twenty four

97 10 15
                                    

"Yoongi izin vermeyebilir ama bu karar senin Jungkook. O duvarı silip atmak, Yoongiyle beraber yanmak.. Acısıyla tatlısıyla tüm bunları kabullenmeye hazırsan, Yoonginin diyeceklerini umursamadan sana her şeyi anlatacağım, söz."

Jungkook hemen cevap veremedi. Cahiliyet gerçekten mutluluktu sanırım. Bu hikayenin sonunu biliyordu. Daha önceden de okumuşluğu vardı zaten. Ama hissediyordu, bu sefer daha çok acıtacaktı her şey. Bir daha Jungkook olamayacaktı, bir daha sigarayı rahatlamak için içemeyecekti. O sigara hep bir şeyleri, birini hatırlatacaktı. Kızarmış tavuğu ağlayarak yiyecekti, belki de ağzına bile sürmeyecekti.

"Lütfen her şeyi anlat. En başından itibaren"

"Yoongiyle ilk tanıştığımızda onu bana Jin getirmişti. Belli şikayetleri vardı. Sürekli kusuyordu, o kadar kusuyordu ki artık kan geliyordu. Vücudu morarıyor ama o moraltılar geçmiyordu. Sürekli yorgundu işte klasik belirtiler aslında. Birkaç test yaptık 1 haftaya kalmadan tüm sonuçları elimdeydi. Hastalığı, beyin tümörüydü. Çok ilerlemese de hastalığın başlarında da değildi. Akrabalarında da rastladığımız aynı tür vakalar oldu. Tabii Yoonginin alkol ve sigara hayatı da bunu tetiklemedi desek yalan olur. İlk başta yoongi pek umursamadı ilaçlarını aldı ama kontrolleri aksattığı olurdu. 2. Ayda hastaneye yatmaya başladı. 1-2 hafta yatıp gider çok geçmeden geri dönerdi. 5. Ayda saçları daha hızlı dökülmeye başladı. O gün hastalığının ciddiyetini fark etmişti. Okulunu dondurdu hastaneye yattı. Bu sayede 1 ayımız sorunsuz ilerledi"

Jungkook özür dileyerek adamın lafını bölmüş ve oturduğu yerden kalkarak pencereye ilerlemişti. Yağmur tüm hızıyla devam ediyordu. Gözündeki yaşları silip cebindeki paketten bir dal dudaklarının arasına sıkıştırmış ama çakmağını bulamamıştı.
Namjoon birden ayaklanıp cebinden çıkardığı siyah çakmakla sigarasını yakınca Jungkook'un gözleri şaşkınlıkla büyümüştü.

"Arada kaçamak yapmak iyi geliyor"

Bir sigara da kendine yakınca anlatmaya devam etmişti Namjoon.

"Yoonginin annesi geç yaşta doğurmuş onu. O yüzden de maalesef yoongi daha gençken vefat etmiş. Babasıyla da kendisi konuşmak istemedi. Yani hastalığını sadece ben ve Jin biliyorduk. Başka söyleyeceği kimsesi yoktu. Saçlarını kazıtmayı hep reddetti. 'İşte o zaman her şey biter benim için. Bırak kendisi dökülsün' demişti. Sorunsuz bir aydan sonra Yoonginin bünyesi çöktü. Midesi ilaçları kabul etmedi ve kemoterapi her şeyi daha da kötüleştirdi."

Sonu gelen sigarayı camın dış tarafından söndürüp çöp kutusuna attıktan sonra kızarmış gözleriyle Namjoon'a bakmaya devam etti Jungkook.

"Şuan durumu nasıl?"

Namjoon kendini koltuğuna bırakıp soğumak üzere olan kahvesinden büyük bir yudum aldıktan sonra bilgisayarını kapatmaya dönmüştü.

"Şuan ne ilerliyor ne geriliyor. Birkaç aydır aynı raddedeyiz. Ama.."

Bilgisayarı kapatıp, açık dosyaları bir kenara kaldırdıktan sonra ayakta kendisine bakan Jungkook'a gülümsemeye çalışmıştı Namjoon.

"Neredeyse bir sene oldu Jungkook. Gerilemesini beklemeyi bırak, stabil kaldığı için seviniyorum ben."

Yerinden kalkıp, her şeyi bir anda yüklenen oğlana sıkı sıkıya sarılmıştı Namjoon. Kolay olmasını beklemiyordu zaten. Özellikle Jiminden sonra.

"Yoongiyle konuş, Jungkook. Bildiğini söyle. Sana da kızacak, bana da kızacak. Hatta emin ol birkaç gün konuşmayabilir bile. Ama sen yine de konuş onunla. Duvara konuşur gibi hissetsen de konuş. O çok yalnız, kimseyi kabul etmiyor inadından ama çok ihtiyacı var."

O şekilde birkaç dakika kaldıktan sonra ikisi de montunu giyip odadan çıkmış ve vedalaşarak ayrılmışlardı. Namjoon'un bugünkü mesaisi bitmişti ama her an geri çağırılabilirdi bu yüzden her dakikasını uyumak için harcamak istiyordu.

Jungkook, tekrar Yoonginin odasına geldiğinde bu sefer onu uyanık bulmuştu. Yeni uyandığı şiş yüzünden ve huysuz duran suratından belli oluyordu. Onu görmenin heyecanı ile Jungkook istemsiz tebessüm etmeye başlarken, Yoongi utanarak kaşlarını çatmıştı.

"Biraz dışarı çık. Üstüm çok kötü değiştirmem lazım."

Jungkook, onu duymazdan gelerek odadaki çift kapaklı, kahverengi dolaptan mavi bir pijama takımı çıkarıp gülümsemesini bozmadan oğlana dönmüştü.

"Yardım etmeme izin vermezsen evini ateşe veririm"

🩵

Birkaç hastalık araştırdım ama en uyanı beyin tümörü gibi geldi. Önceki bölümlerde hastalık belirttim mi bilmiyorum çünkü gerçekten çok uzun zaman oldu. Eğer önceden bir hastalık adı verdiysem lütfen yorumlarda belirtin ki düzelteyim hatayı🥹

Beyin tümörünü biraz araştırdım ama umarım yeterli ve doğru bilgi verebilmişimdir. Lütfen yanlışlıkları, hataları belirtin

Umarım beğenmişsinizdir 🩵

Five Days |𝐘𝐎𝐎𝐍𝐊𝐎𝐎𝐊|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin