The Fınal Chapter

2.6K 117 42
                                    

Jimin:
I'm out of my head, out of my mind, oh, I
If you let me, I'll be
Out of my dress and into your arms tonight
Yeah, I'm lost without it
Feels like I'm always waitin'
I need you to come get me
Out of my head, and into your arms tonight, tonight
(Aklımı ve mantığımı kaybettim eğer izin verirsen
Bu gece kollarının arasında olacağım bunsuz bir içim
Sanki hep bekliyormuşum gibi
Buraya gelip beni almana ihtiyacım var aklımı kollarının arasında olacağım)

Jungkook: Bebeğim uyanamamışım geliyorum hemen.
Geç kalmama şarkı yazmana da gurur duydum.

Jimin: Bu sadece başı ☺️
Cinayetine de yazacağım

Jungkook:Sabah orda olurum dediğinde saat 5 te olacağını düşünmemiştim.

Jimin:Beni arayıp seni alırım dediğinde gündüz ve geceyi karıştıracağını düşünmemiştim.
Neyse nerde kaldın?(5.45)
Jungkook??(5.59)
Trafiğe falan mı kaldın ya(6.23)

(Jungkook kişisi 5 kez arandı)
(Jungkook kişisi 8 kere arandı)

**~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~
Hala sabah serinliğin hissedildiği sokaklarda ellerini montunun cebine sokup etraflara bakındı. Araba'nın markasını bile bilmezken bir ihtimal sürüş şeklinden veya camdan görebileceğine olan inancı tamdı.

Dakikada bir telefonuna bakarken mesajlara gelecek cevabı bekliyordu ama ne bir çevrimiçi ne de geri dönüş vardı.

Bekleyişinin 25. Dakikası park edilen siyah bir araba onu heyecanlandırsa da içinden inmeyen kişi ile hayal kırıklığına uğramıştı.

Daha az önce konuştuğu adamın neden bir anda ulaşılmaz olduğunu merak ediyordu. Arabanın park edilişinin 5 . Dakkasında kapı açıldı ve onun aksine bol ve siyah kıyafet tarzına sahip biri indi aşağı. Yüzünde bir anda beliren gülümseme ile adamın hareketlerini izlerken içeriden küçük bir hediye kutusu alan adam kafasını kaldırdığında gözleri kesişti.

Jimin gülümsemesini daha da büyütürken bavulunu umursamadan koşarak ona yaklaşan adamın boynuna doladı kollarını.

Boynuna dolanan kolların şaşkınlığını atan Jungkook gülümseyerek ellerni beline doladı. Daha az önce mesajda onu öldüreceğini söyleyen sevgilisinin hareketleri onu güldürüyordu. Sarılmanın yeterli olduğunu düşündüğünde başını kaldıran minik beden sevgilisinin dudaklarına minik birkaç öpücük kondurdu. Yaklaşık bir haftadır görüşemiyorlardı.

Saat ne kadar erken olsa da gazetecilerin etrafta olabileceğini düşünerek bavulu alıp ilerlerken Jimin de arkasından gidiyordu. O ön koltuğa otururken bavulu koymuş olan Jungkook'ta sürücü koltuğuna oturdu.

Yan taraftaki sevgilisine dönüp kavradığı çenesini kendine çekerek birkaç öpücük de o verdi. Son olarak öptüğü yanağını bırakırken elindeki hediyeyi kucağına bıraktı.

"Al bakalım gelirken gördüm  sen böyle şeyleri çok seversin." kucağına koyulan düzgün bir şekilde paketlenmiş hediyeyi inceledi. Hediye almayı çok severdi Jungkook'un da bunu bildiğini biliyordu.

Hediye paketini yırtmadan dikkatlice açtığında gördüğü kutu onu gülümsetti. Mat altın renklerine sahip ince işlemeleri olan bir kar küresiydi. Genç bir çocuk elinde pamuk şeker tutuyordu aynı renklerde . Kar küresini sallayarak kar yağmasını sağladığında beyaz kristaller onu gülümsetti. Çok güzel çok ince düşünülmüş bir kar küresiydi. Jimin böyle hediyeleri çok severdi ve ona gereksiz bir mutluluk vermişti bu.

Into Your ArmsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin