Tatil...

45 0 0
                                    

-1,5 Ay Sonra-

Sanırım artık Berk’ten soğudum. Zaten okulda bitti. Artık birbirimizi uzun zaman göremeyeceğiz. Hatta belki hiç göremeyeceğiz. Bu yüzden soğudum galiba. Ayrılsam mı artık? Okul da bitti artık. Neyse biraz daha çıkmaya devam edelim. Belki düzelirim tekrardan onu severim diye düşünüyorum. Bu yorucu koca bir yıldan sonra artık tatili hakettim diye düşünüyordum ki tek böyle düşünen ben değilmişim onu farkettim. Şuan bavullarımızı hazırlıyoruz. Muğla’ya, halamın yanına gidiyoruz. Tabiki de babam yok. O hep yollarda. Artık alıştığım için üzülmüyorum. Küçüklüğümden beri babamla tatile çıktığımı hatırlamıyorum. Hep annem, ablam, ben, kardeşim yaparız tatilimizi.           Koskoca 22 saatlik otobüs yolculuğuna kendimi hazırladım. Şanssızlığım yine konuşmuş uçak bileti bulamamıştık. Hiçbir şeyi dert etmiyorum ama. Bu tatil yorucu geçen bu yılın hediyesiydi. Bu yüzden her şeyden keyif almaya bakıyorum.                                                                                                                       Bavulları hazırladıktan sonra uyumaya çekildim. Biran önce sabah olması için uykuya kendimi teslim ettim. Sabah kardeşim Nazlı’nın bağırışlarıyla gözlerimi açtım. ‘Abla sonunda uyandın hadi kalk az zamanımız kaldı.’ Diyerek beni yatağımdan sökmeye çalıştı. Uzanıp telefonumu aldım ve saate baktım. 12.30 mu? Otobüs saat 15.00’te! ‘Annemle ablam nerde?’ diye sordum Nazlı’ya. ‘Salondalar bavulları kontrol ediyorlar.’ Odadan çıkıp annemlerin yanına gittim. ‘Neden beni uyandırmadınız?’ diye sordum. Annem ‘otobüs yolculuğu yorucu olacak. Uykunu al istedim. Hadi hazırlan.’ Dedi. Ben de odama gidip hazırlanmaya başladım. Telefonumun titremesiyle elimdekileri bırakıp telefonumu elime aldım.

Gönderen; Berk

Mesaj: ‘Günaydın prenses..’

Gönderilen; Berk

Mesaj: ‘Günaydınn.’

Telefonumu bırakıp sırt çantamı hazırlamaya koyuldum. 22 saat için oldukça fazla şeyler aldım. Kitap, müzik çalar, tablet… Annemin ‘Hazırsan çıkalım tatlım.’ Demesiyle ceketimi elime alıp ‘Hazırım annecim’ dedim. Hep birlikte evden çıktık. Aile apartmanımız olduğu için herkes buradaydı ve hepsiyle teker teker vedalaştım. Babaannem hemen duygu seline kapılıp ağlamaya başladı. Bayılıyorum ben bu tontişin duygusallığına. Babaanneme sarılıp ‘Aaa sen böyle yaparsan gidemem ben tontişim’ dedim. Babaannem bir anda gözyaşlarını silip kocaman gülümseyerek ‘Dikkat edin kendinize.’ Dedi. Ben de ‘Olur tontişim sen merak etme.’ Diyerek babaannemden ayrıldım. Terminale gelince bavulları muavine otobüse koyması için verdik. Hemen babama sarıldım. Onu uzun süre görmemeye alışkın olabilirim ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. ‘Seni seviyorum baba.’ Dedim. Babam da ‘Ben de seni seviyorum boncuk.’ Dedi. Babamdan ayrıldıktan sonra otobüse çıktım. Ablam, annem ve Nazlı’da babamla vedalaşınca otobüse bindiler. Ve başlıyoruz. Otobüs yavaş yavaş terminalden çıkmaya başladı. Cam kenarında elbette ben oturuyorum. Ablam da yanımda oturuyor. Annemle Nazlı ise iki koltuk önümüzde sol tarafımızda oturuyorlar. Babama el sallayıp kulağıma kulaklıklarımı taktım. Kafamı koltuğa gömüp uyumaya başladım. Boşuna ‘Uykucu’ demiyorlar bana. 22 saat sonunda Muğla’daydım işte. Bavulları alıp kuzenime doğru koştum. En sonunda onları bırakıp sıkıca kuzenime sarıldım. Benden yaşça çok büyük olabilir ama yinede çok iyi anlaşıyoruz. ‘Naber kuzen?’ diye sordum geri çekilirken. O da ‘İyidir seni sormalı?’ diye cevapladı. ‘Hiç sorma kuzen neredeyse tüm yol boyunca uyudum. Her yerim ağırıyor ya.’ Diye sitemde bulundum. Annemler de Can’a sarıldıktan sonra. ‘O zaman Jerry’i sen biraz gezdirirsin eve gidince Ayşen.’ Diyerek beni kolunun altına aldı. ‘Nerde o çok özledim onu ya.’ Dedim. Jerry, Can’ın Golden’ı. Dişi hem de 1 yaşında. Ben onu yeni doğduğunda görmüştüm en son. Can bana ters ters bakarak ‘Köpeği benden çok özlediğini sölemeyeceksin değil mi?’ diye sordu. Kocaman bir kahkaha patlatmamı engelleyemedim. ‘Saçmalama tabiki de onu daha çok özledim.’ Dedim. Bunu kızdırmaya bayılıyorum. Can hemen kolunu omuzumdan çekip beni itti. ‘Öyle olsun Ayşen Hanım.’ Diye imada bulundu. Ben de ikinci bir kahkahayla onun kolunu kaldırıp kolunun altına girdim. ‘Anlamıyor musun? Seni kızdırmak  içindi. Yoksa tabiki de seni daha çok özledim.’ Dedim tüm samimiyetimle. O da tüm egosuyla sırıtarak ‘Biliyordum.’ Dedi. Karnına sertçe vurdum ama bilin bakalım ne oldu tepki vermedi. Sert vurmuştum nasıl canı acımaz? Diye düşünürken arabanın yanına gelmiştik. Arabaya binip herkesin binmesini bekledim. Sonra da özlediğim bu yeri izlemeye koyuldum. Eve geldiğizde koşarak zili çaldım. Halam kapıyı açınca ‘Gülçin Sultan!’ diye bağırarak halama sarıldım. Halam da tüm sevinciyle beni kucakladı. ‘Hoş geldiniz.’ Dedi. Ben de ‘Hoş bulduuukk.’ Diyip içeri daldım. İçeri girdiğimde Jerry’i gördüm. ‘Kızım!’ diyerek yanına gidip onu sevmeye başladım. Beni unutmamış. Yerleştikten sonra annem, ablam ve Nazlı yorgun oldukları için uyudular. Tabii ben tüm yol boyunca uyuduğum için sanki 1 saatte gelmişiz gibi iyiydim. Halam markete Can’da birkaç işi olduğunu söyleyip evden çıktı. Ben de Jerry’i alıp dışarı çıktım. Geçen sene geldiğimde ezberlemiştim buraları. Hala unutmadım. Jerry’le gezerken Emir’i gördüm. Ah geçen seneki yaz aşkım. Elini sallayınca beni gördüğünü düşünerek yanına gittim. ‘Naber Emir?’ diye sordum gülümseyerek. O da ‘İyiyim Ayşen sen?’ diye sordu. Ben de ‘İyi.’ Demekle yetindim. Jerry’nin tasmasını ayarlarken ‘Ne zaman geldin?’ diye sordu.  Ben de ‘Yaklaşık 2 saat önce.’ Dedim sonra da ‘Neyse sonra görüşürüz.’ Diyip yanından ayrıldım. Ah bu çocuk. Geçen yıl geldiğimde tatil sonunda ayrılacağımızı bile bile çıkmıştık. Yalnızca yaz aşkım olarak kaldı. Bu yaşta ne aşkıysa artık. Öyle değişik bir duyguydu yalnızca. Mutluyduk. Şimdi yalnızca farkımız hayatımda birinin olması. Zaten tekrardan ayrılacağımı bildiğim biriyle çıkmam. Ama tatil arkadaşım olabilir. Kulağa hoş geliyor. ‘Ayşen!’ diye seslenmesiyle Emir’e döndüm. ‘Bence arkadaş olmayı deneyebiliriz.’ Ben az önce sesli mi düşündüm acaba? ‘Şey... Olur. Deneyebiliriz.’ Burada başka yaşıtım olmadığı için sıkıntıdan ölmek yerine Emir’le vakit geçirmek eğlenceli olabilir. ‘Artık gitmeliyim. Sonra görüşürüz.’ Diyip yanından ayrıldım. Eve geldiğimde herkes salondaydı Can hariç. ‘Selam bağyanlar! Can nerede?’ diye sordum. Halam, ‘Arkadaşlarıyla çıktı.’ Vay daha ilk günden sattı ha beni? Bunun acısını fena çıkaracağım. ‘Acıktım ben.’  Dedi her zaman ki Nazlı ve Nazlı’nın mızmız sesi. Hepimiz kemfikir olunca annemle halam masayı hazırlamaya başladılar. Ben de hemen terasa kaçtım. Tatilde de iş yapacak değilim tabiki. Ablamda hemen arkamdan terasa geldi. ‘Emir’i gördüm.’ Dedim sormasını beklemeden ve devam ettim ‘Arkadaş olmayı deneyelim mi? diye sordu bende olur dedim.’ Ablam sevinmiş gibi ‘Tatilde de evde oyutup kıçını büyütmenden iyidir.’ Dedi. Bu kız beni neden hep çok iyi anlıyor ki? ‘Ben de öyle düşünmüştüm.’ Dedim. Bu sefer halamın yemeğin hazır olduğunu bildiren sesi geldi kulağıma. Ablamı beklemeden salona inip masaya kuruldum. Tabağımı doldururken ‘Can bey ne zaman gelecekmiş?’ diye sordum. Halam ‘Çok geç olmadan gelirmiş.’ Dedi. Gelsin gelsin. Götereceğim ben ona ilk günden beni satmak neymiş. Doyduğuma emin olunca salona geçtim. Telefonu elime aldığımda birsürü mesaj ve aramaların olduğunu gördüm. Evet telefonuna bağlı bir insanım ve her yerden bir arkadaşım bulunur. Mesajlara cevap verdim, biraz sosyal medya gezginliği yapıp telefonu bir kenara bıraktım. Berk’le her an konuşamayacağımı ona zaten söylemiştim. O da pek üstüme gitmemişti zaten. Ben televizyona dalmış giderken zil çaldı. Kesin Can’dır diyip kapıya koşarken ‘Ben açarıımmm.’ Diye bağırdım. Kapıyı açtığımda Can içeri daldı. Burnumu sıkıp ‘Naber kuzen?’ dedi. Tek kaşmı kaldırıp tip tip ona bakmaya başladım. ‘İlk günden satışa geldim, ha Can bey?’ ‘Biliyorum biliyorum… Çok kızdın ama söz yarın telafi edeceğim.’ Derken kapıyı kapatıp salona geçti. Herkese geldiğini bildirirken koltuğa uzandı. Ben de vakit kaybetmeden üstüne atladım. ‘Benden bu kadar kolay kurtulacağınızı mı düşündünüz Can bey?’ dedim. O da kıvranarak ‘Kaç kilosun kızım sen. Bir yıl içinde baya kilo almışsın.’ Dedi. Omzuna sertçe vurarak ‘Hiçte bile. Sen o şişirme kasalarını çalıştırmayalı uzun zaman olmuş asıl.’ Dedim. ‘Şişirme mi?’ diye sorarak kahkaha attı. ‘Senin o şişirme dediğin kasları yapmak için ne kadar uğraştığımı sen de iyi biliyorsun Bücür.’ Heh bir bücür olmadığım kalmıştı. Evet biliyorum kas yapıp kızlara hava atmak için çok uğraşmıştı. ‘Bücür mü?’ diye sordum şaşkınca. ‘Evet, sen benim Bücürümsün.’ Dedi. Sıkılıp üstünden indim ve kolundan çekiştirerek onu bahçeye soktum. Artık konuşmamız gerekiyordu. ‘Eee anlat bakalım. Ne yaptın bir yıl içinde?’  İşte beklediğim soru. ‘Koskoca bir yıl boyunca inekledim. Sınav var diye ölesiye çalıştım.’ Göz devirerek ‘Bundan haberim var Ayşen. Okan’la ne oldu?’ diye sordu. Okan mı? Neden yaramı deşiyor bu çocuk? Ben onu unutmuştum. ‘Sonunda tekmeyi yedim.’ Dedim gözlerimin dolmasına engel olmaya çalışarak. ‘Oha! Nasıl oldu bu? Ve neden o zaman bana anlatmadın?’ diye sordu. Haklıydı, birbirimizin başına ne gelirse anlatırdık hep. ‘Onu unutmaya çalıştım. Daha önemli şeylerin olduğunu düşündüm ve üzerine düşülecek kadar değerli olmadığını düşünmeye çalıştım. Kendim atlatabilirim sanmıştım.’ Diye söyledim bir çırpıda. ‘Ne olursa olsun anlatmalıydın Bücür. Herneyse, onu unuttun değil mi?’ biraz düşündüm ve ‘Zor oldu ama unuttum. Hatta biliyor musun, ondan sonra okuldan birine aşık oldum ve-’ devam ediyordum ki lafımı bölüp ‘Dur tahmin edeyim, onunla çıkıyorsun?’ dedi soru sorar gibi. Göz devirdim ‘Hayır, onun en yakın arkadaşıyla çıkıyorum.’dedim. Gözleri yuvalarından çıkacak derece şaşkınca bana baktı. ‘Nasıl ya? Sen şimdi koskoca Ayşen Değirmenci, istediğini elde edemedi mi? Ayrıca, en yakın arkadaşıyla neden çıktın?’ diye sordu. İlk söylediği şeye kahkaha attım. ‘Evet gerçekten elde edemedim üstelik sevmiştim de. Yakın arkadaşı konusuna gelirsek beni uzun bir süredir seviyordu, ben de Asaf’ı sev sev nereye kadar dedim. Mutlu olamıyorum bari mutlu edeyim dedim ve Berk’le çıkmaya başladım.’ Dedim. Can’da olayı sonunda anlayabilmiş gibi bana bakarak ‘Berk’i seviyor musun?’ diye sordu. Ben bile merak etmiyorken sen neden merak ediyorsun Can der gibi baktım ona. O da ‘Soru sordum, cevaplar mısın?’ diye devam etti. Biraz düşündükten sonra ‘Ya aşık değilim ama sevgi var gibi ya da soğudum. Karışık duygularım var. Beni mutlu ediyor böylelikle o da mutlu oluyor. Ama ben bilmiyorum aşk istiyorum gibi.’ Dedim. Can biraz durduktan sonra ‘Ne kadar zamandır çıkıyorsunuz?’diye sordu. ‘İki ay oldu yaklaşık. Okan’dan sonra ilk uzun ilişkim. Bu yıl içinde ara ara olmuştu ama hepsi 1-2 hafta falan sürmüştü.’ Diyerek cevapladım. Gülümsemeye çalışarak devam ettim, ‘Neyse, buraya yaşadıklarımı hatırlamak için gelmedim. Söyle bakalım yarın ne yapacağız?’ diye sordum merakla. Can’da sonunda ciddi bakışlarını yok edip gülümseyerek ‘Ne istersen onu yapacağız.’ Dedi. Bu cevabı vereceğini biliyor gibi sırıttım. ‘O zaman buna evden çıktıktan sonra karar verelim.’ Dedim. ‘Büyük ihtimalle ablam gelmeyecek ve biz geçen yılki gibi ikimiz kalacağız.’ Diye devam ettim. Can gülümsemesini bozmadan ‘Eh katlanırım artık.’ Diye ukalaca sırıtmaya başladı. Göz devirip omzuna vurmakla kaldım. ‘Neyse Bücür, ben uyumaya çekiliyorum. Sen de çok durma yarın yorulacağız. Uykunu güzelce al. İyi geceler.’ Diyerek burnuma hafifçe vurdu. ‘Bir dakika! Nerede uyuyacaksın?’ diye sordum şaşkınca. Onun yatağı benimdi! Orada ben uyuyacağım. Rahat bir tavırla cevapladı ‘Odamda, yatağımda.’ ‘Hayır! Orası benim Can!’ dedim hemen. Halamın yanına koştum adeta. ‘Gülçin Sultan, Can’ın odasını benim için hazırladın değil mi?’ diye sordum emin bir tavırla. Halamın ‘Elbette tatlım. Orada sen uyuyacaksın.’  Demesiyle sinsice sırıtmaya başladım. Can isyan eden bir tavırla ‘Hey! Ben nerede uyuyacağım?’ diye sordu. Halam bu soruyu bekliyormuş gibi bir ses tonuyla ‘Yatağın dışında nerede uyumak istiyorsan orada uyuyacaksın oğlum.’ Diye cevapladı Can’ı. Can göz devirdi yalnızca. Ben de herkese iyi geceler dedikten sonra Can’ın odasına çıktım ve yatağa girip gözlerimi kapattım. Tam uyuyacakken telefonuma gelen mesaj sesiyle gözlerimi açtım. Oflayarak telefonu elime alıp gelen mesajı okudum.

Gönderen; Berk

Mesaj: İyi geceler…

Gönderilen; Berk

Mesaj: Sana da.

Ardından telefonumu baş ucumdaki komodinin üzerine koyup uykuya teslim oldum. 

Beklenmedik MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin