5.7

177 15 0
                                    

İyi okumalar :)

🥀🥀🥀

"Ölmek istiyorum! Allah'ım şu sınavı bir sağ salim atlatayım vallahi başka bir şey istemiyorum. Ha bir de annem çok bağırmasın yeter."

Tuna sinirle elindeki kalemi masaya bıraktı ve sertçe Berkay'a baktı.

"Kes sesini artık! Çalışmayıp sadece dua ediyorsun! Bunun yerine git biraz ders çalış ve çalışanları da rahatsız etme!"

Hepimiz şaşkınca Tuna'ya baktık. Çok stresliydi ama zaten sınava daha çok vardı. Neden bu kadar korkuyordu ki sınavdan?

"Tamam Tuna abey, etmedim bir şey. Affeyle!"

Tuna anlamsızca Berkay'a baktıktan sonra başını çevirdi ve güldü. Çok stresliydi. Ona bakarken aklıma bir şey gelmişti. Onu biraz stresren uzaklaştırmamız gerekiyordu.

Ayaz bugün gelmemişti ve onsuz bir yere gideceğimizi öğrense çok bozulurdu ama ne yapabilirdim ki? Annesi onunla bir kereliğine de olsa konuşmak için resmen kapımızın önünde yatmıştı. Ayaz da sadece bir kere diyerek onunla konuşmaya gitmişti. Her ne kadar bana onu affetmeyeceğini söylese de her an gidecek korkusu oluşmuştu. Benim de biraz kafamı dağıtmam gerekiyordu.

Tuna'yı kolundan tuttum. "Hadi bakalım çok fazla ot yedik. Gidip biraz sindirelim."

Ne yapacağımı anlayan Efsa hemen onayladı. "Aynen ya ne bu böyle her gün her gün? Az biraz heyecan lazım bize. Birazdan möö diye dolaşacağım yoksa."

Gözlerimi devirdim. "Sanki çok çalışıyorsun da!"

Umursamazca omuz silkti. "Ne yapayım yani? En uzun ders çalışma sürem 3 saatsa bir şey yapamam."

Tuna sinirle Efsa'ya bakınca gözlerimi büyütüp susmasını anlatmaya çalıştım ama anlamamıştı. Saçmalamaya devam ediyordu.

"Ne bu böyle canım? Hem olmadı para verip özele giderim."

Ah, onu dememeliydi. Tuna pek konuşmazdı bizimle ama bana diğerlerine anlatmadığı bir şey anlatmıştı. Çok fazla durumları olmadığını, annesinin onu okutmak için evlere temizliğe gittiğini söylemişti. Bu yüzden sınav konusunda bu kadar hassastı. O kadar emeğin boşa gitmesini kimse istemezdi. Ve karşısında rahatlıkla paradan bahseden birini görünce sinirlenmişti elbette.

"Efsa," dedim dişlerimin arasından. Ama hem ben uyarmak için hem de Efsa anlamak için biraz geç kalmıştık. Tuna masadan kalkıp giderken sinirle Efsa'ya baktım. Ama o hala şaşkındı.

"Ne dedim ya?"

Berkay da anlamamıştı ama Efsa'ya susmasını söylerken ben Tuna'nın peşinden gittim. Nereye gideceğini biliyordum. Bana anlattığı yere gidiyordu.

Kantinden çıkarken onunla göz göze gelince dudağımı ısırıp bakışlarımı kaçırdım hemen. Daha bu sabah ona şans vermeyeceğimi söylesem de vazgeçmeyeceğini biliyordum. Ama ona zaten bir şans vermemiş miydim? Daha ne istiyordu ki? İki kere kırmasına rağmen hala nasıl ona güvenip bir şans vermemi bekliyor olabilirdi ki?

Tuna, dershanenin önündeki küçük parktaki banka oturmuş gözlüğünü siliyordu. Yavaş adımlarla yanına yaklaştığımda geldiğimi anlamıştı. Bankta yavaşça kenara kayıp bana yer açınca yanına oturdum. Bir süre sonra sesini duydum.

"Kimseye anlatmadın değil mi? Gece, anlatma lütfen."

Gözlerine bakmaya çalıştım ama başı aşağıya eğik, sözleri kırıktı.

R kişisi  | texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin