Baran, arabayı durdurdu ve arabadan indi. Kimseyi beklemeden hızlı adımlarla kafeye girdi ve polis rozetini çıkardı. Kasiyere gösterdi ve "müdürünüzle konuşmak istiyorum." dedi. Kasiyer kadını şöyle bir süzdü. Yaka kartını fark etti ve isminin 'Cansu' olduğunu gördü. Aynı zamanda Cansu'nun ne kadar güzel olduğunu da fark etti.
Cansu, beyaz tenli, kısa boylu, zayıf ve güzeldi. Dolgun dudakları, kalçası ve göğüsleri vardı. Çenesinde bir çukur ve çukurda da bir ben vardı. Saçı kısa kesilmişti ve kumraldı. Gözleri ise kahverengiydi.
"Buyurun, ne istemiştiniz?"
"Melisa Hanım hakkında size ve müdürünüze, daha doğrusu tüm çalışanlara birkaç soru sormak istemiştik. Kendisi akşam saatlerinde ölü olarak bulundu."
Cansu, önce şaşırdı, sonra üzüldü ve üzüntüsü gözlerinden belli oldu. Zeynep'e bakarak "başın sağ olsun." dedi.
Zeynep "dostlar sağ olsun." diye yanıt verirken Baran, "Melisa Hanım'ı en son ne zaman gördünüz?" diye sordu.
"Dün sabah işte görmüştüm. Ondan sonra bir daha görmedim."
Baran, "anlıyorum." dedi ve ardından "Melisa Hanımla aranız nasıldı?" diye sordu.
Cansu, Baran'ın sorusu karşısında şaşırdı ve kollarını göğsünde birleştirerek Baran'ın yüzüne kaşlarını çatarak baktı.
"Pek fazla hukukumuz yoktu ama yine de iyi anlaşırdık. Bir düşmanlığımız da yok yani. Benden mi şüpheleniyorsunuz yoksa?"
Baran, gülümseyerek "yoo, hayır." diye yanıt verdi.
"Bunlar sadece rutin sorular o kadar. Katilin zaten bir kadın olduğunu düşünmüyoruz."
Cansu, gülümsedi ve "şüpheli olmadığıma sevindim." dedi.
"Ama neden katilin bir kadın olamayacağını anlayamadım."
Baran, Cansu'yu etkilemek için bilmiş bir tavırla açıklamaya başladı.
"Kadınlar yapıları itibariyle birini kaçırıp öldüremez. Öldürmüş olsa bile bu bir tabancayla olurdu. Melisa Hanım güçlü birisi tarafından öldürülmüş."
Cansu, gülümsedi ve "anladım." dedi. Baran'ın uzattığı kartviziti aldı.
"Önemli bir şey olursa, aklınıza bir şey gelirse beni ararsınız. Şimdi müsaadenizle bu işletmenin müdürü ile konuşmak istiyorum."
Cansu, gülümseyerek "tabi." dedi ve Baran'a yer gösterdi.
Baran, ekibine diğer çalışanları sorgulamalarını söyledikten sonra kasanın arkasındaki kapıyı açtı ve içeri girdi. Koltuğa gömülmüş, telefonla oynayan bir kadın gördü.
Kadın, başını içeri giren Baran'a çevirdi ve onu görünce şaşırarak gülümsedi. Ardından ayağa kalktı.
"Burada ne işin var Baran?"
Baran da güldü ve "aynısını ben de sana soracaktım Zehra." diye cevap verdi.
Zehra, Barana yaklaştı ve onu yakasından tutup dudağına bir öpücük kondurdu.
"Ben buranın sahibiyim. Peki sen neden buradasın?"
Baran, gözlerini Zehra'dan kaçırdı ve "bir çalışanın öldürülmüş." diye yanıt verdi.
Zehra, Baran'ın yakasını bıraktı ve şaşkınlıkla ona baktı. "Kim öldürülmüş?" diye sordu.
"Garsonun Melisa Djuricic bir çöp konteynırının yanında ölü bulundu."
Zehra, başını yere eğdi ve "çok üzüldüm." diyerek elini kaşıdı.
"Kendisi en iyi çalışanlarımızdandı. Sevecendi, hayat doluydu. Çok güzel resim yapardı. Hatta bir ara benim bir resmimi yapacağına söz vermişti."
