"Opening ceremony"Elimdeki daha yarım saat önce edindiğim asaya baktım. Bilmediğim binamı öğrenmek için okulun yemekhanesine aceleyle gidiyordum.
Yüzlerce yeni gelmiş öğrenci heyecan ve korkuyla etrafa bakıyor, nerede olduklarını sindirmeye çalışıyorlardı.
Ayakta durmuş öğrenci topluluğuna karıştım. Sırayla şapkayı takacak ve binamızı öğrenecektik, ne saçma iş ama.
Kendim hakkında pek bir umudum yoktu. Çalışkan ve akıllı olmadığım kesindi. Hufflepuff ya da düşük de olsa Gryffindor olmayı bekliyordum.
Yanımda bir grup öğrenci kendi içlerinde hangi binayı istediklerini söylüyorlardı.
"Lütfen Gryffindor olsun. Lütfen, lütfen, lütfen..."
"Ben Hufflepuff istiyorum ya da Ravenclaw."
"Peki sen ne istiyorsun Yoongi?"
"Slytherin" arkadaş grubunun sessizi olan çocuktan duyduğum kelime beni güldürmüştü. Asla Slytherin durmadığı gibi orayı kimse istemezdi. Zaten şu anda seçilen de olamazdı.
Safkan büyücülerin fazlasıyla azalmasından dolayı Slytherin öğrenci neredeyse yoktu. Olanlar da kibirlerinden kimseyle iletişime geçmiyordu. Bu yüzden son 5 yıldır kimse Slytherin seçilmemişti.
"Ama Slytherin uzun zamandır kimseyi seçmiyor"
"Neyi istediğimi sordun ve söyledim"
"Hah" kendimi tutamayarak ağzımdan çıkan ifade kesinlikle duyulmuştu. Çocuğun anında bakışları beni bulduğunda ise bunun için geç kalmıştım.
"Sen kimsin?" alaycı gülüşümü yaydım. Pekala, kurtulamazdım bu yüzden batmayı göze alacaktım.
"Seni ne ilgilendirir?" kaşlarını çattı. Sessiz ifadesinin altında hiçbir şey sezilmiyordu. Çok ciddi birisi olduğu belliydi.
"Göreceksin, Slytherin olduğumu" omuzlarımı silktim. "Evet, pekala"
Arkadaşlarından bana yaklaşan kulağıma sessizce fısıldadı. "O bir safkan"
Tanrım, fena fors olacaktım.
Bozuntuya vermedim. "Ee, nolmuş?"
Bana kaşlarını çattı. Ardından kafasını sallayarak arkadaşlarının yanına geri döndü.
Sıra yavaş yavaş bize geliyordu ve bu süre zarfında ben de gittikçe heyecanlanıyordum.
Sıra o çocuğa gelmişti.
Kürsüye çıkarken ellerini yumruk yapmış sessizce fısıldıyordu. "Lütfen Slytherin olsun, lütfen Slytherin olsun, lütfen"
Sandalyeye oturdu. Şapka başına takıldı.
"Min Yoongi, 16. Ravenclaw." o anda tutamadığım enerjimi kahkahayla dışarı saldım. Kesinlikle haklıydım. Sessiz Ravenclaw öğrencisiydi.
Fakat salonun benim gibi düşünmediği, herkesin şaşırdığı belli oluyordu. Öyle ki büyük sınıflardan birinin Slytherin'in son umudunun uçtuğunu söylediğini bile duymuştum. Sanırım, biraz kötüydü.
Tüm öğrenciler önümden teker teker geçmiş binalarını öğrenmişlerdi. Sona kalmak benim gibi gösteri seven birisi için harika bir deneyim olacaktı.
Kürsüye ilerledim. Sandalyeye oturarak şapkanın başıma takılmasına izin verdim.
"Jeon Jungkook, 16. Tahmin et bakalım ne çıkacaksın?"
Bakışlarımı yukarıya, şapkaya kaldırarak gülümsedim. "Pek bir umrumda değil, Hufflepuff veya Gryffindor daha olası gibi."
"Öyle mi dersin?"
"Evet" şapka alaycı gülüşünü sunduğunda çoktan bir şeylerin geleceğini hissetmiştim.
"Jeon Jungkook, 16. Slytherin."
🔮🏰
Yeterince kurgum yokmuş gibi yeni bir kurguya başladım, evet.
Öncelikle kurgu Hogwarts evreninde geçiyor olsa da Harry Potter ile bağlantısı yok, aynı olaylar olmayacak. Oradaki bazı karakterlere yer verebilirim fakat bağlantılı olmayacak.
Başladığınız tarihi yazarsanız sevinirim ♡
Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve eleştirilerinizi bekliyorum ♡
Kendinize iyi bakın ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slyclaw - Yoonkook'
FanfictionElimizde asalarımız dilimizde sözcüklerimiz vardı. Birde onun aklı, benim zekam.