11.

960 38 14
                                    

''Geleceğim, bekle dedi, gitti. Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.''

''Kızım, getir bebeği. Gidiyorlar.'' Duyduğum sesle birlikte paşayı giydirip pusetine koyuverdim. Aklımda ki düşüncelerden kurtulmak zor olsa da ayrılmıştım. Hemen bebeği aşağıya getirdim ve annesine verdim.

''Altını değiştirdim abla, hiç uğraşma sen şimdi.''

''Sağ ol kuzum. Artık gidelim biz.''

''Yine gelin abla, özletmeyin.''

''Sende gel, hep ben mi geleyim kız?''

Gülüp kafamı salladım. Gittikleri zaman bende koltuğa yayılmıştım, yorulduğumu şimdi anlıyordum. Kemal'le de konuşmam lazımdı. Neydi o öyle? Açık olsun biraz.

Abim gelip yan tarafıma kendini atmasıyla olduğum yerde havaya sıçrayıp tekrar koltuğa düşmüştüm.

''Ayı!''

''Doğru konuş lan!'' Saçına yapışıp bir sağa bir sola çektim. 

''Ya kızım bırak, yeni düzelttim.''

Bıraktığım zaman kafasını ovuşturmaya başladı. Sanırım biraz acıtmış olabilirim.  Kafasını öpüp oturduğum yere sindim. O da bana bakıp güldükten sonra televizyonu açmış dün akşam ki maçın özetini izliyordu. 

''O penaltı!'' Deyiverdim bir anda.

''Lan ne penaltısı? Faul o!''

''Lan vara baksın görürüz.'' İki dakika geçmeden hakemin vardan çıkınca penaltı demesiyle abimin kafasını ısırmaya başladım. Ben bile kafasıyla ne zoru olduğumu bilmiyorum.

Telefonuma gelen mesajla ikimizin başı da telefona kaydı. Ne olur ne olmaz diye ilk ben baktım. Abim dizlerimi itekleyip bakmak istiyordu ama ilk ben bakayım canım. Kemal kapıya gelmiş, benimle konuşmak istediğini yazmıştı. 'Tamam'  Yazıp çıkmıştım. Konuşmamız gerçekten gerekiyordu.

''Kim yazdı? Ne yazdı?''

''Kemal abi yazdı, dolaşalım demiştim sabah ama bebek geldiği için akşama doğru çıkarız dedi. Çağırıyor.''

''Allah Allah! Neden o da ben değil?''

''Ya sen yoktun o ara, sonra gelirsin.'' Abim kollarını çocuk gibi büzüp sinirli bir ses verdi. Hemen yanına gidip öptükten sonra üzerime hırka almak için odama girdim. Hırkamı giyip evden çıktım. 

''Gel!'' Diyen Kemal'in  sesiyle birlikte hemen yanına adımladım.

''Nereye?'' Diye sorsam da cevap vermedi. Anladığım kadarıyla mahallenin sonuna gelmiştik.

Durduğumuz zaman elini elimden çekti ve bir sigara yaktı.

''Kaç yaşındaydın hatırlamıyorum. Sanırım sekiz veya dokuz. Böyle fıldır fıldır gezerdin etrafımızda. 'Kemal abi, Kemal abi' diye. Abini sevsinler, orası ayrı dava. Nasıl oldu, nasıl kapıldım bu şeye bilmiyorum. Belki herkes sende dahil çok büyük tepki verecek ama ben daha dayanamıyorum. Şu an yirmi sekiz yaşındayım. Neden evlenmediğimi en çok sen sorardın. Bu soruyu sana evleneceğimiz zaman vermek isterdim. Seni tam on yıl boyunca sevdim. Çocukken olur ya geçer sanarız. Bilmiyorum ama geçmedi bende. Senelerdir içimde. Abinim ya hani senin, abiliğimi seveyim! İnsan kardeşine aşık olur mu? Oluyormuş Ayışığı'm. Senelerdir seni bekledim. Bir gün bana geleceksin diye bekledim. Herkesi, her şeyi göze alarak bekledim. Karşılık ver diye demiyorum ama bil, bil ve ona göre davran. Çünkü içimde ki aşkın her gün içime kor düşürüyor.''

''Ulan!'' Diye bir ses yükseldi ben cevap veremeden...



Son!




TUTUŞMUŞ BERABERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin