3.4

492 28 11
                                    


Loving Caliber - When We Were  Younger

Yavaş adımlarla okuldan çıkarken müziğin sesini arttırdım. Yol bomboştu, sanki bir yere yetişmeleri gerekiyormuşcasına hızlı giden arabaların sesi müziğin sesini bir şekilde bastırıyordu. Kaşlarımı çatıp sesi daha da arttırdım. Durmadan düşünüyordum. Sanki onlar hiç oyun oynamamış, sanki bunlar bir rüyaymış gibi davranmak istiyordum. Akel'e cipsimi çaldığı için, Sıla'ya durmadan Çağan'dan bahsettiği için kızmak istiyordum. Deniz'e Ayaz'ı kıskandığı için.

Bunlar bu duruma bakarsak kolayca affedebileceğim şeylerdi. Onları da affetmek bu kadar kolay olsun istiyordum. Hayatımda kendimi ilk defa mutlu, huzurlu hissetmiştim. Dahası, uzun zaman sonra ilk kez güvenmiştim.

Yoldaki birkaç kuşun yanından geçince telaşla uçuşmalarına sebep oldum. Ruhsuz bakışlarla yürürken hafif yokuşlu yolun sonundaki durağa oturdum. Durakla gitmezdim aslında. Bugün sadece eve gitmek istememiştim. Biraz bekledikten sonra giderdim. O evde Ayaz'la olmak istemiyordum. Ona her baktığımda çocukluk arkadaşımı değil de bana aşık biri görmek istemiyordum. Bana bakıp başka birine olan aşkımla kahrolduğumu görünce nasıl hissettiğini düşünüp bu sefer de ona üzülüyordum.

Tamamı boş olan durağa başta hayretle baksam da sonra şaşırmamın yersiz olduğunu anladım. Okuldan bir saat geç çıkmıştım. Bugün kurs vardı. Ben ne kursa gitmiştim ne de eve. O an sadece eve gitmek istemediğimi biliyordum. Henüz bitmemişti. Bu saatte fazla kişi olmazdı. Neredeyse hiç.

Oturup müziğin sesini kıstım. Çoğu zaman diğer insanlar gibi seslice dinlemeye çalışmıştım ama bu durum hem kulağımı acıtıyordu hem de caddelere karşı olan korkumu tetikliyordu. Ya ben kornayı duymazsam ve kaza olursa. Bundan her zaman çok korkmuşumdur.

"Biri vardı, sever gibi yapıp kandırdı."

Cümleyi mırıldandım. Niye bu kadar takılmıştım ki bu cümleye? Belki de tam ondan bahsettiği içindir.

'Kandırdı.'

Yanıma birinin oturduğunu hissettim ama dönüp bakamayacak kadar halsizdim. Benim aksime otobüs bekleyen biri diye düşündüm. Bu yüzden çok da umursamamıştım.

"Kandırmadığı tek nokta seni sevmekti aslında."

Yanımdan gelen sesle irkilip başımı çevirdim. Barış'ın yanımda ne işi olduğunu kendime sormayacaktım. Zaten cevap alamazdım. Sonuçta nereden bilebilecektim ki?

Onu yanımda görmenin verdiği sinirle kaşlarımı çattım. Şimdi de beni ikna etmeye mi çalışacaklardı? Bu düşünceyle daha da çatılan kaşlarımla birlikte hızla ayağa kalkıp çantamı değişik bir şekilde koluma asıp yürümrye başladım. Teker teker gelip onun beni sevdiğinden bahsedecekti. Sevgisinden şüphem yoktu ama sadece sevgi mi olurdu bir ilişkide? Hayır. Güven de olması gerekir. Güvenmediğim birine şans versem bile ilerleyebileceğini düşünmüyordum.

"Kaçacak mısın?"

Bunun kaçmakla bir ilgisi yoktu. Ben ikna olabileceğimden korkuyordum. Hayır! Korkmamam gerekiyor. İkna olmamalıydım. Yoksa bu ucu uçuruma giden bir ilişki olurdu ve benim ikimizi de aşağıya atmak gibi bir niyetim yoktu.

Sinirle arkamı döndüğümde tam arkamda durduğunu hesaba katmayıp ona çarptım ve bir adım geri çekildim. Her zaman yüzünde duran soğuk bakışlarıyla bana bakmaya devam ederken sesimi yüksek çıkmamasına dikkat ediyordum.

"Bir ilişkide sadece sevgi olması gerektiğini düşünüyorsun öyle değil mi? Yanılıyorsun! Bir ilişkide sadece sevgi olmaz, güven de bir o kadar önemlidir. Ve Deniz yaptığı şeyle güvenimi kırdı. Bir daha güvenebileceğimi sanmıyorum."

R kişisi  | texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin