5.9

180 16 6
                                    

İyi okumalar :)

🥀🥀🥀

"Ne dedin sen?!"

Alt dudağımı ısırıp şirince sinirden köpüren babama baktım. Şu kafede çalışma konusundan birazcık bahsetmiş olabilirdim. Ama bu kadar kızacaklarını düşünmemiştim.

"Durumumuz yokmuş gibi davranıyorsun. Senin sınav senen! Ders çalışmaktan başka bir derdin olmamalı."

Ah anne, ne kadar çok derdim var biliyor musun? Başı da R bey çekiyor işte.

"Biliyorum biliyorum. Zaten kendim için değil anne! Bir arkadaşa yardım etmek için," diye mırıldanınca dikkatleri bana yöneldi. Babam tek kaşını kaldırıp sordu.

"Kimmiş bu? Ve ne tür bir yardım?"

Ofladım. Bazen eski umursamaz hallerini özlemiyor değildim. Hayır hayır! Özlemiyordum. Bu halleri daha güzeldi elbette. Ama çok soru sormasalar iyiydi.

"Bizim dershanede biri var. Annesi...kanser. Ve fazla durumları da yok. Geçen gün gittiğimiz kafede garson lazımmış ben de hem yalnız kalmasın hem de paraları ona veririm diye düşündüm. Hem zaten yarım gün. Saat üçe kadar dershane, gece ondan sonra da çalışırım. Baba lütfen ya! Yardım etmek istiyorum."

Bir şey demeyip birbirleriyle bakıştıklarında ikna olmak üzere olduklarını anlayıp içten içe sırıttım. Son diyeceğimi de dedikten sonra kesin ikna olurlardı.

"Celal abiye sorsana annesine bakar mı? Ben yardım edebileceğimizi söyleyince çok sevinmişti. Anne lütfen! Baba ya!"

Bakışmaları bitince ikisi de aynı anda ofladı. Gülümsedim. Sanırım ikna olmuşlardı. Bu, ikisi de başlarını sallayınca kesinleşti.

"Alınmışsın artık işe ne yapalım? Ama şu kafeyi arayıp bilgi almazsam güvenemem. Ver bakalım numarasını."

İtiraz etmeden telefonumu çıkardım ve numarayı babama gösterdim. Babam ve annem konuşmak için odalarına gittiklerinde ben de Ayaz'ın odasına gidip kendimi onun yanına, yatağa attım. Durmadan sırıtıyordum.

"Telefonumun üstüne oturdun! Kalk çabuk!"

Ayaz bunu diyene kadar hiç farketmemiştim. Beni iterek yataktan atacakken son anda Ayaz'ın kolunu tuttum. Şu an komik bir haldeydik ama ikimiz de gülemiyorduk! Ben yatağın ucunda, Ayaz'ın kolunu tutarken o hala beni itmeye çalışıyordu. Bu çocuk beni delirtecekti!

"Düşeceğim ayı! Anne! Ölüyorum! Baba!"

"Abartma be!" Kolunu kurtarıp kenara çekildiğinde rahat bir nefes alıp kendimi yukarı kaldırmaya çalıştım ama bilin bakalım ne oldu? Ayaz hayvanı birden gelip beni aşağıya  itince yüz üstü yere düşmüştüm. Acıyla bağırınca kapı birden sertçe açıldı ve annemle babamın şaşkın bakışları karşısında birden sustum.

"Ne oluyor burada?" Babamın sorusuyla sertçe Ayaz'a baktım açıkla dercesine. Gözlerini devirdi ve yatakta bağdaş kurup babama baktı.

"Gece yatağımı istila edince ben de aşağıya ittim. Bu kad- Aa! Amca ne yapıyorsun ya?"

Babam yerden aldığı yastığı Ayaz'a fırlatınca birden kahkaha atmaya başladım. Annem arkada gülmemek için zor tutuyordu kendini. Babamsa gülümsedi.

"Kızıma iyi davranın Ayaz Bey."

Ayaz sadece omuz silkti. "Kendisi kaşınıyor."

Şaşkınlıkla ona baktım. Ben mi kaşınıyordum? Ne yapmıştım be? Sadece birden odasına gelip, yatağa atlayıp telefonunu ezmiştim. Öyle çok da abartılacak bir şey değildi. Bence.

R kişisi  | texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin