<...Villians Rising (2/?)...>

218 15 12
                                    

Touya önüne gelen tüm villianlar yakıyordu ve villianlarda serleşip parçalanıyorlardı. Aizawa-Sensei atkısıyla hepsini teker keter boğuyordu. Zaten UA içinde sadece 5 çeşit villian vardı. Ikisi dağınık topuzu olan ikizlere bener iki kız. Çok hızlı hareket ediyorlar ve ayırt etmek zor. Biri pembe tonlardayken biri daha çok toprak ve metal renklerindeydi. Biri elindeki bıçağı derisinden bir anda fırlıyordu sonrada geri giriyordu böylece nerene kesik attığını anlamak birkaç saniye alıyordu. Üstten ve alttan saldırıyordu, görmediğin bölümden direkman bıçaklıyordu. Öbürüyse direkman görüş açısı dışından saldırıyordu, daha atletikti ve çoğu hamleyi atlayabiliyordu.

 Öbürüyse direkman görüş açısı dışından saldırıyordu, daha atletikti ve çoğu hamleyi atlayabiliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

pembeli olan

Toprak tonlarındaki

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Toprak tonlarındaki

Bir tanesi pekçok öğrenciyi miskete benzer küçük şeylerin içine almıştı. Öyle birtane vardı ki, bir anda yanındakileri klonluyordu. Kendi giydiği ve tüm vücudunu kaplayan bir kostümü vardi ama diğerlerinin aksine onun kostümünün rengi ve desenleri neredeyse her klonda farklıydı. Sadece aralarda birkaç tane suratında el olan adam duruyordu, dokunduğu anda şiddetli bir acıyla vücudunun dokunduğu yeri parçalanıp yere düşüyordu. Bağırıp ağlanmaya bile fırsat olmuyordu.

Gökyüzünden gelen kırmızı renkli uçan Canavar bir anda yere kapaklandı. Diğer dev canavarların çoğu çoktan UA binasını terk etmiş ve kahramanlar tarafından uzaklaştırılmıştı.

Diğer yerlerin hali daha beterdi. Bazı kahraman okulları tamamen parçalanmıştı bazıları ise tamamen tahliye edilip terk edilmişti ve öğrenciler bölgelere destek için gönderilmişti. Eskiden kalabalık olan yerlerde şimdi neredeyse hiç ses yoktu. Villianlar nasıl bu kadar çoğalmıştı?

UA Lisesi villianları uzağa çekti ve şehrin zaten darmadağan olmuş kısmına yönlendirdi. UA içinde kalan birkaç Villian öldürüldüğünde öğretmenler ve kahramanlar içeri akın etti. Kimisi çantaları camdan attı kimisi aşağıda çantaları tutmak için ağ gerdi. Kimisi kostümleri çantalar gibi savurup atmanın saçma olduğunu düşünüp geçici lisansı alan öğrencilerin kostümlerini taşıdılar.

Öğrenciler sıra sıra sınıflara göre dizildiler. Teker teker kostümleri aldılar ve soyunma odalarına koştular. Her yer çamurdu ve çoğu öğrenci kayıp yere kapaklandı. Yaklaşık yarım saat sonra köstümler giyildi ve öğrenciler şehrin farklı bölgelerine  gruplar halinde gönderildi. Geride kalanlar telaş içinde birbirlerini arıyolardı. Çoğunun evleri zaten hiçte kalabalık olmayan yerlerdeydi bu yüzden zaten çoktan tehlike alanından uzaklaşmışlardı.

Deku: T-Todoroki-kun, Millet!!! Nerdesiniz!??!!?

Bakugou: Deku!!! Nerdesin lan salak Deku!!!

Dabi: Lan Veletler!! Bi ben bu bölgede kaldım gözümün önünde durun sizi gebertirim!!

Kirishima, Mina, Izuku, Katsuki ve Dabi bir anda kendilerini çatıda buldular.

Hawks: Geride kalan herkez ya kahverengi ya sarı yada siyah saçlı. Kiri ve uzaylı velet içlerinde bokun içine düşmüş fosforlu kalem gibi parlıyosunuz. Deku desen beyaz boya lekesi gibi duruyo. Zaten diğer ikinizden başka bağıran ve kirpi saçlı olan yok. Resmen örüntüyü bozuyodunuz. Bende düzeltmiş bulundum.

Dabi: Dedi ki ekibi topladım.

Deku fırlayıp Hawks'a tokat attı sonrada sarıldı.

Deku: Öldün sandım gerizekalı!

Hawks: Ölsem seni getirebilir miydim gerizekalı!

Deku: Şimdi biz ölcek miyiz?

Hawks: Çok boşsun. Çok boşsun ve gereksizsin. Ölcek olsan niye sizi eve ve toplanma noktalarına göndersinler dimi? Salak. Hastanelerin komplesi patlamış. Komşu şehirlerden birsürü kahraman buraya aklın ediyor. Bu patlamalar ve saldırılar tek burda değil başka şehirlerde de oluyormuş. Zaten eğer ölüm tehlikesiyle karşılaşırsak ilk şu bomba kafayı yollarız o ölmezse bizde gideriz.

Bakugou: NİYE BEN!! HAA!! CEVAP VER OÇ!

Deku: Neyse anlaştık. Amaaa ehe... Biz burda mı durucaz?

Hawks: siz burda durucaksınız. Bende burda durucam. Ben burda çocukları tutmakla görevliyim. Evleri patlayanlar var. Onlar burda duruyolar.

Deku: peki kaçırılanalr ne olucak? Onlara yardım etmeliyiz!

Hawks: lisansın olsaydı tamam derdim. Ama yok. Belki Dabi denen veledi yollardım. Ama onuda buraya görevlendirmişler. Napalım işte oturun kıçınızın üstünde.

Deku: Diğerlerine yardım etmeliyiz!

Hawks: Sen niye böylesin! Bikerede kıçını düşün. ANLAMIYORUM SANA RAHAT FELAN MI BATIYO AZICIK OTUR NE OLUCAK!

Deku ve Hawks hala kavga ederken ve villianlar rahat rahat karargahlarında oturuyorlardı.

Himiko: Klonlardan biri bi öğrencinin kanını almış, hemde 1 hafta boyunca o gibi kalabileceğim kadar! Nasıl gözüküor bilmiyorum. Zaten klon verdikten sonra yok oldu.

Hiroko: Benim klonlarım bi hocanın cesedini getirdiler.

Sigaraki(evet sigara, bi sorunun mu var?): Hmm... hangisi?

Hiroko: ceset çürümüş. Eski bi ceset belliki. İşimize yarar mı?

Sigaraki: Belki... hey heykeltraş. İşimize yarar mı?

Heykeltraş: Tabikide. Gördüm her şeyi kopyalayabilirim. Hemde farklı renklerde bile... bu hoca işimize yarar. Hocayı kopyalayıp sanki kaçırılmış ve sonra kaçıp geri dönmüş gibi yollarsak bize bilgi sızdırabilir.

Twice: Bende kopyalayabilirim! Ben niye kopyalamıyorumda sen kopyalıyorsun!

Heykeltraş: Sen kendini bile kopyalayamısprsun diye seni ben kopyalıyorum! Ayrıca aman benmişim gibi davranır falan filan car car ettindiye yarısını mor yarısını çingene pembesi yaptım! Hem sen kopyalarsan birtane daha cesedimiz olur. Hiç işime gelmez.

Sigaraki: Susun! Bana şu All Might'n kuyruğu gibi hep yanında olan pamuk kafalı veledi bulun...

Medya: Heykeltraş

&quot;TELEKINEZI&quot;(Deku Can't Lose His Quirk)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin