🌸bölüm 2; dört yıllık özlem🌸

1K 58 101
                                    


Bölüm Şarkısı: Pinhani - Aşk Bir Mevsim

Keyifli okumalar...

🌸

Manolyalar her yıl mayıs ile ağustos ayları arasında çiçek açmaya başlardı. Mor, sarı, beyaz, kahverengi... Her renkten manolya yaz geldiğinde bahçeleri ve saksıları süslerdi. Penceremin önünde yetiştirdiğim bana ait olan manolyalar da her yıl mayısın başlarında olduğu gibi açmaya başlamıştı.

Mor yaprakları olan çiçeğim, odamın camına vuran güneş ışığının altında parıldarken onlara buruk bir tebessüm göndererek elimdeki sürahiyle sulamaya devam ettim.

"Geliyor biliyor musunuz?" diye sordum manolyalırıma doğru bir sır verirmiş gibi sessizce fısıldayarak. "Bugün geliyor."

Derin bir nefes verdim. Manolyalarımla konuşmayı, onlarla dertleşmeyi severdim. Çoğu gece yüreğimdeki acı canımı biraz daha yaktığında, uyuyamadığım zaman anlatırdım onlara içimdeki aşkı.

Onun gittiği günden beri manolyalarım vardı yanımda. Onun yokluğunda dilinden düşürmediği manolyalar anlamıştı beni, onlar dinlemişti. Şimdi ise hiçbir şey olmamış gibi dört yıl sonra geri gelecek olması ve eski günlerdeki gibi oturup aynı masada yemek yiyeceğimiz gerçeği tüylerimi diken diken ediyordu.

Annesi Güler teyze ve babası Gökalp amca hem yıllardır komşumuz olduğu için hem de çok yakın aile dostumuz oldukları için bu akşamki yemeğe bizi de davet etmişlerdi.

Çiçeklerimi sulamayı bitirdiğimde yatağımı toplayıp üzerimdeki pijama takımını çıkardım. Akşam için Eliz'lerde yemek ve temizlik yapılacaktı. Annemin de yardımseverliği tuttuğu için yardıma geleceğimizi söylemiş ama evde baklava açacağını bahane ederek tabi ki de beni göndermeye karar vermişti.

Altıma gri bir eşofman üstüme de lila dar bir tişört giyindikten sonra bir poşete akşam giyeceğim kıyafetleri, saç düzleştiricimi ve makyaj çantamı koyduktan sonra telefonumu elime alıp odamdan çıktım.

Odamın kapısının açılıp kapanma sesini duyan annem, "Alara," diye seslendiğinde merdivenlerden inmeye başlamıştım bile. "Uyandın mı kızım?"

"Yok uyuyorum hala."

Annem sessizce mırıldandığım cümleyi duymamış olmalıydı ki bir şey dememişti. Aşağı indiğimde mutfaktan çıkmış, unlu ellerini bulaşmasın diye havaya doğru kaldırmış, yanıma geliyordu.

"Gidiyor musun?"

Zaten oruç olduğum ve bugün dersim olmadığı için on bire kadar uyumuş, daha sonra da biraz çiçeklerimle sohbet etmiştim. Şimdi ise saat on ikiyi biraz geçmişti ve birde kızlarla temizliğe başlayıp bütün evi baştan aşağıya temizleyecektik.

"Evet çıkıyorum şimdi."

"Tamam Güler'e söyle baklava bitince pilavı yapıp gelirim bende."

Konverslerimi giymek için eğildiğimde, "Tamam anne," diye mırıldanıp ayakkabılarımı ayağıma geçirdim.

"Hadi dikkat et kendine."

Ona öpücük attım ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Bu sırada telefonuma birkaç bildirim gelmişti.

Kimden: Eliz

MANOLYA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin