Çalan alarmı tekrar erteleyip kafamı yastığa gömdüm. Ne saçma! Okula gidiyoruz, bu kadar erken olmak zorunda mı? Yine söylene söylene servise geç kalma fikrini kafamdan uzaklaştırıp biricik aşkım en değerlim yatağıma veda ettim. Okul kıyafetlerimi giyip evden çıktım. Evet annem kahvaltı hazırlasa bile sabahları erken saatlerde kahvaltı yapamam. Sitenin merdivenlerini çıkıp sevisi beklemeye koyuldum. Bu arada kendimden bahsetmedim. Ben Ayşen. 14 yaşında bitirmeye çalıştığı 8. Sınıf öğrencisi yani TEOG maduru(!) Heh! Serviste geldi. Servise binip her zaman ki yerime oturdum. Okula geldiğimize göre yoğun birgün daha beni bekliyor diye iç çektim. Sınıfa girdiğimde Azra gelmişti. İster istemez mutlu oldum. En yakınım, biricik sırdaşım ne de olsa. Müdür yardımcısının o kibirli kalın sesini duyunca sıraya indik. Her sabah neden burda toplanıyoruz anlamıyorum. Sıraya indiğimde sınıftaki tüm herkese(!) ‘Günaydıınn!!’ dedim her zaman ki o mutlu sesimle. Müdürümüzün ‘Günaydın çocuklar.’ Demesiyle sınıflara çıktık. Alt tarafı bir günaydın için bizi burada tutması mı gerekiyor bu adamın? Sınıfımızın en üst katta olmasına lanetler okuyarak merdivenleri çıktım. Lanet okumalarım Asaf’ı görene kadardı tabiki. Sonra iyi ki bu kattayım dedim. Evet sanırım şuan ona bakıp aptal aptal sırıtıyorum. Azar’nın ‘Ayşen artık Asaf’a bakmayı kesip beni dinler misin?’ demesiyle Azara’ya döndüm. ‘Ne Asaf’a bakması kızım seni dinliyorum ben.’ Dedim çemkirerek. Azra ise’Hı hı tabii’ dercesine bana baktı. Gözlerimi devirmekle yetindim. Sınıfa girdiğimizde herkes ayrı bir yerde bir şeylerle uğraşıyorlardı. Azara’ya dönüp’Ya Azra acaba kantinde otursak mı biraz?’ dedim. Azra tabii anladı ne ima etmek istediğimi’Sen şuna Asaf’ı kesmeye gitmek istiyorum desene’ dedi sırıtarak. Kafasına vurmakla yetindim.’Tamam hadi gidelim.’ Demesiyle hemen kantine doğru yürümeye koyuldum. Evet işte Asaf tüm çekiciliğiyle oradaydı. Arkadaşlarıyla bir şey hakkında hararetli bir şekilde konuşyordu. Ah bir benle konuşma sen zaten diye geçirdim içimden. ‘Asaf’ı kesmen bittiyse gidelim ders başlayacak.’ Diyen Azra’yı kafamla onaylayıp kalktım. Sınıfa girdik ve ders başladı. Evet 6 saatin sonunda artık eve gidebilirim. Azra’dan ayrılıp servise bindim. Ve aklımın her köşesinde Asaf yankılanıyordu adeta. Hayır neden Berk var ki? Ah siz tabii bilmiyorsunuz. Berk Asaf’ın çok yakın arkadaşı ayrıca beni seviyor hem de uzun zamandır. Asaf’ın bana mesafeli davranmasını Berk’e bağlıyorum hep. Sanırım ben bu çocukla çıkacağım. Zaten Asaf’ı severek bir yere vardığım yok en azından başkasını mutlu edeyim. Berke ‘Yarın konuşmamız lazım.’ Mesajını gönderip cevabı bekledim. Telefonumun titremesiyle gelen mesaja baktım’Konuyu merak ediyorum.Yarın görüşürüz.’ Tabikide kabul edecek. Odamdan çıkıp bizimkilere baktım. Ablam odasında çizim yapıyor, annem mutfakta yemek hazırlıyor, kardeşim bitanecik kız kardeşim o da ödevlerini bitirmeye çalışıyordu. Yanına gidip ‘Nasılsın ablacım? Nasıldı günün?’ diyo sorarak yanağından öptüm. O da ‘Arkadaşım beni bugün yee düşürdü ablaa!’ diye sitemde bulundu. ‘Kıyamam prensesime. Bir şey olmamıştır bir tanem hem bilerek olduğunu düşünmüyorum.’ Dedim. O da ‘Evet, zaten özür diledi. Of ablaa bu ödevler çok sıkıcı’ diye ikinci siteminde bulundu. Ben bu işin sonunu biliyordum. Birlikte oturup kardeşimin ödevlerini yapacağız. Bana yavru köpek bakışlarını yolladı ben de ‘Tamam hadi yapalım da bir ana önce bitsin şunlar.’ Dedim. ‘Ablaa sen harikasıınn’ diye sevinçle bağırdı kardeşim. ‘Ah biliyorum prenses bunu her zaman söylemene gerek yok.’ Dedim. Aklım sıra egomu tatmin ediyorum. Kardeşimin ödevleri bitince odama gidip ders çalıştım. Sonra annemin ‘Yemek hazıııırrr.’ Bağırışıyla üçümüz aynı anda odalardan çıkıp mutfağa daldık. Annem masaya oturmuş bize bakıyordu. Tam oturacktım ki annemin ‘Önce ellerinizi yıkayın.’ Lafına göz devirirdim. Gidip ellerimi yakadım ve tekrar yemek için oturdum. Annem sırayla üçümüze bugün okulda neler yaptığımızı sorup teker teker yorumda bulunda. Bir tanecik annem ya. Bizimle sohbet etmeyi ne de çok seviyor. Konunun tükendiğini anladığım an aklıma babam geldi. Nasıl da özledim keratayı. Babam tır şoförü ve bu yüzden bazenleri yurt dışında bazenleri iste il dışında olur. 12 senedir bu işi yapmasına rağmen babamı 1 hafta arayla görmeye alışamadım. Neyse. ‘ Eee anne babam ne zaman geliyor? Konuştunuz mu?’ diye sordum anneme. Annem de hemen ‘Yarın akşam gelecek kızım.’ Diye cevap verdi. Oley be babam yarın geliyor. Bunu sevinçle odama girip biraz kitap okudum. Sonrasında ablamla konuşma isteği duyup odasına pat diye daldım. Ablam stemkar bir şekilde bana bakarak ‘Kapıdaki kocaman tık tıklayın yazısını görmediğini söyleme bana.’ Dedi. Kapıda yazı mı vardı? Ben niye görmedim? Kapıyı açıp arkasındaki yazıya baktım. ‘Aa burda yazı varmış. Görmemişim abla afedersin.’ Dedim ve hemen kapıyı kapatıp koltuğa oturdum. Onun konuşmasını beklemeden lafa girdim ‘Abla sanırım ben Berk’le çıkacağım.’ Ablam şaşkına dönerek bana baktı. Biliyor tabii Asaf’tan hoşlandığımı. ‘Ya bakma bana öyle. Asaf’ı sev sev nereye kadar? Sevmiyor işte beni. Ben mutlu olamıyorum bari mutlu edeyim dimi?’ diye açıklamada bulundum. Ablam da ‘haklısın galiba. Hayat senin tatlım. Nasıl yaşamak istiyorsan öyle yaşa. Ben her zaman senin yanındayım bir tanem.’ Dedi. Ay ben bu kızı çok seviyorum ya. ‘Seni seviyom be salak şeyy.’ Diyip öpücük atmayı ihmal etmeden odadan çıktım. Yarın Berk’le yapacağım konuşmayı düşünmek üzere yatağıma yattım. Tabiki hemen uykum geldi ve uyudum. Uyku benim her şeyim.
Merhaba Arkadaşlar! Bu benim ilk Wattpad deneyimim ve oldukça mutluluk verici. Umarım aynı duyguları da size yaşatabilirim. Okuyan herkese şimdiden teşekkür ederim.