Öncelikle kadınlar günümüz kutlu olsun. Huzurlu, mutlu, güzel, aşk dolu heyecanlı, başarılı, güçlü... Birer kadın olmak dileğiyle...
Arkadaşlar hikayeme vereceğiniz oyları bekliyorum. Hepiniz öpüldünüz. :))Bu iş canımı sıkmaya başladı artık. Herşey çok hızlı gelişiyor. Olaylar benim elimde olmadan ilerlemeye başladı. Hatta bildiğin boka sardı. Artık olaylara el atmam lazım. Sessiz durdukça tepeme çıkıyorlar. Özellikle Kenan 'nın imaları beni çok rahatsız ediyor. Beni her gördüğünde bel altı vurup beni utandırıyor. Yanımda birisi varmış yokmuş umurunda değil. Ceyda zaten kafayı benim ile bozdu. Kız artık gece gündüz beni okuldan attırma planlarıyla uğraşıyor. Tüm okulda arkamdan atıp tutuyor. Benimle konuşan kızları tehdit edip benden uzaklaştırıyor.
İki gün önce...
Kenan la kaldığımız gece onu salonda yatırdım. Ben de kendi odama gidip kapımı kitledim. Ne olur ne olmaz. Pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Tavanı seyrederken uyuya kaldım. Sabah erkenden kalktım. Hemen duşa girdim. Saçlarımı kuruladıktan sonra ördüm. Kapatıcı işlemini gören ne bulduysam yüzüme sürdüm. Kavgadan kalan izler ancak bu sayede kapanıyor. Tam anlamıyla kapanmadı ama hiç yoktan iyidir. Çok yakından bakmayınca belli olmuyor. Saçıma kırmızı beyaz puantiyeli kurdelamı da taktım. Üzerime okul formamı giydim ve kırmızı bir hırka da alıp çantamı hazırladım. Tamam hazırım. Salona girdiğimde Kenan öküzü hala uyuyordu. Yanına iyice yaklaşıp
' Kenan kalk hadi. ' diye fısıldadım. Duymadı. Kıpırdamadı bile.
' Kenan! '
' Kenan! ' hala uyanmıyor.
' Kenan kalk artık! ' diye bağırdım. Ben bağırınca birden sıçradı. Korktu galiba. Kenan ve korkmak. Çok komik. Kahkahalarımı tutamadım. Bıraktım gitti. Ben karşısında kıkırdamaya devam ederken sinirlendi ve ayağa kalkıp koluma yapıştı. Sıkıca tutup
' bir daha asla beni bağırarak uyandırma! ' dedi. Kolumu zorla çektim. Bu çocuk çok fazla hayalperest. Bir daha nerede göreceğimde uyandıracağım sanki. Ama cidden korkmuştu ve yüzünde gördüğüm komik ifade kolumdaki acıyı unutturdu. İçimden yaklaşık iki üç dakika daha güldüm. Belli edersem ne yapacağı belli olmaz bunun. Kızdırmaya gerek yok.
'Ecmel sen Kenan'dan korkuyor musun? ' dedi iç sesim. Bu sefer haklıydı galiba. Kanan ın yüz ifadesi bazen çok yumuşak oluyor. Bazen ise korkutucu. Korkutucu olanı daha fazla kullanıyor. Bu da benim korkmama neden oluyor. Tamam tamam kabul. Azdan biraz daha fazla korkuyorum.
' banyo ne tarafta! 'diye sordu sert bir şekilde. Yine ürkütücü yüzüne büründü.
' koridorda sağdan ilk kapı, biraz acele et geç kalacağız' derken çoktan yürümeye başlamıştı. Giderken ufak çaplı bir kahkaha attı ve
'ben gelmeyeceğim. ' dedi. Neresi komik ki bunun? Çok değişik ya. Neyse dayan Ecmel en fazla yarım saat daha katlanacaksın. Sonra Kenan sağ Ecmel selamet dedim ve güldüm. Sonuç olarak onunla artık konuşmak ve görüşmek istemiyorum. Bana göre değil. Ceyda ile de uğraşmak istemiyorum. Her istediğini elde eden, acımasız, peşinden kızların eksik olmadığı yakışıklı bu çocuk gerçek anlamda sevebilir mi? Ben inanmıyorum. Sevdiğini zannedip üç gün sonra unutur. Sıkılır ve arkasına bile bakmadan gider. Hem zaten şuan aşk zamanı değil. Ben bunları düşünürken bir yandan da ekmek almak için ayakkabılarımı giydim ve dışarı çıktım. Market hemen arka sokak ta zaten. Kapıdan çıktığımda soğuk hava birden yüzüme çarptı. Montuma daha da sarılıp yürümeye devam ettim. Tam marketin önüne geldiğimde telefonuma mesaj geldi. Burak'tan

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitmek mi Kalmak mı
Teen FictionBen 17 yasindayim. Kurguladigim bu hikayeyi sizinle de paylasmak istedim. Asil amac "Gitmek mi kolay kalmak mi" bunu anlatmak istiyorum aslinda ikisi de zordur degil mi? Bakalim gidene mi kolay olacak yoksa kalana mi ya da ikisine de zor mu olacak...