17

768 103 32
                                    

Son bölümlere yorum ve vote gelmediğinde biraz moralim bozuldu. :/
O yüzden yeni bölüm atacak motivasyon bulamadım ama şimdi atıyorum.
Lütfen yorum atar mısınız?
Hikayeyi düşünceleriniz belirliyor. ♡

  Babam ölmeden önceki hafta sonu çıkmıştım en son dışarı. Bana veda etmek için çıkarmıştı belki de beni. Bütün günümüz birlikte geçmişti. Sanırım hayatımın en güzel günüydü. Babamla en son vakit geçirdiğim cumartesi. Bugün de cumartesi ve ben yine dışarı çıkacağım. Babam öldüğünden beri çıkmamıştım. Öldüğü gün aklımdan çıkmıyor. Acaba bunu atlatabilecek miyim?

  Aynamın önüne geçtim. Altımda kot pantolon, üzerimde kırmızı tişört. Aynada bir süre kendimi izledim. Çekmecemden Beni Benden'in hediye ettiği bandanayı çıkardım ve nazikçe saçıma taktım. Beni Benden ortaya çıktıktan sonra bu yeni arkadaşlarımın da ortaya çıkması tesadüf olabilir miydi? Belki de Beni Benden, o dörtlüden biriydi. O dörtlüden tek bir kişi olabilirdi. Batuhan. Yine de Batuhan'ın böyle bir şeye kalkışması saçma geliyordu. Neden yüzüme karşı söylememişti?

   Aklıma benimle buluşmak istediği gün geldi. Hayır demiştim. Beni Benden gitmem gerektiğini söylemişti. Hatta bugün de gitmek istemediğimi söyledim, Beni Benden  yine bana git dedi. Belki de gitmeyeceğimi bildiği için böyle bir karakter oluşturmuştu, beni ikna etmek için başka biri gibi davranıyordu.

   Hazır olduğumda evden çıktım. Kafe evimize çok yakın olduğu için yürüyerek gittim. Jüpiter Kafe. Burası çok güzel bir yerdi ama hiç gelmemiştim. İçerisi sahaf kokuyordu. Etrafta eski gazeteler, eski televizyonlar ve radyolar vardı. Dekorasyon o kadar güzeldi ki. İçeri girdiğimde huzur doldum. Ama dörtlüyü görünce içimdeki huzur, kaygıya dönüştü.

    Batu beni gördüğünde elini salladı. Gülümseyerek yanlarına gittim. "Hoş geldin." dedi Gözde. Gerçekten Gözde ile aynı masada oturacağımı tahmin edemezdim. Batuhan hariç hepsi diğer insanlara üstten bakıyordu. Kendi ortamları hariç kimseyle muhattap olmuyorlardı. "Hoş buldum." diye karşılık verdim. Mete elindeki menüyü uzattı. "Ben, Gözde, Batu milkshake aldık. Ne içersin?" diye sordu. Menüye bakmadan "Filtre kahve." diye cevap verdim. Mete elini kaldırdı, garsonu gördüğünde "İki filtre kahve." dedi. Garson da kafasını sallayıp mutfağa doğru yöneldi.

   Karşımda Yağız oturuyordu. Geldiğimden beri telefonundan başını kaldırmamıştı. Acaba şuan ne yapıyordu? Benimle ilgili bir şeyler mi yazıyordu birine? Cidden deli olacaktım. Neden gelmiştim ki? İçim içimi kemiriyordu. Yağız, ben ona bakarken birden kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Onu izlediğimi sanacaktı. Stresle Batu'ya döndüm. "Ne yapıyorsun?" diye sordum konu açmak için. Ben konu açmak için soru sormuştum. Ben. Genelde susar otururdum, sorulan soruya cevap verirdim. Batu soruma cevap vermeden beni bir süzdü. "Çok güzel olmuşsun." dedi. Utancımdan yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. "Teşekkür ederim." dedim.

Garson ben ve Yağız'a bir fincan filtre kahve getirdiğinde Mete gevezelik yapmaya başlamıştı. Geçen gece nasıl içtiklerini anlatıyordu. Anlatılanı dinlemeye çalıştım ama odaklanamıyordum. Sadece Batuhan hakkında düşünebiliyordum. Beni Benden, Batu olabilir miydi? Düşüncelerin içinde boğuluyordum.

