ÇEKİK

"O kız kendini ne sanıyor ki!!"

-Hifanın ağzından-

Sonunda teneffüs zili çaldı. Seccademide alıp bodrum katına indim. Bodrum katında namaz kılmamız için ayrılan odaya girdim ve namazımı kılmaya başladım. Namazımı bitirmiş, duamı ederken kapının açıldığını duydum. Kimin geldiğine bakmadan seccademi toplamaya başladım. Tam çıkacakken kapının önüne geçip çıkmamı engelledi. Ve konuşmaya başladı

-Burda napıyosun sen ?

Gözlerine bakmamaya çalışarak cevap verdim.

-Ben namaz kılıyordum kusura bakma zaten gidiyordum.

O kapıdan çekilince hızlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan seslenince durdum. Arkamı dönmeden söyleyeceği şeyi bekledim.

-Hey önemli değil.

Bir şey demeden hızlı adımlarla sınıfa gittim. Sonunda sınıfa geldiğimde sırama oturdum. Hazal hemen konuşmaya başladı.

-Neredesin sen? Neden bu kadar geç kaldın?

-Kaza namazı kıldım.

Şuan çok sinirliyim çünkü şuan onun yüzünden en yakın arkadaşıma yalan söyledim. Hazal söylediğim şeye inanmış olacakki konuşmaya devam etti.

-Hifa, yine Burak'ı gördüm. Yanında yine kızlar vardı.

-Hazal sana demedimmi Burak'tan bahsetme günaha giriyoruz diye.

-Off yeter artık hep günah diyosun sanki sen kimseyi sevmedin mi?

-Hazal saçmalama. Kİmseyi sevmediğimi biliyosun.dedim.

Rüya,Selin ve Eylül bizi şaşkınca dinliyorlardı. O sırada sınıf kapısından içeri yeni çocuk girdi. Bütün kızların bakışları kapıya döndü. Kübra,Tuğba ve Ece üçlüsü hemen yanına gittiler. Bizde kızlarla konuşmaya devam ettik.

-Yiğitin ağzından-

O kız -yani yobaz- gittikten sonra sigaramı yaktım. Zilin çaldığını duyunca sigaramdan son kez derin bir nefes çektim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Sınıfa girince tüm kızların bakışları bana yöneldi. Tek bir kişi vardı bana bakmayan. O da YOBAZ... Sonra yanııma üç tane kzı geldi. İçlerinden niri konuşmaya başladı.

-Selam ben Ece . Senin adın?

-Yiğit. dedim soğukça. Sırama geçmek için tam bir adım atmıştım ki bu sefer diğeri konuşmaya başladı.

-Selam. Bende Tuğba. dedi ardından diğeri lafa karıştı.

-Bende Kübra. dedi.Sonra üçü aynı anda 32 diş sırıtarak.

-Tanıştığımıza memnun olduk. dediler.

Onlara cevap vermeden sırama geçtim. O sırada birşey farkettim. Bütün kızlar benle konuşmaya çalışıp, ben sınıfa girdiğim anda bana bakmaya başlıyorlar. Ama o ne aşağıdaki karşılaşmamızda yüzüme baktı, ne de sınıfa girdiğimde. Ayrıca aşağıda zorla konuştu sanki benden kaçmaya çalışıyor gibiydi. Bu kız kendini ne sanıyordu ki...

-Hifanın ağzından-

Ders zili çaldı ve edebiyat hocamız -Alpaslan hoca- sınıfa girdi.Sınıfımıza yeni gelen öğrenciler olduğu için herkes kalkıp tek tek kendini tanıttı. Sabah karşılaştığım çocukta kendini tanıtmıştı. Adını öğrenmiştim. Adı Yiğitti. Alpaslan hoca ilk gün olduğu için boş bırakacağını söyledi. Ama ondan önce bize bir ödev verdi. Ödevimiz -hocanın yaptığı eşleştirmeye göre- arkadaşımızı bir ay boyunca gözlemleyip onun kişiliğini ve neler yaptığını öğrenmek. Yani onu yakından tanımaktı.İçimden dua ettim inşallah kızlarda biriyle eşleşirim diye. Sonunda hoca yaptığı eşleşmeleri okumaya başladı.

-Kübra ve Kerem, Ece ve Tuğba, Rüya ve Cem, Selin ve Arda, Eylül ve Ekin, Hifa ve Yiğit.

-NE!!

-NE!!