Neredeyse 1 ayı geride bıraktım. Arkadaş ortamını ise 3. hafta da tamamlamıştım zaten. Hocalar üzerindeki ilk izlenimim ise gerçekten zorlayıcı olduklarıydı. İlk haftadan ödev vermeye başlamışlardı. Okul gayet disiplinli ve kurallıydı ama bunun yanında farklı bir sevecenliği vardı. Hoşuma giden noktalardan biri okulun binası gibi mevcudunun az olması zaten.
Bir günü daha arkamda bırakırken kızlarla konuşa konuşa servise yürüyordum. Onlarla vedalaşıp servise bindim ve her zamanki cam kenarına oturup kulaklıklarımı taktım. Tabi ki de servisin sıkıcı müziklerini dinlemeyecektim.
Eve vardığımda tonla verilen ödevleri düşünüp biraz dinlenmeye çekildim. Her zamanki sosyal medya turumu yapıyordum ki aynı serviste olduğum yan sınıftaki 9. sınıf arkadaşımdan mesaj geldi. Selamlaştıktan sonra konuya girdi. 'Serviste seni seven biri var ve eğer kabul edersen seninle konuşmak istiyor.' Ben tam her şeyi yeni yoluna koymuşken nereden çıktı ki bu? 'Kim olduğunu öğrensem önce daha iyi olur aslında.' diye bir cevap yolladım. Umarım o daha ilk günden sinir olduğum iki tip değildir. '10. sınıflarda Mehmet Burhan varya o işte.' 'He tamam isterse mesaj atsın.' deyip telefonu kenara bıraktım.
Ne yani şimdi bu dallama beni mi seviyormuş? Başka kız mı kalmamış? Allahım neden ben neden? WHY? Gözlerimi kapatıp onu düşünmeye başladım. Bir kere aramızda en fazla 5-6 cm fark var ayrıca ben aşk istemiyordum ki. Ne güzel arkadaşlarımla geçinip gidiyordum nereden atladı bu ortaya? Umarım çok bağlanmamıştır bana diye düşünürken odayı dolduran mesaj sesiyle kendime geldim.
Gönderen: Mehmet Burhan
'Selam.'
'Selam.'
Ya benim ödevlerim falan var gelemem böyle işlere.
'Nasılsın?'
'İyiyim sen nasılsın?'
'Ben de iyiyim. Ne yapıyorsun?'
Seni kırmadan konuşmayı sonlandırmak istiyorum mesela.
'Ödev yapıyorum. Sen?'
'Oturuyorum ben de. Ödev yapıyorsan rahatsız etmeyim daha fazla. Sonra konuşuruz istersen.'
Ohh bee. En azından anlayışlı çocukmuş. Sınırını biliyor dallama.
'Olur. Anlayışın için teşekkür ederim. Sonra görüşürüz.'
'Görüşürüz.'
Düşün Ayşen ne diyerek bu çocuğun sevgisini yok edebilirsin? Erkekleri üzme kuralımı çiğnemek istemiyorum ama daha yeni toparlamışken olmaz ki. En iyisi ablama sorup akıl almak deyip ablamın yine 'kapıyı tık tıklayınız' yazısını hiçe sayarak odaya girdim. Ablam ufak bir irkilmenin ardından sinirli bakışlarını üzerime sabitledi. 'Abla bir şey konuşmamız gerek önemli.' diye söze girdim direkt. Ablam bakışlarını düzeltirken ben de koltuğa uzandım. ve konuşmaya başladım.
'Servisten bir çocuk beni seviyormuş. Sorun şu ki ben ona okulun ilk gününden beri sinir oluyorum. Çünkü böyle çok egoist bir şey. Hele bir arkadaşı var sorma o daha beter. Sanki dünya onların etrafında dönüyorlarmış gibi. Bugün birazcık mesajlaştıkta abla ben ne yapacağım?'
Ben bir nefeste anlattığım şeylerden dolayı derin derin nefesler alırken ablam düşünür bir surat ifadesiyle bana bakmayı sürdürdü. 'Abla bir cevap verecek misin?' 'Bence şans ver Ayşen. Onun seni sevmesini engelleme. Yeni bir başlangıç istiyordun belkide o budur. Hem konuştukça onun seni gerçekten sevip sevmediğini de anlamış olursun. Belki çok seviyordur ve onun sevgisiyle sen de onu seveceksin belli mi olur? Artık aşktan korkma. Her şey eskide kaldı ve sen yeni bir başlangıç yaptın.'
Ablamın söylediklerini düşünmek amaçlı odama geri çekildim. Yarın da kızlarla ufak bir konuşmadan sonra tamamen bir karar veririm artık. Ablamın anlattıklarını aklımın bir kenarına kaydedip asıl önemli olan şeye yani ödeve kendimi verdim. Hocaların bitmek bilmeyen ödevleri bugün işlenilen dersin tekrarı ve yarın işleyeceğimiz olan konuya hazırlık derken artık daha fazla dayanamayacağımı anlayıp annemin yanına gittim. Onunla biraz sohbet ettikten sonra uyumak için odama çekildim. Yatağa yatıp telefonumu elime aldığımda Mehmet Burhan'ın iyi geceler mesajıyla karşılaşmayı beklemiyordum tabii. Mesajına karşılık verip alarmı kurdum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.