  "Sen de gelir misin?" dedi Batu beni dürterek. Onları dinliyormuşum gibi davranmam lazımdı. "Nereye?" diye sordum. Gözde arkasına yaslandı. "Kızım senin kafa nerede?" dediğinde onları dinlemediğim ortaya çıktı. "Haftaya Yağızlara gidiyoruz. İçeriz biraz, eğleniriz dedik." dedi Mete. Bu çocuğun kafası sadece içkiye mi çalışıyordu? Annem izin vermezdi ki. "Ders çalışmam lazım." diye bir yalan uydurdum. Yağız gülümsedi ve "Ders çalışma programını ona göre ayarlarsın. Olmaz mı?" diye sordu yeniden. "Zannetmiyorum ama yapmaya çalışırım." diye bir yalan daha uydurdum. Asla gelemezdim. O evden ölümün çıkması lazımdı.

  Sohbet Batu'nun telefonuyla bölündü. "Efendim anne?" diye açtı telefonu. "Tamam geleceğim ama o biraları hemen çöpe atıyorsun tamam mı?" dediğinde daha da emin olmaya başladım. Annesinin alkol problemi vardı, sanırım. Tıpkı Beni Benden gibi. "Bekle, yarım saate oradayım." deyip telefonu kapattı. Epey stresli gözüküyordu.  "Çok özür dilerim. Gitmem lazım." deyip ayağa kalktı. "Ben de geleyim mi Batu? Ne olmuş?" diyerek ayaklanmaya çalıştı Yağız. Batu, cüzdanından içeceğinin parasını çıkardı ve masaya koydu. "Içmiş yine. Bir şey yok, halledeceğim. Siz oturun." dedi. Allak bullak olmuştum. "Haber verirsin, yaz bana gidince." dedim. "Merak etmeyin." deyip aceleyle kafeden çıktı.

Masada herkesin keyfi kaçmıştı. "Abi keşke gitseydik ya." dedi Mete. Gözde elini Mete'nin omzuna koydu. "Her zamanki şeylerdir. Endişelenmeyin." diye sakinleştirmeye çalıştı. Olayı sormak istedim ama haddim olmadığını düşündüm. "Nasıl bir insan bu ya? Madem kendin batıyorsun, etrafındakileri de çekme bataklığa." dedi Mete. Olayı çözmeye çalışıyordum.

"Geçen sefer kendini öldürmeye çalışmıştı. Batuhan çok kötü olmuştu. Gidelim. Çocuk daha da kötü olmasın" diyerek kalktı Yağız. Kendini öldürmek. Bu kelimeler yetmişti tekrardan kötü olmama. Ellerim titremeye başladı. Derin nefesler almaya başladım. Onun ardından Mete de kalktı. "Biz gidelim. Siz de kalkarsınız isterseniz." dedi bana ve Gözde'ye bakarak. Gözde onları onayladıktan sonra hesabı ödeyip gittiler.

  Gözde ve ben masada kalmıştık. Nefes almakta güçlük çekiyordum. "İyi misin Asya?" diyerek bana yaklaştı. Nefesim kesildi. Rezil oluyordum işte. Kendimden nefret ediyorum. "Eve gideyim." dedim güçlükle. Gözde "Tamam, istersen gidelim." diyerek ayağa kalktı. Başım dönüyordu. O kelime kafamın içinde tekrar tekrar dönüyordu. Kendini Öldürmek. Sandalyeden zar zor kalkıp kafeden çıktık. "Sen git." dedim. Daha da rezil olmak istemiyordum. "Seni böyle bırakır mıyım sanıyorsun? Gel şurada bir park var, oturalım. Açık hava rahatlarsın." dedi ve koluma girdi. Zar zor yürüyordum. Banka oturduk. "Ağlamak istiyorsan, ağla. Rahatla." dedi gözünün içine bakarak. Kendimi zor tutuyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan akmaya başladı. Başkasının yanına ağlıyordum, daha ne kadar rezil olabilirdim?

  "Benden çekiniyorsun, farkındayım ama böyle yapma bebeğim. İçine ne attıysan seni bitirir. Bana ne kadar güveniyorsun, bilmiyorum ama kimseye bir şey anlatmam. İkimizin arasında kalır." Gözde'nin gözlerinin içine baktım. Samimi gözüküyordu. Gözyaşlarım daha da arttı. Birden bana sarıldı. Belki de söylemeliydim. Bilmiyordum. Tek bildiğim bunu birine söylersem rahatlayacağımdı. Gözde'ye daha da sarıldım.

  "Benim babam kendini öldürdü."

beni benden // textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin