Medya = kendi çizim/edit tarzım.
İsteyen kullansın diye çizdim, isterseniz kalıp olarak felan kullanabilirsiniz."Evet" dedi yeşil saçlı genç, karşısında oturan bir deri bir kemik adama bakarak. "Bunun hakkında bir fikriniz var mı?"
Cevap verdi karşısındaki adam. "Bilmiyorum genç Midoriya, Bir göz gezdirdim fakat anlamadım. Neden böyle bir hikaye yazdın?"
Yeşil saçlıdan cevap gecikmedi, "Ben yazmadım. Okulun çatısında buldum."
Zayıf adam şaşırmıştı. O yazmadıysa kim yazmış olabilirdi? Biraz bekleyip düşündü. Sırlarını bilen kişilerden ua çatısına gidebilcek tek kişi genç Bakugou ve Recovery Girl'dü.
Bakugou sırrı hiçbir yere yazmayacak veya söylemeyeceğine yemin etmişti. Recovery Girl ise hikaye yazmaktansa şarkılardan hoşlanan bir tipti.
Midoriya desen yazısı inci gibi, hiçte hata yapmadan yazan biriydi. Hatta silgisini nerdeyse hiç kullanmazdı. Yazı taklit etmektede yazısında özenli olduğu kadar özensizdi, taklidi hiç beceremezdi. O yapmış olamazdı.
O zaman kimdi yazan?
Yeşil saçlı genç "Belki biri bizim sırrımızı biliyor, hatta daha fazlasını biliyor olabilir mi?" Dedi sessizliği bozarak.
Adamdan cevap gecikmedi. "Biyorsa bile büyük ihtimal kendince bir şeyler yazıp içini rahatlatıyordur genç Midoriya. Günlük tutmak gibi, sırlarını söylememek için kağıda aktarıyordur. Söyleyecek olsa çoktan söylerdi. En azından öyle umuyorum.".
Genç, defteri eline alıp biraz daha göz gezdirdi. Bir harita vardı. Bu harita küçükken bahçesinde oynadığı gecekondunun haritasıydı.
Ayrıca ona ait birkaç fotoğrafta vardı. Endişesi ise o fotoğrafları daha önce hiç görmememiş olmasıydı. Biri gizlice çekmişti.
Biraz daha ileri sayfalara baktı. Fotoğraflar o UA lisesi uygulamalı sınavı için çalışırken çekilmişti. Ağaçların tepelerinden celikmişti fotoğraflar. Kimiside o deniz kıyısında çöpleri taşırken cöp yığınları arasından çekilmişti.
Bir sayfa daha çevirince dili tutuldu. All Might ona saç telini verirken, onlar gizlice ofiste buluştukları zamanlar gibi pek çok gizli anın fotoğrafı vardı.
Hepsi tek tek kaplanmış, yapıştırılmış ve kenarları süslenmiş şekildeydi. O an bir şey fark etti. Hikaye tek bir el yazısı veya anlatım biçimi ile yazılmamıştı.
Anlatım şekli bir değişiyor biz düzeliyordu. Yazım tarzı birbirinden açıkça farklıydı. Yazının eğimi ve kalemin rengi bile farklıydı. Birden fazla kişi tarafından yazılmıştı.
Süslemeleri inceledi. Kota'yı kurtardığı zamanlardan birkaç fotoğrafa göz gezdirdi. Süslemeler kesinlikle özenle ve yetenekle yapılmıştı. En kötüsü kendisi birinin onu takip ettiğini hiç fark etmemişti.
Birden fazla One For Alll'u bilen kişi vardı. Kimisi belki UA içindeydi. Belkide şantaj yapıcaktı. Tüm fotoğrafların defterde olduğundan emin olamazlardı. Bu defter kimin veya kimlerin ise, baska fotoğraflarda saklıyor olabilirdi.
Yeşil saçlı gencin mırıldanmalarını susturan adam tekrar lafa girdi. "Bunu polis arkadaşıma vericem. İncelemeye aldırsın, eğer yazının sahipleri UA içerisindeyse yazı şeklinden bulabilirler. Parmak izi falanda alırlar.
