✖ SONUNDA ✖

465 136 14
                                    


3. BÖLÜM:

ŞİMDİKİ ZAMAN

Kâbus görmüştüm.

Yatağım yerden oturarak yine aynı rüyaları gördüğüm için ağlamaya başladım. Bunca yaşadıklarım benim için kolay değildi. 25 yaşındayım ama hayla karanlıktan korkuyordum.

Odamın kapısı aniden açıldı.

"yine mi kabus gördün?" ben ağlarken Maria konuşmaya başladı.

"Bak istersen yanında kalıyım ya da lambayı açık bırakıyım? antidepresan haplarını mı getirsem?"

hıçkırıklı sesimle "antidepresan haplarımı getir. Senle aynı yerde kalmak istemiyorum"

Maria cevabım üzerine odadan çıkarak ilaçlarımı getirdi. "Al ilaçlarını" diyerek elime verdi.

"Lambayı kapat. Karanlıkta kalmak istiyorum"

Maria emin misin diyerek baktı."Kapat şu lambayı maria" diyerek Maria'ya bağırdım.

"İyi tamam be" diyerek sert bir şekilde lambayı kapayıp odanan çıktı. Yatağıma yatarak karanlık odayı izledim. Gölgelere hayal bir şekilde duvarlarda ahenk sağlıyordu bunun sonucunda içimede korku oluştu. Yine eskiye dönmek istemiyorum diye sayıklamaya başladım. İçtiğim ilaçlar yavaş yavaş etkisini gösteriyordu. Benden habersiz akan göz yaşlarım bütün bedenimi yakmaya başlamıştı bile. Yatağın yanındaki çekmecenin üstündeki aynayı elime alıp yüzüme baktım. Karanlık olduğu için değişik bir görünüm olmuştu. Ağlamaktan kızaran gözlerim şişmekten bir hal almış dudaklarıma uzun uzun baktım. İlaç beynimi uyuşturmuştu bu etki seviyordum belki bu dünyada en çok sevdiğim şey diye düşünerek azda olsa morelim düzelmişti.

Jack ile konuştuklarımız aklıma geldi. Jack'e herşeyi anlatım neler yaşadığımı. Jack benim tek arkadaşımdı bazen onunla bile görüşmezdim ama neyse. İntihar ederken bile yanımda Jack vardı tabi bana bişey olmadı Jack sonunda elimdeki jileti almıştı. Bir gün kendim yüzümden ölücektim. Ama aklımda sadece bu vardı;

İÇİMDEKİ CEHENEM O ZAMAN KIYAMETİNİ YAŞAYACAKTI .

☆☆☆☆☆

"Maria nerdesin?" evin içnde Mariayı arıyordum. Galiba şirkete gitti diyerek kendi yaptığım kahvaltıyı yemeye başladım. Evin içinde tek olma keyifle rahat rahat yemeyimi yedim. Tabi Filly dışında.

Maria benim öz kardeşim değildi. Babamın gayrimeşhur kızıydı. Annem Maria'yı öğrendiğinde babamla boşanmışlardı. Bu olay sonucu babamda Maria'yı istemeyince Maria'yı ben bakmak zorunda kaldım. Maria saf olmasına rağmen gayet bütün olayları kaldırabilmişti.

Kalvaltımı bitirince tabakları toplamaya başladım. Makineye hepsini yerleştirdiğimde kalvaltılıkları buz dolabına koydum. İşim bitiğinde mutfaktan çıktığım gibi odama gittim.

Maria'yı arayacaktım. Nereye gitmişti merak ediyordum. Sonuçta ona bakmakla yükümlüyüm başına bişey gelsin istemezdim öz olmasa bile o benim kardeşimdi babamın bir parçasıydı.

Masanın üstünden telefonumu alıp Maria'yı aradım tam 2. arayışımda açtı.

"Alo.. Maria nerdesin? ortalıktan kayboldun birden? "

"Ah Jess şirkette bir toplantım vardı erkenden çıtım sanada haber veremedim kusura bakma. Şimdi de arkadaşlarla kalvaltı yapmaya bir restoranta gidiyoruz."

Yatağıma oturarak konuşmaya başladım."Yinede haber verseydin. Senin için o kadar yemek yaptım" diyerek iç geçirdim.

"Bir dahakine söz birlikte yeriz kalvaltıyı. Hem ben sana bu sefer yemek yaparım."

"Yok istemiyorum senden bir şey ne hallin varsa onu gör. Akşam görüşürüz."

"Akşam gelmeyebilirim hadi byss" diyerek telefonu yüzüme kapatı. Yine koca bir evde tek başıma kalıcaktım. Maria'yı seviyordumda çok bencil bir insandı. Şimdi tek başıma nasıl uyucağım diyerek ellerimi saçlarımda gezdirdim. Yağlıydılar yıkanmam gerektiğini düşünüp hemen yıkanmaya koyuldum. Kısa bir duşun ardından banyodan çıktım kalidorda Filly oturduğu yerden öylece duruyordu. Beni gördükten sonra merdivenlerden hızlı bir şekilde inmeye başladı. Normalde Filly böyle bir şey yapmazdı. En son yaptığında benim odamı karıştırmıştı. Bunun üzerine Filly'e çok kızıp bir daha yapmaması için ceza bile vermiştim.

Filly'in peşinden koşmaya başladım. "Filly ne yaptın çabuk söyle?" Filly solonun ortasındaki sehpanın altına girmiş öyle saklanıyordu. En sonunda Filly'i yakalıyıp "gel bakalım şuraya yaramaz" dedim "yine ne yaptın?" diyerek Filly'i mor tüğlerini çekiştirmeye başladım. Filly canının acısına miyavlıyordu. "Neyse sana acıdım. Ama söyle nersesini dağıtın. Maria'nın odasını karıştırdıysan çabuk söyleki toplayalım seni yaramaz kedi." dedim. Filly beni anlamış olacaki hemen kucağımdan inip koşmaya başlamıştı. Ayağı kalkarak Filly'i takip etmeye başladım. Biz Filly'le böyle anlaşırdık.

Aynı Lucy gibiydik ama Filly sadece bir kedi Lucy ise bir insandı. Filly sonunda bodrum katın içersine girdi. Bende kapıya yakın bir şekilde durdum. Öz geçmişim bodrum kataydı. Yaşadıklarım herşey...

Kendime gelerek içeri girdik Filly bu sırada merdivenlerden iniyordu. Bende inmeye başladım. Gözüm yaşarmaya başlamıştı, gözlerim acıyordu.

Merdivenin son basamağına gelerek Filly'e baktım toz tutmuş karton kutuların önünde durmuştu. Filly'nin yanına gelerek kucağıma aldım. kutuların arkasında tek bir kutu daha vardı. Yerde dağılmış fotorafları görünce nutkum tutuldu. Bu fotoraflar eski yani mutlu olduğum zamanlar çekinmiş fotoraflardı. Filly'i kucağımdan indirerek elime bir tane fotoraf aldım. Ben ve Lucy vardık sanırım çok eğlenmişiz gibi geldi çünkü çok mutlu görünüyorduk. Yavaş yavaş göz yaşlarım kendini aşmıştı. Elime bir tane daha fotoraf aldım. Sarı saçlı halimdi. Çok küçük görünüyordum kocaman mavi gözlerim parıldıyordu en önemlisi mutluydum çok içten gülmüşüm. Göz yaşlarım arasında hafif bir tebesümle güldüm.

Göz yaşlarım artıkça, hıçkırıklarımda artıyordu. Nefes almakta gittikçe zorlanıyordum kesinlikle yine krizim başlıyordu en son üç ay önce olmuştu tabi yanımda Maria olduğu için hemen ambulans çağırmıştı şimdi ise yanımda kimse yoktu. Filly yaşadığım şeyi anlamış olacaki tüylü başını bacağıma sürtüyordu. Bu kriz'de ölme riskim vardı. Odanın tam koşesine yığılı verdim. Bacaklarım tutmuyordu. Kendimi taşıyamaz halle geldim. Gözlerimden yaştan başka bir sıvı akıyordu ve bu sanırım kandı. Kendimi çok sıktığımda ve çok ağladığımda oluyordu.

Filly'e bakıp odanın içersine baktım. Bir zamanlar bu oda benim ve onundu. bir birimize söz vermiştik hiç ayrılmayacaktık. SONSUZA DEK.

Ama o ve benim birlikte kurduğumuz hayaler hayalden başka bir şey değilmiş. Krizim gittikçe artıyordu. Karşı duvarda asılmış boydan aynaya kendime baktım. Ben adeta ben değildim. Morarmaya başlamıştım. Bir yandanda seviniyordum.

SONUNDA CEHENNEM KIYAMETİNİ YAŞAYACAKTI...

JUST A DREAM  #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin