14.

738 29 5
                                    

''Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim. Sensiz boğazımdan geçmiyor.''

Duyduğum şeyle olduğum yerde kaldım. Ne demişti bu kadın?!

''Sakin ol kızım!'' Dedi Sultan teyze. Gözlerimle kızı işaret ettim. Aklıma Kemal'in evde olabileceği gelince daha da sinirlendim.

''Kemal evde mi?!'' Dedim Sultan teyzeye sessiz ve sertçe. Kafasıyla 'evet' dedi. Sinirle bacağımı sallamaya başladım. Sorulan soruyu tekrar sorunca kafamı babaanneye çevirdim. 

''Beğenmedim.'' Dedim sakince. Sultan teyze hemen söze atıldı.

''Benim bir gelinim var zaten anne!'' Dediğinde kıza baktım. 

''Ne diyorsun gelin hanım?! Ben eve kız getirdikten sonra mı denir bu?! Lafımın üzerine laf söylenmez!''

''Hayırdır babaanne? Ne sözü?'' Diye bahçeye girdi Kemal. Ne diye geldin sen?

''Gel otur torunum. Konuşalım.'' dediğinde Kemal yan sandalyeme oturdu. Hafif çizikler vardı yüzünde.

''Bu kız karşı köyden dedenin akrabası, has kızdır. Senin için.'' Dediğinde kız Kemal'e güldü. Kemal'in bakışları sertleşti.

''Ne diyorsun babaanne?! Benim zaten bir kız arkadaşım var! Ve sonuna kadar onunla gideceğim! Sen git başkalarına yap kızı! Sana saygım vardır ama bu konuda olmaz bilesin!'' dedi sertçe. 

''Kimdir bu dilinizden düşüremediğiniz haspam?!'' Dedi kız sinirle. Yerimden kalkıp konuştum.

''Benim!'' Deyip kıza 'hayırdır' anlamında göz kırptım.

''Ne?'' dedi babaannesi.

''Doğru duydun anne! Bu evin gelini Ayışığı!'' Sultan annenin çıkışmasıyla daha da heyecanlandım.

''Bu kız benim gelinim falan olamaz!'' 

''Senin gelinin olmayacak zaten anne, benim gelinim olacak!''

''Edepsiz!'' Dedi babaanne. O sırada Kemal'in babası içeri girdi.

''Hayırdır hanımlar? Yine neden tartışılıyor?!''

''Senin bu annen kuma getirme peşinde!'' 

''Ne? Anne?!''

''Kemal'in yaşı geldi de geçiyor oğlum! Şarttır!''

''Anne zaten Kemal biriyle birlikte!''

''Biliyorum oğlum ama o kız olmaz!''

''Babaanne!'' Diye kükredi Kemal. 

''Bu konu burada kapandı anne. Kızı al ve git!'' Dedi Hasan amca.

''Ama!''

''Aması falan yok! Şimdi!'' Dedi ve kibarca kapıyı gösterdi. Babaanne kızı gönderip kendi kalmayı tercih etti.

Kemal'de elimi tutup bahçenin dışına getirdi beni. 

''Sen niye evdesin? Ha madem evdesin, niye çıkıyorsun bahçeye? Hadi onu da geçtim gördün ki misafir var, neden geldin?!''  Kemal bana sarıldı.

''Az sus!'' Ellerimle itip omzuna yumruk attım.

''Yılışma, konuşmayacağım senle.''  Özür dilediğinde, yaklaşıp sarıldım ona.

''Hem... Sen beni mi kıskandın bakayım?''

''Hıhım.'' Dedim. Yalan mı deseydim? Gülüp kafamın üzerini öptü.

''Neredeydin sen?''

''Abimle dolaştık öyle.''

''Neden haber vermedin?!'' 

''Bilmem, bir anda gelişti.''

''Bir dahakine haber et.'' Kafamı sallayıp daha çok sindim göğsüne.

''Çok bekledim bu anı biliyor musun?''

''Biliyorum, bende!''

''Senin de beni sevdiğini duyunca yerimde oturamadım biliyor musun? Yediğim dayak bile zevk verdi o an!'' Dediğinde kahkaha attım. Elini ağzıma koydu. 

''Gülme!''

''Neden?''

''Gamzelerin çıkıyor, milletin önünde. .'' Gözlerimi dehşetle açtım.

''Ben eve geçiyorum artık, abim delirmesin.'' Gülüp yanağından kocaman öptüm.

'' Hadi kaçtım ben.'' O da beni öptü.

''Dikkat et, gidince yaz.''

''Tamam Kemal, şurası zaten!'' 

''Olsun!'' Dediğinde gülüp kafamı salladım. 

Yavaş yavaş eve gittim. Kapıyı açıp içeri girdim.

''Hayırdır? Yüzünde güller açıyor!'' Dedi abim.

''Hiç. Mutlu olmakta mı yasak?!''

''Hıı. Sevgilimin yanından geliyorum desene şuna sen!''

''Hoşuna öyle gidecekse diyeyim.'' Kırlenti bana attı.

''Sus, zaten o pezevengi tekrar dövmek için yer arıyorum!''

''Aman be sustum.'' Deyip odama gittim. Aklıma şirketlere başvurmadığım geldiğinde sonraya bırakıp kendimi yatağa attım. Kemal'e geldiğime ve uyuyacağıma dair kısa bir mesaj çekince yatağıma girdim.


Kemal'den

On bir yılım artık benimleydi. Senelerdir bekliyordum onu. Hele onun da beni sevdiğini de duydum ya artık ölsem de gam yemezdim.

Eve gittiğine dair mesaja atınca içime sebepsiz bir korku düşmüştü. Hayra yordum ama içimde ki korku gittikçe artıyordu. 

''Çay demledim oğlum, içecek misin?'' Annemin seslenmesiyle ona döndüm.

''Ben alırım sultanım sen otur.'' Deyip mutfağa girdim. Kendime bir çay koyup tekrar koltuğa oturdum.

Sarılmıştık. Beni sevdiğini söyledi. Gerçekten artık rahat ölebilirdim.

''Mahalleli coştu bu akşam.'' Diyen babama döndüm.

''Ne oldu ki baba?''

''Bilmiyorum oğlum, camdan baktım da herkes bir yere koşuşturuyor. Gel bakalım bir.'' Deyince yerimden kalkıp ayakkabılarımı giydim. Kapıya çıktığım zaman herkes Baran'ların evine doğru koşuyordu.

''Allah allah!'' Diye isyan etti babam. 

''Hadi baba, hızlı olalım.'' Deyince önden gitmeye başladım. Telefonumu çıkartıp Ayışığı'na durumla alakaları olup olmadığını sordum. Cevap alamayınca adımlarımı daha da hızlılaştırdım. En sonda eve gittiğinde aktif olmuştu zaten.

''Baba yangın!''


Son!


TUTUŞMUŞ BERABERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin