Okumaya başlamadan yıldıza basmayı unutmayalım :)
İyi okumalar
Bazı anlar olur içiniz kan ağlasa da dışarıya hiçbir şey belli edemezsiniz. Zehirlenirsiniz fark etmezsiniz...bugün o gündü...
"Delikanlı seninle baş başa konuşabilir miyiz? ", dedi annemin sonuçlarını büyük bir dikkatle inceleyen doktor. beyaz saçlarıyla gözlüklü gözleri bu işte yıllar verdiğini açıkça ortaya koyuyordu ve oldukça samimiydi
Büyük çabamla annemi hastaneye getirmeyi başarmıştım şimdi de neyi olduğunu öğrenecektik.
Kafamı sallayarak doktorla beraber odasından çıktık. Adımlarım ürkekti ve her adımımda ona bir şey olmaması için dua ediyordum. Annem benim her şeyimdi abartısız her şeyim onun için canımı bile verirdim...
Birkaç adım daha atıp hastane bahçesine geldiğimizde doktor bana bakarak konuşmaya başladı.
"Bak Vefa oğlum"
Sözcükleri özenle seçmeye çalışıyordu karşımdaki adam. Sözleri elinden pamuk şekeri alınan bir çocuğu yatıştırır gibiydi pamuk şekerinin yokluğunu aradan geçen zamandan sonra fark edip ağlayacak çocuk gibi...
" Annene koyduğumuz teşhis 4.evre mide kanseri"
Duyduğum kelimeler başımdan aşağı çığ gibi düştü gözlerim kararmaya ayaklarım gücünü kaybetmeye başladı bulduğum duvardan tutup düşmemi son anda engelledim.
" Ve", dedi doktor ses tonundan şimdi verdiği haberden daha kötü bir haber geleceği ortadaydı.
"Ve? "dedim sesim o kadar kısıktı ki ben bile zor duydum.
" Ne yazık ki annen için yapabileceğimiz bir şey yok. 4. Evrede kemoterapi tedavisi annene sadece acı çektirir. Bu yüzden sayılı günlerini hastane köşelerinde heba etmek istemem. Senin annene yapabileceğin tek yardım şu saatten sonra ancak günlerini mutlu ve huzurlu geçirmesini sağlamak olur. "
Şok olmuş gibi doktora bakıyordum tepkisiz kaldım. Sanki tüm gücüm bir anda elimden alınmıştı vücudumdaki tüm kan çekilmiş gibi hissediyorum. Buz gibi olmuştum. İnanamayarak" Şaka değil mi? Ciddi olamazsınız!? "diyerek tepki verdim.
Karşımdaki adam üzüntüyle kafasını salladı." Maalesef... iki ay önce Feride Hanım istemedi kemoterapiyi geldiğinde 4. Evrenin başlangıcıydı"
Durdum. Öylece durdum. Zaman durdu her şey durdu dünya başıma yıkıldı. Tepki veremedim. Ağlamak istiyordum deli gibi ağlamak istiyordum. yapamadım... Kafamı sallamakla yetindim.
Yavaş adımlarla merdivenleri çıkıp beni bekleyen annemi buldum. Her şeyi en başından beri biliyordu ve bana söylememişti. Sadece " Neden bana söylemedin?" dedim. Sesimde üzüntü yoktu.
"Üzülmeni istemedim oğlum", diyerek yanıtladı beni annem. Ahh annem...
Kafamı salladım, koluna girdim. Gözümden yaşlar akmak için can atıyordu. Büyük çabalarımla onları içime akıttım. Doktor moral önemli demişti o halde yasa girmeyecek annemle güzel anılar biriktirecektim. İnsanı ayakta tutan şey anılardı...
"Ormanlar Kraliçemm ", dedim bakışlarımı ona çevirerek sesim neşeliydi.
"Söyle Paşammmm" dedi o da mutlu gözüküyordu ya da o da benim gibi rol yapıyordu.
"Pikniğe gidelim mi seversin sen yeşil alanları"
"Harika fikir" yanıtını alınca markete girip birkaç bir şey aldım öyle çok lüks şeyler değillerdi ama idare ederlerdi. Sonra taksi çağırıp anneme kapısını açarak bindirdim. Taksi harekete geçtiğinde Yanına çoktan binmiştim. "Nereye?" diye soran şoföre Hazan ATALAY hastanesine dedim. Hızla telefonumı çıkarıp Yaren'i aradım. 3.çalışta açıldı telefon
![](https://img.wattpad.com/cover/269467638-288-k431111.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mücadelem
Chick-Lit"Ama nasıl olur zihnim seni hatırlamıyor? " Kollarını belimden çekip tam karşıma geçti. Elini kaldırıp göğsümün sol kısmına koydu. Kalp atışlarımı hissetti. " Çünkü Kalp Tanır Vefa..." Haklıydı. Hafızamda belli bir yeri yoktu ama kalbim onu ta...