🌸bölüm 8; temas🌸

765 39 20
                                    


Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu - Kusura Bakma

Keyifli Okumalar!

🌸

Yola çıkalı beş, taş çatlasın altı dakika olmuştu. Çoktan mahalleden çıkmış otobana doğru yol alıyorduk. Arabaya bindiğimden beri ne o sesini çıkartmış ne de ben başka bir şey deme cesaretinde bulunabilmiştim.

"Senin arabanla gelebilir miyim?" diye sorduğumda yüzünde oluşan o şaşkın ifade gözümün önünden gitmiyordu. Birkaç saniye bir şey demeden yüzüme bakmaya devam ettiğinde çoktan sorduğuma pişman olmuş ve utançtan bir pancara dönmek üzereydim ki soru dahi sormadan kafasını sallayarak beni onaylaması üzerine bende oyalanmadan binmiştim arabaya.

Nedenini dahi sormamış, tek kelime etmemişti ve bu daha çok utanmama neden olmuştu. Yoldaki bakışlarımı ona çevirdiğimde eşofmanının cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal sigara aldı ve dudaklarına yerleştirdi. Yine cebinden çıkardığı çakmakla sigarasının ucunu ateşe verirken sanki ateşe verdiği şey benmişim gibi hızlandı kalbim. Paketi ve çakmağı yeniden cebine yerleştirirken alnına dökülen saçlarını geriye attı ve dudaklarındaki sigaradan derin bir nefes çekti. Daha sonra sigarayı sol eline alıp dirseğini cama yasladı. Böylece ciğerlerime ulaşan dumanı az da olsa engelleyerek görsel bir şölen sundu bana.

Şuan fazlasıyla çekici gözüküyordu.

Onu öylece izlemeye devam ederken aniden bana dönmesi ile hızlıca gözlerimi üzerinden çektim ve boğazımı temizleyip bakışlarımı önümüzdeki yola çevirdim.

"Dumandan rahatsız oluyor musun?"

Aradan geçen yıllar sigarayı çoğaltmasına neden olmuştu. Dumandan değil de bu kadar çok sigara içiyor olmasından fazlasıyla rahatsız oluyordum. Fakat bunu onun bilmesine gerek yoktu. "Hayır," diye mırıldandım içime kaçtığını düşündüğüm sesim kulaklarıma ulaştığında.

O sigarasını içmeye devam ederken çoktan otobana çıkmıştık. En önde Emir abinin arabası, arkasında abimin arabası ve en arkada da biz olacak şekilde ilerliyorduk boş şeritte. Aradan geçen birkaç dakika sonunda cesaretimi toplayabildiğimde bir açıklama yapmam gerekiyormuş gibi hissederek dudaklarımı araladım.

"Yade abimle baş başa kalmak istiyormuş benden rica etti bende kıramadım. Sonra tam Emir abilerin arabasına binecekken Eliz çıktı karşıma. Çok yorgunmuş, arkada uyumayı düşünüyorum falan deyince bir şey diyemedim. Bende mecbur senin yanına geldim."

Tek solukta nefes dahi almadan yapmış olduğum açıklamanın ardından rahat bir nefes verirken gözlerim ondaydı. Onun ise yolda olan bakışlarından dolayı ne düşündüğünü anlayamıyordum. Fakat birkaç saniye sonra dudakları usulca iki yana kıvrıldığında ben daha ne olduğunu anlayamadan sildi bu gülümsemeyi suratından.

"Açıklama yapmana gerek yoktu Alara," diyerek konuşmaya başladığında kaşlarım çatılmıştı. Sesi ifadesizdi. "Hepimiz aynı yere gidiyoruz zaten, ha benle gelmişsin ha onlarla ne fark eder?"

Yavaşça yutkunduğumda bu defa kızardığına emin olduğum yüzümü tamamen cama doğru çevirdim ve onun görmesini engelledim. Rezil olmuştum resmen. Yade ve Eliz'in kurduğu komplo oyununa nasıl düştüğümü bilmiyordum ama onlara bunun hesabını soracaktım ben.

Bir şey demeden sessizce yolculuğumuza devam ederken bu sessizlik beni germeye başlamıştı. En azından bir müzik sesi falan olsa gerginliğimi alırdı biraz. Dakikalar sonra dudaklarımı ıslattım ve derin bir nefes verip aklıma gelen soruyu sormaya karar verdim.

"Radyoyu açabilir miyim?"

Çekingen bir şekilde sorduğum sorunun ardından yoldaki bakışları beni buldu ve birkaç saniye üzerimde dolaştı. Ardından reddedecek sanırken elini uzattı, radyoyu açtı. Radyonun açıldığına dair tık diye bir sesin gelmesinin ardından Sezen Aksu'nun o nahoş sesi doldurdu arabanın içini.

MANOLYA MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin