Jimin'den
Hastaneye girdiğim gibi etrafıma bakındım tanıdık bir yüzü otomatta görünce hemen yanına gittim.
"Namjoon Hyung Jungkook nerede iyi mi? Bir şey oldu mu?"
Konuşurken nefes nefese kalmış ve nefeslerimi düzene sokmaya çalışmıştım.
"Hey Jimin endişelenme, ağır bir yarası yok gel götüreyim seni"
Başımı sallayıp Namjoon Hyung'un arkasına takılmıştık menajerimle birlikte.
Yoongi Hyung, Seokjin Hyung ve Hoseok hyung bir odanın önünde sandalyeler oturmuş konuşuyorlardı.
Beni görünce yanıma geldiler. Hepsine selam verdim.
"Merhaba."
Hoseok hyung cevapladı beni.
"Hoşgeldin Jiminie Jungkook içeride Taehyung ile."
Gözlerim yandaki büyük pencereye takıldı, oraya yaklaştım.Jungkook girdi ilk görüş açıma üstünde tişörtü yoktu ve bir hemşire karnına sanırım ilaç gibi bir şey sürüyordu. Karnında büyük bir morluk vardı ve zor nefes aldığı belli oluyordu.
Taehyung da yanında hemşirenin dediklerini dinliyordu
Alnımı cama yasladım. Beni görmeleri umrumda değildi. Üzgündüm, oldukça üzgündüm, çünkü canı acıyordu ve ben elinden bile tutamıyordum. Sarılmak istiyordum.
Taehyung'un onun tişörtünü giydirmesini kıskanmaya bile gücüm yoktu. Her an ağlayabilirdim ve zayıf gözükmek istemiyordum.
Birinin eli sırtıma değdi.
"İçeri girsene eminim neden geldin diye sormayacaktır." dedi Yoongi Hyung.
Ama ben daha dün ağzıma gelen şeyleri sıraladığım adamın yanına gidip senin için endişelendim diyemezdim.
Jin Hyung anlamış gibi konuştu.
"Pekala zaten yurda gidiyorduk sen de gel şarkılara da bakmış oluruz."Menajerime döndü dolu gözlerim.
"Dışarısı hayran kaynıyor dikkatli olun" elini omzuma koyup çıkışa yöneldi.
Geri yerlerine yerleşen hyunlarımla ben de yanlarına oturdum.
Jin Hyung elini kafama koyup omzuna yerleştirdi.
"Ağlayacak gibi duruyorsun eğer ağlamak istersen burada ağla. Seni dövdüğümü söyleriz."
Dediğine gülüp burnumu çektim dudaklarım da otomatik olarak büzüldü.
"Ağlarsam durduramazsınız."
Namjoon Hyung döndü o sırada.
"Bebeğe benziyorsun şuanda." bunları diyip yanaklarımı sıkmıştı.
Konuşurken bir kaç kez gözlerim odaya kaymıştı. Doktor, Jungkook ve Taehyung konuşuyor ara sıra taehyung jungkook'un saçlarını karıştırıyordu.
Doktor elini karnında gezdirirken ara sıra yüzünü buruşturuyordu eski sevgilim.
Kafamı geri Jin Hyung'un boynuna soktum çıktıklarında beni görmemelerini diliyordum. Çünkü dün onları söyleyip bugün neden buradasın deseler verecek bir cevabım yoktu.
O sırada kapı açıldı Jin Hyung kalkınca kafamı boynundan çekmek zorunda kaldım. Jungkook'un sonra da Taehyung'un gözleri beni bulmuştu.
Namjoon Hyung açıkladı.
"Jimin de bizimle yurda geliyor şarkıları çalışırız hem."
"Hoşgeldin jimin" taehyung'un sesi çok soğuk çıkmıştı. Ben olsam ben de bana sinirlenirdim.
"Hoşbulduk Taehyung"Jungkook çatılı kaşlarını benden çekmiyor beni süzüp duruyordu. Benden rahatsız mı olmuştu.
Birazcık daha Jin hyungun arkasına geçtim.
O sırada Taehyung elini Jungkook 'un sırtına götürmüş ve onu çıkışa yöneltmişti.
Dışarı çıktığımızda şirketin yaptığı açıklamayla daha az insan vardı. Ama yine de oldukça fazlalardı.
Korumalar çoğaldığı için rahatça geçebilmiştik.
İnsanların seslerini duyabiliyordum.
Bize söylenen iğrenç sözleri de.Eski sevgilime dün söylediğim sözler geldi aklıma. "Aşkın ne olduğunu bilmeyen bir çocukla ilişki yaşamışım." demiştim.
Onu şuan bize hakaret eden insanlar ile aynı kefeye koymuştum. Kafamı eğebildiğim kadar eğdim. Ellerim ile kulaklarımı kapattım ve BTS üyelerine ayrılmış arabaya binene kadar açmadım.
Korkaktım, eski sevgilimi suçladığım her şey aslında benim davranışlarımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Into Your Arms
RandomBir zamanlar sevgili olan iki idol Jeon Jeongguk ve Park Jimin bir sabah menajerlerinden aldığı haber ile işbirliği yapacaklarını öğrenmişlerdi. Eh bu da aralarındaki ateşi yeniden yakmayı sağlayan ilk kıvılcımdı. Bu kitap anlatamadığı duygularını ş...