Yeşil saçlı genç ayağa kalktı. "Umarım kimin yazdığını bulabilirler. Ben şimdi yurda dönüyorum. Yazan kim ise, hepimizden çok şey biliyor." Dedi odadan çıkmadan önce.
***
Midoriya'nın ağzından:Odaya girer girmez kapıyı kitleyip yere çöktüm. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Daha ileri sayfalarda kendi çıplak fotoğraflarım vardı. Ben üzerimi değiştirirken ve ben banyodayken biri beni izlemişti.
Bir keresinde Aoyama odama peynir getirmişti. Onun fotoğrafıda vardı. Her an beni gözetlemişti, her an. Arada birkaç tane Uraraka'nın fotoğrafı vardı. Üzerine çarpı atılmışı.
Onları All Might'ın önünde göstermeye utanmıştım.
Ellerimin titrediğini hissettim. Sesim çok çıkmasın diye elimle ağzımı kapattım. Biri... hayatımın başından beri beni izliyordu. Doğduğum hatanede çekilmiş fotoğraflarım bile vardı. Elimi çekip derin nefesler almaya başladım.
Uraraka kapıya vurmaya başladı. "Deku-kun, Daijōbu?"(İyi misin?) Dedi. Ona güvenebileceğimi biliyordum. Kapıyı açtım. O içeri girer girmez elimden anahtarı alıp tekrar kilitledi. Yere oturup kendimi köşeye çektim.
Anahtarı komidine bırakıp yanıma geldi. "Ne oldu Deku-kun, Iyisin değil mi?"
Bekletmeden cevabı hemen verdim. "Biri beni izliyormuş Uraraka. Ben banyodayken bile. Birsürü fotoğrafımı çekmiş. Bulduğum hepsini All Might'a verdim. Polise gidicez."
Uraraka şok olmuştu. Oda haklı. Hangi manyak birini 7/24 izler ki?
Yanıma gelip beni havaya kaldırdı. Yatağa oturttu. Onunda fotoğrafları olduğunu söylesem... İnanır mıydı?
Uraraka yanağımdaki göz yaşını sildikten sonra telefonuna gelen mesaja baktı. Aizawa mesaj atmıştı. Yanıma oturup mesajı açtı. Aizawa, benim ile birlikte yarın odasına gelmesini söylemişti. Bu stalker olayı yüzündendi.
Kendini yatağa bıraktı. Ben kalkıp kapınin kilidini açtıktan sonra konuşmaya başladı. "Benide izliyormuş senin stalker. Büyük ihtimalle yakın arkadaş olduğumuz içindir. Özgünlüğünü ortaokul bitene kadar bulamadığın için kimsenin senin arkadaşın olmak istemediğini söylemiştin. Sanırım uzun süreden sonra arkadaş edinmen bizim gizemli stalker'ı öfkelendirdi." Dedi.
Yanına uzanıp cevap verdim, " Hangi manyak birini 7/27 izler ki! İşı gücü yokmu bu salağın?!".
Kıkırdayıp battaniyenin altına geçti. "Bu stalker benim odamım fotoğrafını çekemez, nede olsa tırmanmak için yer yok. Direkman önü açık. Sen orda yat. Ben burda yatarım." Dedi.
"Dolabımdan istediğini giyebilirsin. Ben yukarı senin odana gidiyorum" diyerek uzattığı anahtarı alıp onun odasına çıktım. Yatağa uzandıktan sonra kendimi uykuya bıraktım. Nede olsa yarın erken kalkıcam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TELEKINEZI"(Deku Can't Lose His Quirk)
Fanfiction•Smut varsa önceden uyarırım isteyen atlar geçer. •Hikaye artık çoooğh gizemliiiğh TwT. • Hikaye pat diye değişince şok olucaksınız. •Yazım hatalarını ve anlatım bozukluklarını es geçin. Çünkü Muhabbet Kuşları bile benden daha iyi türkçe gonuşabiliy...