"Nyx"
Sandy marton - camel by camel
Odadan çıkmadan önce son kez Min Yoongi'ye baktım.
"Akşam ders yapalım sana da uygun olursa."
Yüzündeki utangaç ifadeyle başını aşağı yukarı salladı. "Olur."
Yüzündeki ifadeyi anlamamıştım ama dert etmedim. Her zamanki Min Yoongi sessizliğiydi, sanki çok tanıyormuşum gibi.
Jimin'in her yerde beni aradığına emindim ve ona telepatik bir bağ gönderemediğim için üzgündüm. Büyük ihtimalle sınıfı terk ettiğimi de duymuştu ve endişesi daha da artmış olmalıydı.
Odadan çıktım ve yemek salonuna gitmek üzere aşağı indim. Yemek salonunun kapısının önünde beni beklediğini görmek şaşırtıcı olmamıştı.
"Jung-"
"Açıklayabilirim." iki elimi de havaya kaldırıp teslim olurcasına söylediklerimden sonra nefesini dışarı bırakmış ve omuzlarını indirmişti. "Her yerde seni aradık Jin hyungla."
Kafamı sağa sola sallayarak abartılı bir dramatiklik takındım. "Çok üzgünüm."
"Dalga geçme Jungkook tüm okul seni konuşuyor." arkamdan gelen ses yanımda durduğunda Jin hyunga baktım. "Powerpuff boys tamamlandığına göre artık yemeğe geçebiliriz diye düşünüyorum."
İkisi de gözlerini devirdiğinde sırıttım.
><><><
"Babasının kızı acıktın mı sen?"
Önüne yemeğini koyup başını okşadıktan sonra panterimden cevap olarak bana sevimli gelen diğerlerine göre korkunç olan mırıltıyı alarak gülümsedim.
Bir panteri doyurmak gerçekten çok zordu. Beni seçen hayvan vahşi ve doyurması zor bir hayvan olduğu için yemekleri okul veriyor olmasaydı kesinlikle batmıştım.
Jimin'in anka kuşuna baktım. Her zamanki zarifliğiyle kafesinin üstünde duruyor etrafı süzüyordu. Bu hayvana baktıkça onun tarafından aşağılandığımı hissediyordum.
Çoğu kişi hayvanları içeren ortak derslere hayvanlarının boyutlarında kafeslerle rahatça gelebiliyorlardı. Fakat panterimin kafesinin olmaması, olsa bile kafesin taşıyamayacağım kadar büyük olacak olması işlerimi çok daha fazla zorlaştırıyordu.
Tabii ki bu kadar zaman boyunca dert etmeyip şu an dert etmemin bir sebebi vardı: Bugün ilk defa hayvanlarımızla bir ders işleyecektik.
Panterimin başına uzanıp bileğimde diğer eşi olan doğal taş tasmayı taktım. Gümüş sade tasmanın ucunda siyah onix taşı sarkıyordu. Kafesi olmadığı için tasmayla götürmek zorundaydım ve bu asla içimi rahat ettirmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slyclaw - Yoonkook'
FanfictionElimizde asalarımız dilimizde sözcüklerimiz vardı. Birde onun aklı, benim zekam.