Chapter 8

3.8K 272 38
                                    

Jimin'den

Yurda geldiğimizde montlarımızı çıkarıp içeri geçmiştik. Taehyung ve Namjoon Jungkook'u dikkatli bir şekilde oturmuştu. Karnı onu epey zorluyor olmalıydı.

O sırada Jin Hyung konuştu neşeli sesiyle.

"Eveet size ne yemek yapayım ne istersiniz?"

Herkes konuşmuş ve ortak bir karara varmışlardı.
Jin Hyung mutfağa gittiğinde yanına gittim

"Hyung ben de yardım edebilir miyim?"

"Tabiki bu domatesleri doğra olur mu?"

Biz yemekleri yaparken içeridekiler de televizyona bakıyordu. Domatesleri, biberleri ve patlıcanı doğradıktan sonra tavaya atmamı söyledi Jin Hyung.

Hayatında 3 kere mutfağı, sayısız kere yemeği yakmış olan ben malzemeleri kızgın yağa şap diye atmış ve yüksek sesli bir ses çıkmasına sebep olmuş aynı zamanda elimi yüzüme siper ettiğim için - ki bu yaptığım en akıllıca hamleydi- avucumu yakmıştım.

Çıkan sese gelen üyeler ne olduğunu anlamaya çalışırken Jin Hyung elimi suya tutmuş ve acısını geçiriyordu en azından.

"Ne oldu?" diye sordu Namjoon Hyung.

"Bir şey olmadı sadece Jimin yemek konusunda biraz beceriksiz."

Jin hyungun dediğine gülen üyelere karşı ben de gülümsemiştim.

"Gel elini saralım Jiminie" diye beni banyoya yönlendiren Jin hyungu Jungkook durdurdu.

"Hyung krem sürmek için ben gidiyordum zaten sen yemekleri yap ben hallederim."

"İlacını sürebilir misin Jungkook yardım edeyim ben." demişti Taehyung.

Jungkook onu tatlı bir şekilde reddetmiş ve banyoya yönelmişti. Ben de yavaş adımlarla arkasından ilerlemiştim.

O içeri girmiş ilk yardım çantasını alıp başka bir odaya yöneldi. İçeri girdiğimizde kendi odası olduğunu anladığım oda gri siyah ve beyaz renkleri ile döşenmişti.

"Yatağa otur geliyorum şimdi." kafamı sallayıp yatağa oturmuş ve onu eklemeye başlamıştım. Elimin ağrısı ise yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.

Elinde makas, gazlı bez ve bilmediğim birkaç şeyle geldi önüme çöktü. Nefes alırken bile zorlanırken çökmesi beni rahatsız etmişti.

Elimi kucağına alıp batikon sürdü ve üstünü de gazlı bez ile sardı.

"Tamamdır" yataktan kalkmış ne yapıyor diye bakarken tişörtünü çıkarmış ve elindeki kremi açmıştı.

"Şey istersen ben sürebilirim tabi istersen."

Cevap vermeden merhemi bana uzattı.

Üzerine ilerleyip yatağa gidene kadar ittirdim, yatağa uzandı. Ben de dizlerim üstünde karnına eğilmiştim.

Kocaman bir morluk vardı. Canı çok acıyordu belkide ama o belli etmiyordu. Gözlerimin dolmasına izin verdim.

Elime kremi sürdüğümde ona döndüm. Tavana bakıyordu.

"Eğer canın acırsa söyle lütfen." Onaylayan mırıltılar çıkarmıştı ben de elimdeki merhemi sürmeye başlamıştım. İkidebir üflüyor acısını azaltmaya çalışıyordum.

İşim bittiğinde ellerim ile havalandırmaya çalıştım. İşimin bittiğini anladığında doğrulmuş ve ayağa kalkmıştı.

Krem tişörte bulaşmasın diye gitmeyecekti sanırım.
Kapıya yönelirken sözlerimle durdu.

Into Your ArmsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin