Mitsiki sesler duyunca Katsuki'nin odasına gitti. İlk olarak gözü çocukları aradı. Izuku, Katsuki'nin arkasına geçmişti ve korkudan titriyordu. Katsuki ise sanki onu korurmuşcasına kollarını iki yana açmış önünde duruyordu. Mitsuki çocukların bu davranışına anlam verememişti. Belki sadece oyun oynuyorlardı? Mitsuki çocukların ne yapmaya çalıştıklarını çözemezken camdan bir ses geldi. Tık... Tık... Tık... bu dün gece gördüğü rüyadaki sese benziyordu. Mitsuki hemen cama baktı. Camın önünde simsiyah bir adam vardı. Adam açık olan pencereden içeri girmeye çalışınca Mitsuki ayağından terliği çıkarttı ve adamın kafasına fırlattı. Siyah adam aşağıya düştü. "HEAT SHOT" diye bir ses duyduğuma yemin edebilirim.
Mitduki: Gelin çocuklar Inko'nun yanına gidelim.
Izuku, Katsuki'nin elinden tutarak Mitsuki'nin yanına gitti. Mitsuki onları kucağına aladı.
Mitsuki: Senin için geri dönücem siyah ucube.
Izuku: Hmm?
Mitsuki: Yok bir şey tatlım.
Mitsuki çocuklarla beraber merdivenlerden inerken Inko' nun çığlığını duydular.
Izuku: Annem... annemin sesi...
Mitsuki çocukları kucağından indirdi ve merdivenleri daha hızlı inmeye başladı. Aşağıda o siyah adam salonun ortasında elinde bıçaka Inko'ya doğru ilerkiyordu. Mitsuki ikinci terliğini de adama fırlattı. Siyah adam bu sefer çocuklara yöneldi. Mitsuki koşarak mutfaktaki masanın üstündeki tavayı aldı ve adamın kafasına vurdu. Çocuklar hızlıca Katsuki'nin odasına koştular.
Izuku: Kat-Chan o adam kim? Dün gece de bizim eve gelmişti. Bizden ne istiyor?
Katsuki: Haa? BİZİM EVE PEŞİNİZDEN SİYAH Bİ UCUBE Mİ GETİRDİNİZ!?
Izuku H-hayır!
Katsuki Her neyse annem onu nasıl hakladı gördün mü! Pat küt sonra bam!!
İki çocuk da kıkırdamaya başladı. Zaten biri 5 biri 4 yaşındaki 2 çocuktan ne beklersin ki? Olayın büyüklüğünü anlamamış, sadece Mitsuki'nin adamı bayıltması ilgilerini çekmişti. 5 dakika sonra polis gelmişti. Adamı görünce şoke olmuşlardı. Aslında ihbar edilen kişinin Mitsuki olduğunu düşündüler. Çünkü siyah adam sandalyeye bağlanmıştı ve Mitsuki adam her ağzını açtığında katasına ya terlikle tavayla vuruyordu. Bu olaydan 3 ay sonra Inko eski apartmandaki dairelerini sattı ve Mitsuki' lerin evinin yanındaki satılık eve taşındı.
Inko Daha yakınlarda bir markette iş buldu. İlk başta sadece kasiyerlik yapıyordu. Ama yıllar yılı kovalarken Mitsuki'nin yardımıyla işleri büyüttü ve "M & B" adında bir marketler zincirini ve şirteki kurdu. Pek çok ülkede ve şehirde marketi vardı. Bir süre sonra da yemek sektörüne girdiler. Dur bir saniye, peki Izuku'nun özgünlüğü? Hani doktora gidecek- Aha evet! Gittiler. Ayrıca Izuku'nun özgünlüğünü de öğrendiler. Bu olayı polis uzun süre araştırdı. Büyük ihtimal Inko'yu oğlunun bir özgünlüğü olmadığına ikna edecek ve Izuku'yu kaçıracaklardı. Asıl amaçları ise Izuku'nun özgünlüğüydü. Izuku'nun bir özgünlüğü neydi peki? Hemen cevap vereyim; "TELEKİNEZİ". Garip? Inko sadece küçük eşyaları hareket ettirebiliyordu ve en fazla yanına çekip uzaklaştırabiliyordu. Ama Izuku çok daha büyük eşyaları kaldırabiliyordu ve çok daha uzaklara hareket ettirebiliyordu. Izuku özgünlüğünü kullandığı zaman hareket ettirdiği nesnenin etrafı yeşil renkte parlıyordu. Her neyse hadi biraz geçmişe dönelim, Izuku'nun özgünlüğünü kullandığı ilk ana, anaokuluna.
Izuku: H-hey!! Onu rahat bırakın. Ağladığını görmüyor musunuz?
Katsuki: Oi ezikler. Deku'nun dediğini yapın yoksa sizi havaya uçururum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TELEKINEZI"(Deku Can't Lose His Quirk)
Fanfiction•Smut varsa önceden uyarırım isteyen atlar geçer. •Hikaye artık çoooğh gizemliiiğh TwT. • Hikaye pat diye değişince şok olucaksınız. •Yazım hatalarını ve anlatım bozukluklarını es geçin. Çünkü Muhabbet Kuşları bile benden daha iyi türkçe gonuşabiliy...