunun dibine koyardı. Şuan kalbim o kadar çok çarpıyor ki. Notu açıp okumaya başladım. 

"Merhaba Asya,

  Hediyemi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Gerçi henüz kabul ettin mi bilmiyorum, umarım edersin ama yine de sana vermemi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Bu kutunun içinde o güzel kahverengi atkuyruğuna yakışacağını düşündüğüm kırmızı bir bandana var. Sana çok yakışacağını biliyorum. Seveceğini de tahmin ediyorum. Pek kırmızı giymiyorsun ama bir keresinde seni bir kafe açılışında kırmızı elbisenle görmüştüm. O kadar güzeldin ki. Hayat bizi o gün de karşılaştırmıştı. 

 Bir de telefon var. O da kırmızı renkte. Telefonu görünce şaşıracağını biliyorum ama bu özel bir telefon. Piyasada yok çünkü bir arkadaşımla beraber yaptık. Küçük bir şey. Annenin telefonunu bazı zamanlarda aldığını duyunca sana ulaşamayacağım korkusu içimi kapladı. Belki de sen bana ulaşmak istersin. Birlikte her zaman sohbet edebiliriz. Telefonun içinde sadece benim numaram kayıtlı. Sevdiğin bazı şeylerin fotoğrafı ve senin için seçtiğim kitapların dosyaları var. Umarım kabul edersin.  

Seni çok seviyorum. 

Beni Benden."

Şaşkınlıkla ağzım açıldı. Notu bir kenara koyup bandanayı elime aldım. O kadar güzel bir dokusu vardı ki. Gülümseyerek atkuyruğumun etrafına doladım kırmızı kumaş parçasını. Çok güzel bir hediyeydi bu. 

Gülümsemem biraz soldu çünkü elime avuç içi kadar olan telefonu aldım. Anlattığına göre amacı iyiydi ama ya bu telefonun içinde beni takip eden ya da ses kaydımı alan bir şey varsa diye içime kurt düştü. Gerçi olsa ne olacaktı? Saklayacak bir şeyim yoktu ama utanıyordum işte. Nasıl böyle bir şeyi kabul edebilirdim?

Telefonun tuş kilidini açtım ve karşıma güzel bir orman fotoğrafı çıktı. Fotoğrafı kaydırınca köpeklerimin fotoğrafları vardı. Gülümsedim. Sahiden dediği gibi sadece onun numarası kayıtlıydı ve telefon küçük olmasına rağmen yazı yazmak çok zor değildi. Bunu gerçekten kendi elleriyle mi yapmıştı? Hediyeyi kabul etmemek çok büyük ayıp olurdu. O yüzden bu telefon artık ben ve Beni Benden'in iletişim aracıydı. 

Bir süre saklı yerimde oturdum. Köpeklerimi besledim, çiçeklerimi suladım. Çayımı içtim ve müziğimi dinledim. Uzun zamandır ilk kez bu kadar huzurluydum. Göldeki suyun yansımasından kendi suratımı gördüm ve kırmızı bandanayı. Çok sevmiştim. Benim saçımda bile çok güzel duruyordu. Elimi saçlarımda gezdirdim. Hayal kırıklığına uğramak istemiyordum ama Beni Benden iyi biri olabilirdi. 

Saatin ilerlediğini gördüğümde eve gitmek üzere ağaçların arasından geçtim ve gizli alandan çıktım. Bisikletime binerken minik telefonuma bir bildirim geldi. Telefonu çıkardım ve gelen mesaja baktım. 

Beni Benden: Bandana çok yakışmış. 

Gülümsedim ve etrafıma bakındım. Kimse yoktu ama beni görüyordu. Onu aramakla vakit kaybedemezdim zaten çok iyi saklandığını biliyordum.

Asya: Teşekkür ederim. 

Beni Benden: Yarın benim için okulda takar mısın onu? 

Beni Benden: Çok güzel gözüküyorsun. 

Asya: Takarım.

Beni Benden: Teşekkür ederim. 

Asya: :)

beni benden // textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin