Berk.

38 0 0
                                    

Her zaman olduğu gibi söylenerek yataktan kalkıp alarmı kapattım. Okul için hazırlanıp evden çıktım. Okulun bitmesine ve lise hayatına gerçekten az kaldı diye düşünürken servis geldi. Okula geldiğimizde sınıfa çıkmak yerine nasıl olsa tekrar ineceğiz diyerek bahçedeki banka oturduk. Kızlara bugün Berk’le konuşacağımı söylediğimde aldığım tepki karşısında şaşırdım doğrusu. ‘Kızım çok doğru bir karar vermişsin. Zaten Berk seni çok fazla seviyor. Asaf’ı da unutursun zamanla’ gibi cümleler kurmuşlardı. Sıradan sonra sınıfa çıktık. Gözüm ister istemez Asaf’a kaydı Berk’te yanındaydı tabii. Ber’e ufak bir tebessümde bulunup sınıfa girdim. Saatler birbirini kovalarken derslerde notlar tutup ineklik yapıyordum. Malum son sınav ve iyi bir liseye gitmeliyim. Öğle arası olduğunda Berk’in sınıfa gelmesini bekledim. Berk gelince bahçeye indip banklardan boş olana oturduk. Herkesin gözü bizim üzerimizdeydi bundan eminim. Hatta arada yanımıza gelip ‘Hayırlı olsun.’ Diyen bile olmuştu. En sonunda Berk’e ‘Beni hala seviyor musun?’ diye sordum. Berk’te ‘Elbette, seni her zaman seveceğim.’ Dedi. Ben de her şey tahmin ettiğim gibi ilerliyor diye seviniyordum tabii. ‘O zaman biz neden çıkmıyoruz?’ diye sordum. Berk olabildiğince şaşkın ama bir o kadarda mutlu gözlerle bana doğru tamamen döndü. ‘Bir dakika! Se-sen şimdi? Nasıl yani? Çıkma teklifi mi ediyorsun?’ gibi saçmalayan Berk’e ‘Hayır! Çıkma teklifini sen yapıcaksın. Ben sadece olabileceğini söylüyorum.’ Dedim egomu konuşturarak. Berk’te durumu yeni anlamış olacak ki bana ‘Mutluluğum olur musun?’ diye sordu. Ayhh şuan çok saçma bir yerde çıkma teklifi aldım. Ama bu Berk’in beni sevdiğini değiştirmiyor. Berk’i daha fazla bekletmeden ‘Evet’ demekle yetindim. O sırada gözlerim istemsizce Asaf’a kaydı. O hayran kaldığım gülüşlerinden birini takınmış arkadaşlarıyla sohbet içindeydi. Tekrar ‘Berk’e döndüğümde oldukça mutluydu. ‘1 saatimiz var. Hadi gidip bir şeyler içelim.’ Diye sordu. ‘Olur hadi gidelim.’ Diyip ayaklandım. O da kalknca okuldan çıktık. Az ilerideki her zaman gittiğim kafeye gittik. İkimizde kahvelerimizi alıp boş masalardan birine oturduk. Kahvelerimizi yudumlarken havadan sudan dediğimiz konulardan konuşuyorduk. Kafenin kapısı açılınca içeri Asaf ve arkadaşları girdi. Her zamanki can çkartan esmerliğin en çok yakıştığı karizmasıyla. Bir dakika! Yanımıza mı geliyor bu? Hayır! Gelme gelme! ‘Selam gençler.’ Diyerek yanımıza oturdu. İnsan bir sorar ‘Müsait misiniz?’ diye falan. Öküz! Berk’te mutlu olduğunu belirten gülümsemesiyle ‘Selam kardeşim.’ Dedi. Ben de ‘Selam’ demekle yetindim. ‘Ee ne konuşuyorsunuz?’ diye sordu Bay Öküz. Sanane! Ne konuşuyorsak konuşuyoruz. Diyemedim tabii. Berk elimi tutup ‘Biz çıkıyoruz.’ Dedi. Yuh Berk! Pat diye söylenilir mi? der gibi baktım Berk’e. O sadece gülümsemekle yetindi. Asaf’a döndüğümde, yüzündeki gülümseme yerini şaşkınlığa bırakmıştı. ‘Vayy hayırlı olsun kardeşim. Neyse ben kalkayım. Okulda görüşürüz.’ Diyerek konuşmamızı beklemeden kalkıp gitti. Neyi var bunun? Neden böyle yaptı şimdi? Aman banane! ‘Kalkalım mı bizde? Ders başlar birazdan.’ diyen Berk’i kafamla onaylayıp kalktım. Okula geldiğimizde herkes bize bakıyordu. ‘Ne bakıyorsunuz?’ diye bağırasım gelse de susmayı tercih ettim. Kızlar koşarak yanıma gelip kolumdan çekiştirerek götürmeye çalıştılar. Ben de zar zor Berk’e ‘Sonra görüşürüz.’ Diyebildim. Kızlara ‘Tamam bırakın kendim yürüyebiliyorum.’ Diyerek kollarımı kurtardım. Ardından sınıfa çıkıp sırama oturdum. Kızlar saniyesinde yanıma gelip başımı sorularıyla şişirmeye başladılar. ‘Lan bir susun! Sakin olun bir ya. Anlatacağım tamam.’ Diye sitemde bulundum. Kızlar konuşmayı kesip bana bakmaya başladılar. ‘Görüldüğü gibi çıkıyoruz işte.’ Dedim. Elif, ‘Asaf’ın nesi vardı peki?’ diye sorunca afalladım. Asaf’ın bir şeyi mi vardı? ‘Nasıl nesi vardı?’ diye sordum şaşırarak. Ece, ‘Sinirli sinirli okula girdi. Çantasını alıp kimseye bir şey demeden çıkıp gitti.’ Dedi. Ben de ‘Yanımıza geldi Berk çıkıyoruz diyince yüzü bir anda bozuldu. Tebrik edip ayrıldı yanımızdan. Daha da görmedim.’ Dedim. Azra ‘Sakın bu çocuk seni seviyor olmasın?’ diye sorunca resmen şaşkına döndüm. ‘ Nereden çıkarıyorsun kızım bunları?’ diye kızdım Azra’ya. Tabiki de Asaf beni sevmiyor! Azra ‘Ayşen sana nasıl baktığını herkes görüyor.’ Dedi. ‘Lan madem seviyordu niye gelip söylemedi?’ diye sordum. Sonrasında devam ettim. ‘Hem banane artık. Berk’le çıkıyorum ben unuttun mu?’ diye söylendim. Kızlarda sinirlendiğimi anlamış olacaklar ki üzerime gitmediler. Nihayet okul bitti diye sevinerek sınıftan çıktım. Berk’e ‘Görüşürüz’ dedikten sonra servise binip eve gittim. Kapıyı babam açtı. ‘Babam gelmiişşş!’ diye bağırdım mutlulukla. İşte beni bırakmayacak olan tek adam. Babama sarılıp ‘Hoş geldin babacım.’ Dedim. Babam da ‘Hoş buldum boncuk. Sen de hoş geldin.’ Dedi. Ben de ‘Hoş buldum.’ Diyip içeri girdim. Annemi ve kardeşimi öptükten sonra odama gidip üzerimi değiştirdim. O sırada ablam geldi. Aslında abla dememe bakmayın. Aramızda yalnızca 1 yaş var. Ama küçüklükten kalma bir alışkanlık olmuş ben de. Ablam odama girip ‘Selam.’ Dedi. Ben de ‘Selam.’ Dedim. Ablam hemen konuya girdi. ‘Anlat bakalım konuştun mu Berk’le?’ diye sordu. Ben de olan biteni anlattım. Asaf’ın bugünkü tavırını da söyledim. ‘Bu çocukta bir şeyler var ama dur bakalım.’ Dedi. Ben de ‘Beni ilgilendirmiyor. Ben unuttum onu.’ Dedim. Ablamın ‘Kimi kandırıyorsun sen?’ bakışlarıyla karşılaşacağımı hesaba katmayı unutmuşum. Omuz silktim sadece. Annemin her zamanki yemeğin hazır olduğunu bildiren sesiyle mutfağa koştuk. Babamın yanını kim kapacak kavgası yaptık adeta. Sonuçta tabikide kardeşimin, mutfağa girdiğimizde babamın yanında oturduğunu gördük. İkimizde göz devirip annemin yanına oturduk. Elbette annemi de seviyoruz ama konu babam olunca her şeyi unutuyoruz. 

Yazım hataları için özür dilerim...

Beklenmedik MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin