Sabah uyandığımda üzerimde berbat bir uyuşukluk vardı. Biraz yatakta oyalandıktan sonra kalkıp bizimkileri evin içinde aradım. Anneme 'Günaydın annecimm' dedikten sonra ablamın odasına yine pat diye daldım. İçeri girdiğim gibi 'Günaydııınnnn!' diye bağırdım. Ablam hem korkmuş hem de sinirle bana bakarken ben aldırış etmeden 'Bugün ne yapıyoruz?' diye sordum. O sırada annem kahvaltının hazır olduğunu bildiren seslenişini yaptı. Ablamın cevabını beklemeden banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra masaya oturdum.
Annem 'Bugün doktora gideceğiz kızım.' demesiyle afalladım biraz. Korkuyorum, hala iyileşememiş olmaktan fazlaca tırsıyorum. Annem sanki beni anlamış gibi teselli edici sesiyle konuştu 'Korkma Ayşen. Hepimiz iyileştiğini görüyoruz. Sadece emin olmak için gideceğiz.' Gülümsemeye çalışrken kafamı onaylarcasına salladım.
Kahvaltı bittiğinde kısa bir duş alıp hazırlandım. Annem de hazır olunca evden çıktık. Ablamla Nazlı gelmek istememiş. Arabada giderken herkese doktora gittiğimi bildiriyordum. Sonunda geldiğimizde anneme bakıp ondan destek alaraka arabadan indim.
Önce Kalp Doktoruma geldik. Kapıyı tık tıklayıp içeri girdik. Doktor beni görünce yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu. 'Oo Ayşen hoş geldin. Demek bitti tatilin öyle mi? Eğlendiğini umuyorum.' dedi. Bu adamın her şeyden bir mutluluk çıkarma huyuna hayranım. Bir insan hep mi mutlu olur? 'Evet gayet güzel bir tatil geçirdim. Ama bitmiş sayılmaz.' tabiki bitmedi. Daha gezecek eğlenecek yerler var ama değil mi? 'Pekala, bakalım ne durumdayız. Gel şöyle muayene edelim seni.'
Tüm muayene ve tahlillerin sonunda doktorun tam karşısında oturmuş onun yapacağı açıklamayı bekliyorum. Kafamı anneme çevirdiğimde gergin bakışlarını doktorun üzerinden çekip baa olabildiğince gülümsemeye çalıştı. Ben de kendi çabalarımla onu karşılık verdim. Doktor ufak bir öksürmeden sonra konuşmaya başladı. 'Gittikçe daha iyi oluyorsun Ayşen. Her şey iyiye gidiyor. İlaçlarının dozunu düşüreceğim ama sana yasakladığım şeyler hala geçerli.' Ah evet şu yasaklar!
Bu kısa açıklamadan sonra odadan kovuldum. Her muayenenin bana yapılan açıklamasından sonra annemle doktor özel olarak konuşurlar zaten. Anneme kısaca mesaj yazıp psikoloğumun yanına çıktım. Özel hastane diye buna denir be! Etraf neredeyse boş.
Kapıyı tık tıklayıp içeri girdim. Doktor da beni bekliyormuş gibi gülümsedi. 'Hoş geldin Ayşencim. Özettin kendini. Nasıl geçiyor tatilin? Kendini nasıl hissediyordun?' Hey! Keşke bir soluklansaydım. Neden hemen konuya giriyoruz ki? 'Tatilim gayet iyi geçiyor. Eskisinden daha çok gülümsüyorum, kahkaha attığım bile oluyor.' Aslında sizin için bunlar çok kolay şeyler gibi görünse de zamanında benim için oldukça zordu. 'Bu gayet iyi bir şey. Yani olması gereken de bu ya zaten.' doktor konuşurken ben her zamanki koltuğuma geçip bana özel olan ayıcığı kucağıma aldım.
Bu ayıcık benim yaşadıklarımı ve hissettiklerimi en derine kadar biliyor. Buraya her gelişimde sanki ondan destek alıyormuşum gibi her şey anlatıyorum. 'Birazdan kalp sonuçların gelir. Kendini nasıl hissediyorsun bakalım?' biraz durup düşündüm. 'Yani bir eksik var gibi. Bilemiyorum, hala yaşadıklarımı anlatmaya çekiiyorum gibi. Ama anlattım. Muğla'fa uzunca anlattım. Evet tabiki de herkese anlatmayacağım ama en azından iyi hissettirdi. Yani bir rahatladım. iyi geldi.'
Uzunca bir konuşmamızın ardından doktorla vedalaşıp odadan çıktım. Annemde doktorla konuştuktan sonra eve döndük. Anneme br şey sormadım zaten sorsamda anlatmaz ki. Her zaman sakladı hepte saklayacak. Zaten durumumu öğrenip kendimi iyice üzmek istemiyorum. Eve gelince 'Ben biraz yürüyeceğim.' dedikten sonra kendimi dışarı attım. Her zamanki gibi sahile geldim. Oturdum ve dalgaları izledim. Her hastane kokusunda böyle oluyorum. Bir şeyler hatırlayıp o zamana dönüyorum. Miss gibi deniz kokusnu çekebildiğim kadar içime çektim. Kendimi rahatlatana kadar öylece orada oturdum.
Ne kadar süre öylece kaldım bilmiyorum ama hava kararmıştı. Kulaklıklarımı takıp eve doğru yürümeye başladım. Evin kapısını çalıp babamı karşımda göreceğimi hayal etmiyordum tabii. Bbamı görünce bir anda tüm durgunluğum yok oldu. Kocaman sırıtarak babama sarıldım. 'Hoş geldin babacıımm.' dedim. Babamda gülerek 'Hoş buldum boncuk.' dedi. Evw girince annem hemen yemeğe çağırdı bizi. Yemekten sonra babamı uzun uğraşlar sonucu Boztepe'de semaver keyfi yapmaya ikna ettik.
Hazırlanıp evden çıktık. Boztepe'ye geldiğimizde Trabzonun o büyüleyici manzarasını en net göreceğimiz çardağa oturduk ve semaver keyfimize başladık. Uzun bir süre oturup muhabbet ettikten sonra sahile inip dondurma yedik. Aslında bugün değişik duygu geçişleri yaşadım. Ailem olmasaydı ne yapardım gerçekten bilmiyorum. Bazen böyle oturup saatlerce düşünüp ağladığım bile oluyor.
Eve geldiğimizde herkesin çok uykusnun gelmiş olduğunu öğrendim. Herkesten kastım annem, babam ve Nazlı. Onlar uyuyunca ablamla kahve yapıp film izledik. Aslında kahve yasak bana ama arada ufak kaçamaklar yapıyorum. Gece uyumaayan 'nightowl' arkadaşlarım beni de uyutmadı. Herkese bugünü anlatırken Can'ı da unutmadım tabiki. Sbaha karşı artık gözlerim istemsiz kapanmaya başlayınca uyumak için yatağıma girip örtüyü kafama kadar çektim. Sonra uykum gelip bedenimi sardı.