Her güne bir bölüm atıyorum.
Yorumlarınızla şenlendirin efendim ortalığı.Her şey yolunda giderken nasıl böyle oldu?
Yağız'ın ayrılık mesajını aldığım gibi Gözde'yi aradım. Müsait olduğunu söylediğinde hemen onlara gitmek için yola çıktım. Gözde kapıyı açtığında bana hayretle baktı. "Kızım bu ne hal? Ne oldu neden aradın öyle? Annen mi bir şey dedi hukuk okumak istemen hakkında?" dedi. İçeri girip salona oturdum. Mete ise karşımda oturuyordu. "Yağız benden ayrıldı." diyebildim. Mete ve Gözde'nin ağzından aynı anda "Ne?" diye bir soru çıktı. Mete "Dün her şey yolundaydı. Ne oldu öyle birden?" deyince mesajlarımızı okumaya başladım.
Her şeyi anlatınca Mete ve Gözde bundan tatmin olmamış gibiydi. "Ne yani bunun için mi ayrıldınız?" diye sordu Gözde. Kafamı salladım. Mete "İkiniz de birbirinize yanıyorsunuz." dedi. Yağız'ı çok mu bunaltıyordum? O yüzden mi olmuştu bunlar? "Gözde, söylesene. Ben neyi yanlış yaptım?" diye sordum. Gözde duruşunu dikleştirdi. "Kendi hayatından taviz vermekten bahsetmişsin." dedi. "Ne yani, bu kötü bir şey mi?" diye sordum. Bu sefer söze Mete atıldı. "Asyacığım, kötü bir şey değil elbette ama bu çok bir şey. Yağız sana kötü bir karar verdirmekten korkmuş ve hayatından bir süreliğine çıkmak istemiş. Hem ara verelim demiş, ayrılalım da dememiş ki." dedi ve onun sözlerine Gözde "Yağız da sensiz yapamaz. Yazar birkaç güne." diye ekledi.
Bir sessizlik oluşunca sessizliği Mete bozdu ve "Hadi, Yağız'ın yanına gidelim." dedi. Bendeki çıkış da ani oldu. "Saçmalama Mete, benden ayrılmak istedi işte. Gidip yalvaracak mıyım ayrılma diye. Hem belki bu bir bahaneydi. Belki de benden ayrılmak için zaman kolluyordu." dedim. "Saçmalama." diye bir tepki geldi Gözde'den. "Seni çok sevdiğini biliyoruz." diye ekledi. Öyleyse neden? Öyleyse neden böyle olmuştu ki? "Madem ben hatalıyım. Sen söyle Mete, Gözde mezuna kalacak olsaydı sen de onunla beraber kalmaz mıydın? Onu bırakıp gider miydin İstanbul'a?" diye sordum Mete'ye. Mete gülümseyerek Gözde'ye baktı. "Hiç bırakmam ki ben fıstığımı." dedi. Ben de kafamı salladım. "Bakın işte, Mete de aynı şeyi yapıyor. Ben yapınca ne oluyor?" diye sordum.
Mete duruşunu düzeltti. "Şimdi güzeller güzeli Asya, benim Gözde'ye olan aşkım pek sağlıklı değil bakarsan." dedi. Gözde de "Benim de aynı şekilde." dedi ve Mete devam etti. "Yağız sağlıklı bir ilişkiniz olsun istiyor. Hem birbiriniz için bir şeyler yapın istiyor hem de kendiniz için. Biz Gözde'yle kendimiz için pek bir şey yapmıyoruz. İlişkimizin beşinci senesi olacak, birbirimiz için yaşıyoruz resmen. Ben bu sağlıksızlığı da seviyorum. Ben Gözde'yle her şeye varım. Yine de Yağız böyle olsun istemiyor olabilir." diye açıkladı. "Baktı ki bu ilişki sağlığını kaybediyor. Biraz görüşmeyelim demiştir." dedi Gözde.
Haklılardı. Oflayarak koltuğa iyice gömüldüm. Gözüm daldı ve Yağız'la yaşadığımız güzel şeyleri düşünmeye başladım. Düşündükçe gözlerim doluyordu. Dolan gözlerimden nihayet bir yaş aktığında Mete'nin bana fırlattığı yastıkla kendime geldim. "Hop Asya Hanım!" dedi ve Mete'ye döndüm. Gözde'ye baktığımda ise sinirli gözüküyordu. "Durum değerlendirmesini yaptık. Şimdiyse bu durumu düzelteceğiz. Ağlamayı kes, kendine gel. Yağız'ın yanına gidiyoruz." dedi Gözde. Hiç gidesim yoktu. Beni istemiyordu işte, neden gidecektim ki? "Hayır." diyerek net bir cevap verdim ve kafama bir yastık daha fırlatıldı. Mete yerinden kalkmıştı. "Asya, ben artık seni bir yerlere götürmek için sana yalvarmak istemiyorum. Gideceğiz dedik ve gideceğiz. Kaldır götünü." diyerek ayaklarımı yerden kesecek bir tekme attı. "Ne tekme atıyorsun ya? Tamam, kalkıyorum." dedim ve yerimden kalktım.
Yağız'ın çalıştığı kafeye geldiğimizde içeri girmeden önce derin bir nefes aldım. Ne konuşacaktım ki şimdi? Ayrılma benden falan mı diyecektim? Beceremezdim ki. Nihayet içeri girdiğimizde etrafa bakındık. Kafe sakindi, pek müşteri yoktu. Yağız garson olduğu için ayakta olur onu hemen görürdüm. "Nerede bu çocuk?" diye sordum. Mete parmağıyla gösterdi. Bir kızla masada oturup sigara içiyordu. O kız çok tanıdık geliyordu. Gözlerimi kısıp bir daha baktım. "Feyza mı o?" diye sordu Gözde. "Evet." diye cevapladı Mete. Feyza mı? Nereden çıkmıştı bu kız? Ne alakaydı yani şimdi Yağız'ın yanında? "Eski sevgilisiydi değil mi Feyza?" diye sorarak emin olmak istedim. Mete beni de onayladı.
Eski sevgilisi Feyza'yla nasıl bir muhabbet ediyorsa içeri girdiğimizi fark etmemişti bile Yağız. "Arkadaşlar bırakın ya." diyerek kafeden çıkmaya çalıştım ama Gözde beni durdurdu. "Asya, dur. Konuşun işte." dedi. Sinirlenmiştim. "Ne konuşacağım onunla? Benden ayrılmış ve hemen eski sevgilisini çalıştığı kafeye çağırmış." dedim. Mete atladı. "Feyza öyle ırz düşmanı bir kız değildir ya. Yağız da öyle bir şey yapmaz. Hem ayrılsalar bile onlar hiç konuşmayı kesmediler ki. Arkadaşlardı hep. Kötü de ayrılmadılar zaten." dediğinde iyice sinirlenmiştim. "Çok seviyorsunuz galiba Feyza'yı." dedim. Sinirden ne dediğimi bilmiyordum. "Asya, git işte yanlarına!" dedi Gözde. Sesini biraz yükseltmişti ve Yağız bizi fark etmişti.
Göz göze geldiğimizde bunu beklemiyormuş gibi panikledi. Neden paniklemişti? Demek ki olmaması gereken bir şey yapıyordu şuan. Yağız bizi karşılamak için ayağa kalktığında hemen o kafeden çıktım. Mete ve Gözde beni tutmaya çalıştı ama onları dinlemeden kafenin önünde duruyordum. Feyza'yla rahat rahat konuşabilirdi artık. Ben dışarı çıktıktan birkaç dakika sonra kafeden biri daha çıktı. O kişi Yağız'dı. Yağız yanıma yaklaştığında bakışlarımı önüme eğdim.
"Asya, ben de iş çıkışı yanına gelecektim." dedi. Tam olarak önümde duruyordu. Cevap vermemiştim ve konuşmaya devam ediyordu. "Sen kafanda kurmadan önce anlatayım. Feyza, sonuçlar açıklanınca bana yazdı. Sonucumu merak etmiş. Öylesine konuştuk. Bugün kafeye uğradı, o gelince de kibarlıktan molama çıktım. Hem saate bak. 18.00 Tam mola saatim." diyerek açıklama yapmaya çalıştı. Kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım. "Açıklama yapmana gerek yok. Açıklama yapacağın biri değilim. Unutmadıysan bugün ayrıldık." dedim. Elini kafasına götürüp stresle saçlarını ovdu. "Onu konuşalım diye gelecektim zaten akşam. Hata yaptım." dedi. Ellerimi önümde birleştirdim. "Önemi yok Yağız. Olan oldu." diyerek gitmeye çalıştım ama ellerimden tutup bunu engelledi. "Madem gelmişsin, konuşalım. Gitme." dedi. Ellerimi ondan kurtardım. "Annem işten çıkmış, eve geliyordur. Gitmeliyim." dedim. Ofladı ve "Sadece 5 dakika." dedi. Onu dinlemeden eve doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beni benden // texting
Short StoryAsya: sen kimsin? 0544*******: seni senden daha iyi tanıyan 0544*******: seni senden daha çok düşünen 0544*******: seni senden daha çok seven Asya: anlamıyorum. 0544*******: bana 'beni benden' de Asya. 0544*******: çünkü her zaman seni senden dah...