Baran, "başın sağ olsun." dedi ve ardından bir süre Zehra'nın kendisine gelmesini bekledikten sonra "Melisa'nın bir düşmanı var mıydı?" diye sordu.
"Bildiğim kadarıyla yok ama bir keresinde sevgilisi ile çok fena tartışmıştı."
Baran, Şahin'in kendisine böyle bir bilgi vermediğini hatırladı. Bir ipucu bulduğunu düşünerek sevindi. Zehra'ya bakarak "sonra araları düzeldi mi?" diye sordu.
"Bilemiyorum. Bir daha burada tartışmadılar. Hatta Şahin buraya çok az süre geldi. Geldiğinde de içeri girmedi. Aralarının düzelip düzelmediği hakkında da bir fikrim yok."
Baran, gülümseyerek "teşekkür ederim." dedi ve Zehra'nın dudağına bir öpücük kondurdu. Ardından geri çekilerek "akşam beraber miyiz?" diye sordu.
Zehra, gülümsedi ve "neden olmasın?" diyerek kollarını Baran'ın omzundan sarkıttı.
"İstersen şimdi de oluruz."
Baran, "çok isterdim." dedi ve Zehra'nın kalçasını okşayarak dudağına bir öpücük kondurdu.
"Ama bulmam gereken bir katil var."
Zehra, gülümseyerek "haklısın." dedi ve son bir veda öpücüğü verdikten sonra Baran'ı yolcu etti.
Baran, arabaya doğru yürüdü ve Ezgi'nin "önemli bir şey mi var amirim?" sorusuna cevap verdi.
"Şahin bizden önemli bir şeyi sakladı. O da Melisa ile kafede tartıştığı."
Arabaya binlerken Ezgi, "bence söylemeyi unutmuştur." diye fikrini belirtti.
"Ben onun sevgilisini öldürdüğünü sanmıyorum. Onu ne kadar sevdiği üzüntüsünden belli oluyordu. Kaldı ki neden Harry Potter asası bıraksın ki Melisa'nın bedenine."
Baran, arabayı çalıştırırken Ezgi'nin söylediklerine güldü.
"Üzgün olması onu şüpheli durumundan çıkarmaz. Onu öldürdüğü için de üzgün olabilir. Asa da Melisa Harry Potter hayranı olduğu için bir çeşit son görev olabilir. "
Ezgi, "olabilir." diye tekrarladı ve emniyet kemerini taktı. Ardından "şimdi nereye gidiyoruz?" diye sordu.
"Melisa'nın cenazesine gidiyoruz. Şahinle orada konuşalım şu konuyu."
Baran, arabayı park ettiği iki arabanın arasından önündeki ve arkasındaki araçların sahiplerine küfürler savurarak zorlukla çıkardı. "Mezarlığa tabiki." dedi. Ardından trafiğe de söverek arabayı Karşıyaka Mezarlığına sürdü.
🐸Bölüm Sonu🐸
İnstagram: cengiz_samet_tom7
Twitter: @BOSS_ZEH_3_18 - @WitcherTica - @votkavevoronko
Yazmaya Devam Ettiğim romanlarımı aşağıya bırakıyorum.
Esrarengiz Mektuplar ve Kanlı Kolyenin Gizemi (Polisiye)
Havadis (Habercilik)
Hun Kızı (Tarihi Kurgu)
İhtiraslar Uğruna (Aşk/Polisiye/Dram)
Kartalın Laneti (Mitolojik/Fantastik)
Poseidon'un Sürgünü (Mitolojik/ Fantastik)
Sahte İzdivaç (Aşk/Dram/Mafya)
Tımarhanede Bir Gece Geçirmek (Polisiye/Dram/Aşk)
Dizi Önerisi: 50M2
Kitap Önerisi: Ana (Maksim Gorki)
Film Önerisi: Çılgın Çocuklar serisi
Şarkı Önerisi: Fikrimin İnce Gülü

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asalı Katil (+18) (Ara Verildi)
Gizem / GerilimAmir Baran, Harry Potter sevenleri kaçıran ve tecavüz edip öldüren bir katil ile karşı karşıya. Bu çalışmamda +18 bölümler yer alacaktır. Kitabın konusu +18 değildir ve küçük çocuklara uygun değildir. İstemeyen okumayabilir. Boş yere linçlemek içi...