Nine

203 24 91
                                    

Yoongi ve Jungkook, beraber -Yoongi'nin zoru ile- revire gitmişler ve Jungkook'un kanayan dudağına mikrop kapmasın diye pansuman yaptırmışlardı.

Revirden çıktıktan sonra, beraber koridorda yürümeye başlarlarken Yoongi dayanamamış ve aklında dönüp duran soruyu sormuştu.

"Özelse cevaplamak zorunda değilsin tabii ki ama.. Neden Jimin'in bu halde olmasının nedenini, kendin olarak görüyorsun?"

Jungkook, dolan gözleri ile kendini zoraki tutarken, çiselemeye başlayan yağmura dalmıştı gözleri.

"Çok özele girdim sanırım, özür dile-"

"Jimin iyileşebilirdi.. Hastalığı henüz çok ilerlememişti ve sadece iliğe ihtiyacı vardı. Benimki de, Tanrının bir mucizesi olarak onunla uyuşmuştu"

Yoongi, vücudunun ağırlaştığını hissediyordu, çok ayakta kalmıştı ve bu kadar yürüyüş zaten zayıf olan bedeni için fazlaydı.

"Oturabilir miyiz?"

Beyaz tenli olan, camın yan tarafına konulmuş, ikili oturaklara otururken, Jungkook da hemen yanına oturmuş ve vücudunu çapraz olacak şekilde Yoongiye çevirmişti.

"Ama bilirsin işte, üniversiteler de bir çok parti yapılıyor ve ben içmeye bayılırım. Yani bayılırdım.. Ayrıca tek tük içsem de, 2-3 gün de bir paket sigarayı bitiriyorum. Hatta bazen sadece 1,5 gün sürüyor"

"O yüzden iliğini alamadılar. Çünkü alkol ve sigara bağımlısı, klasik bir ergensin"

Yoongi, kafasını arkadaki duvara yaslayarak, gözlerini, suçlu bir çocuk gibi ellerine bakan Jungkook da gezdirmişti.

Kalıplı bir vücudu, son derece şahane bir sesi vardı. Ama hâlâ küçücük bir çocuk gibiydi Jungkook. Utanınca gözlerini kaçırması, suçluluk hissi duyunca elleri ile oynaması ve ağlarken hemen kızaran minik burnu.. Tüm bunlar, Yoongiyi, Jungkook'a çekiyordu.

"Evet.. Biraz ağır oldu bu ama doğru. Bir süre beklesek ve ben gerekli özeni göstersem iliği alabilirlerdi ama beklemeye vaktimiz yoktu. Jimin'in tek umudu, Tanrının verdiği o mucize, benim yüzümden bir hiç oldu. Başka kimsenin iliği de tutmadı. Daha sonra artık aramaya da gerek kalmadı çünkü iyileşemeyeceğini söylediler. Geç kalmışız. Biz de kemoterapi ile kaçınılmaz sonu geciktirmeye başladık"

"Ve arkadaşın, bu acıya daha fazla dayanmak istemediği için hastaneden ayrılıyor"

Jungkook, usulca kafasını sallarken, hâlâ ellerinde olan gözlerini, yanında oturan solmuş bedende gezdirdi Jungkook.

"Sen iyi misin? Rengin kaçmış iyice"

"İyiyim, sadece çok ayakta kaldım. Neyse, beni boş ver. Bir arkadaş tavsiyesi ister misin?"

Jungkook'un gözleri şaşkınlıkla kocaman olurken, heyecanla sırıtmıştı.

"Arkadaş mıyız!? Yani olduk mu? Yoksa lafın gelişi mi söyledin?"

Yoongi, çocuğun bu gereksiz heyecanını anlamazken, oturduğu yerde dikleşerek Jungkook'a bakmıştı.

"İstemiyorsan değiliz"

"Saçmalama! Neden istemeyeyim?"

Yoongi, sonradan bunun için pişman olacağını biliyordu. Jungkookla arkadaş olmamalıydı, onu kendine bağlamamalıydı, ona bağlanmamalıydı.

Ama bu karşısındaki küçük oğlan, rutin hayatına renk katmıştı sanki. Herkese dümdüz davranır, en yakınlarına karşı bile duygularını gizlemek isterdi Yoongi. Ama Jungkook'a bunu yapmak istemiyordu.

Çünkü herkesin aksine, mavi saçlı çocuk, Yoongiye acıyarak bakmıyordu.

Yoongi, ilk başta korkuyla ve acının etkisi ile hıçkıra hıçkıra ağlar, korktuğunu dile getirirdi. Ama karşılığında gördüğü tek şey kendisine acıyan gözler ve artık klasikleşmiş 'her şey geçecek' cümleleri olunca, duygularını dışa vurmaktan vazgeçmişti.

Artık canı yandığı için ağlamıyordu. En azından yalnız kalana kadar. Ve korkmuyordu da. Sadece, öylece her şeyin son bulmasını bekliyordu.

Evet, Jungkook hastalığını bilmiyordu ama kan kustuğunu görmüştü. Ayrıca Yoongiyi öylece bırakıp gitmemişti ve gözünde en ufak bir acıma ya da iğrenti yoktu.

O yüzden Yoongi, eğer Jungkook'un yanında ağlarsa veya içinden geldiği gibi davranırsa, acıyan veya eleştiren gözler görmeyeceğini tahmin ediyordu.

Ve her ne kadar kendisiyle beraber Jungkook'u yakmak istemese de, onun yanında kendini ruhsal olarak biraz daha iyi hissediyordu.

Buna belki aşk diyemezdi, bunu söylemek için çok erkendi. Ama tek emin olduğu şey vardı ki, o da Jungkook'u artık kendinden uzaklaştırmak istemediğiydi.

"Arkadaşız. Yani, neden olmayalım ki?"

ಥ◡ಥ

Gittikçe saçmalıyorum ✌🏼💃

Adelio_o bu bölüm aşk kadınıma 😭👉🏼👈🏼 herhalde sen olmasan asırlar sonra gelirdi yeni bölüm KSÖDIEMWİDUEM

Okuduğunuz için teşekkür ederim (ノ' з ')ノ

Fikirlerinizi ve düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim 👉🏼👈🏼😽

Bu cover'ı daha önce koydum mu bilmiyorum ama koyduysam da tekrar dinleyin, güzelim cover işte

Five Days |𝐘𝐎𝐎𝐍𝐊𝐎𝐎𝐊|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin