Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Trainer"
I don't know how but they found me - Choke
"Ben çalıştıramıyorum bu asayı." karşımdaki siyah cübbeli adam derin bir nefes aldı.
"Asa çalışmaz Jeon, senin enerjinle harekete geçer. Enerjini yönlendirmeyi beceremiyorsun." derin bir nefes alarak elimdeki asayı sıktım. Saatlerdir asayı doğru bir şekilde yönlendirip büyü yapmayı deniyordum fakat sonuç hep hüsrandı.
"Belki de bu asa bana ait değildir. Gördüğünüz gibi, asla hedefi tutturamıyorum." konuşurken elimdeki asayı o kadar sıkıyordum ki parçalanmasına ramak kalmıştı.
"Elinde sıkmaya devam edersen sana ait asa olmayacağı kesin zaten. Konsantrasyon sağlayamıyorsun. Daha fazla çalışmamız gerek."
Sıkkınlıkla nefesimi bıraktım. Havanın soğukluğu tüm hücrelerime işlemiş, dişlerime kadar titrememe sebep oluyordu.
Sabahın 05.00'in de çalışmaya indiğimiz için donma ihtimalim imkansız gibi görünmüyordu. Birde pijamalarımın üstüne geçirip çıktığım pelerinim de bunda etkili olabilirdi.
"Aklıma bir fikir geldi. Yeni gelen öğrenciler arasında asa kontrolü çok iyi olan bir öğrenci var. Onunla çalışırsan belki de daha hızlı gelişir." aklıma gelen isimle olduğum yerde kaskatı kesildim.
"Umarım o öğrenci Min Yoongi değildir."
"Demek birbirinizi tanıyorsunuz."
"Üzgünüm profesör Snape onurumla muggle yaşamaya devam ederim, iyi günler." arkamı dönüp ilerleyecekken pelerinimin şapkasından tutarak geri çekti.
"Hiçbir yere gitmiyorsun Jeon Jungkook."
"Bakın beni çalıştırabilecek çok güzel isimler var, mesela Park Jimin ya da Kim Seokjin olabilir. Hem kendisi Gryffindor. Ama Min Yoongi olmaz."
"Jimin'in sana öğretebileceği tek şey sınıfta kalmak olur. Min Yoongi yaşıtın olarak daha etkili olacaktır."
Umutsuzca çırpındım. "Ben zaten öğrendim kullanmayı bakın." asayı çabucak Hogwarts kulelerinden birine tutarak aklıma gelen ilk büyüyü söyledim.
Etkilenmişe benziyordu. "Gerçekten yaptın, bunu bu kadar çabuk beklemi-"
Arkamızda kalan çatıdan gelen yere düşme sesiyle olduğum yerde zıpladım. Omuzlarımı indirdim.
"Başka büyü yapmadım ki."
><><><
Öğlen molasında yemekhaneye gelmiş önümüze yemeklerin gelmesini bekliyorduk. Jimin her zamanki gibi yanımda bitmiş ve beni darlamaktan asla vazgeçmeden tüm sorularını soruyordu.
