6.6

154 13 2
                                    

"Buradan da sonucu -2 bulmuş oluyoruz. Anlamayan?"

Kimseden ses çıkmayınca hoca masasına geçti ve telefonla oynamaya başlayıp bizim yazmamızı bekledi.

Tuna fısıltıyla konuşmaya başladı.

"Ayaz niye yok? İki gündür de gelmiyor. Bir sorun mu var?"

İki gündür ona ulaşmaya çalışıyordum ama hiçbir şekilde başaramıyordum. Telefonlarını açmıyordu, evini de bilmiyordum. Dershaneye gelmemeye başlamıştı.

"Grip oldu," diye uydurdum.

"Geçmiş olsunlarımı ilet. Ama neden telefonlarını açmıyor ki? Kaç defa aradım ama cevap vermedi."

Bilmiyorum dercesine omuz silktim. Bir yalan daha uydurmaya çalışırsam batırırdım.

Ders bitince Efsa'nın koluma girmesini zar zor engelleyip sınıftan çıktım. Ama o sırada başka bir kol girdi koluma. Öfleyip yanıma baktım. Dilaraydı.

"Gece?" dedi sorarcasına. Ne var anlamında başımı salladım. Hemen anlatmaya başladı.

"Ona ulaşamıyorum..." Sesi sonlara doğru kısılınca kaşlarımı çattım. Kimden bahsediyordu?

"Kim?"

İç çekti. "Ayaz."

Durdum. Anlatmaya devam etti.

"Ne zamandır kendime itiraf etmekte zorlanıyordum ama en sonunda kabullendim. Onu seviyorum... Ama nereye kayboldu? Başka şehire falan gitmedi değil mi Gece? Lütfen Gece, gitmedi de!"

Gözleri dolu doluydu. Nerede olduğunu ben de bilmiyordum ki! Bunu farkedince benim de gözlerim dolmaya başlamıştı. Hem Ayaz beni seviyordu. Bunu ona söylersem yıkılırdı.

Eğer aramızdakileri halledebilirsek Dilara ile onu ayarlayabilirdim aslında.

Halledebilirsek.

"Yok, gitmedi bir yere. Hasta biraz o yüzden evde dinleniyor. Endişelenecek bir şey yok merak etme." Umarım endişelenecek bir şeyin yoktur Ayaz.

Gülümseyip nefesini verdi. "Oh, teşekkür ederim. Bugün çıkışta evinize geleyim o zaman. Sürpriz olur ona da."

"Hayır!" Birden ona bağırmamla birkaç öğrenciyle birlikte o da bana şaşkınca bakmaya başladı. Sesimi alçalttım.

"Çok hasta. Gerçekten. Gelsen bile yardımcı olamazsın, hatta sana da bulaşabilir. Ben ona söylerim merak etme."

Suratı asılsa da belli etmemeye çalışıp başını salladı. İkimiz de suratımız asık bir halde başka yönlere gittik.

Keşke nerede olduğunu bilseydim Ayaz.

İç çekip dershaneden çıktım ve ıslak yolda yürümeye başladım. Yağmur daha yeni dinmişti. Yine yağma ihtimaline karşı şemsiyemi elimde tutuyordum. Dalgın dalgın yürürken omzuma dokunan elle az daha kriz geçirecektim.

"Deniz? Ödümü kopardın!" Elimi kalbime koyup nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Deniz hafifçe sırıtarak kalbimdeki elimi alıp kendi kalbine götürüp kulağıma fısıldadı.

"Benimki daha hızlı atıyor. Aa! Tesadüfe bak ki sadece senin yanında böyle oluyor."

Sırıtmamı engelleyemedim ve koluna girip öyle yürümeye başladım. Deniz koluma daha sıkı sarılıp sırıttı.

"Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"

Bu dediğine kahkaha atmadan duramadım. Benim gülmemle o da gülerken hala cevap bekler gibiydi.

R kişisi  | texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin