seventeen✧

151 16 9
                                    

MEDYA ESLİGİNDE OKUYUN BÖLÜMÜ🫡🫶🏻

"İşte bu şimdiye kadar yapmak için delirdiğim ama yapamadığım şey Jeon Jungkook"

"Neden yapamayasın ki?"

Yoongi hafifçe, sanki yorgunluktan bayılacakmışcasına bir tebessümle çocuğun yüzünü baştan aşağı incelemiş ve dilini şaklatmıştı.

"Çünkü en ufak bir alkol damlası bile beni tetikleyebilirmiş. Yılların içicisinin geldiği konuma bak.. ayrica seninle bugün bir istisna yapmış olabiliriz ama hastaneden dışarı çıkmam da yasak"

Camdan gelen tık tık sesi yağmurun çiselemeye başladığını gösterirken, yoongi komodin tarzı çekmeceliğin üzerinden bir kağıt çıkarmış ve çocuğun yüzünün önünde sallandırmıştı.

"Demin azarımı da işittim zaten"

Kağıdın üzerinde Yoonginin kuralları ihlal ettiğine dair bir şeyler yazıyordu. Kağıdı tekrar olduğu yere bırakırken, genç oğlanın konuşmasına olanak tanımadan devam etmişti.

"Ama hayır, hiçbiri senin yüzünden değildi. Hepsi senin sayendeydi. Senin sayende aylar sonra özgür hissettim, içesine yemek yedim ve cidden keyifli bir sohbet geçirdim. Yani Jeon Jungkook," serumlu ve biraz delik deşik olan elini havaya kaldırıp, oğlanın renkli kafasını okşarken cidden rahatlamış hissediyordu Yoongi.
"Sadece bugün için değil, varlığın için teşekkür ederim"

Ardından, Yoongi, Jungkooktan beklemediği bir karşılık aldı. Gerçi Jungkookta beklemiyordu kendisinden böyle bir şeyi. Sadece diye geçirmişti içinden sadece bir kez olsun kalbimi dinleyeyim, gerçekten istediğim bir şeyi yapayım.

Mavi saçlının, serumlu oğlanınkine kıyasla kocaman ve sıcacık elleri, titrekce karşısındakinin yanaklarına yerleşmişti önce. En fazla beni biraz hırpalar ve bir daha görmek istemez. Aralarında santimler kala, sıcak nefesleri birbirlerinin yüzüne çarparken sadece pes etmek istiyorum, affedilmemek umrumda değil diye geçirdi içinden mavili oğlan.

Heyecandan iyice sıcaklarken, Yoonginin buz gibi olan dudaklarını kendi dudaklarıyla ısıtmıştı Jungkook. O kadar ki, Yoongi, Jungkook'un yandığını düşünmüştü. Delirdiğini de düşünmüştü aynı zamanda. O deliyse buna izin veren, buna karşılık veren ben ne oluyorum bu durumda? Diye düşünürken, karşısındaki oğlana ne ara karşılık verdiğini de anlamamıştı.

Vücutları birbirine ne kadar uzaksa, dudakları birbiriyle o kadar iç içeydi. Jungkook'un elleri Yoonginin yanağından, ilaçlar yüzünden incecik kalmış beline inerken, karşısındaki oğlan da ellerini Jungkook'un yapılı, sıkı göğüsüne indirmiş ve birkaç saniye durakladıktan sonra nazikçe ittirmişti.

Bu, 'istemiyorum' veya 'bu bir hataydı' tarzı bir ittirme değildi. Birbirlerinden ayrılmalarıyla, Yoongi dudaklarının üşüdüğünü hissetmişti. Jungkook, alnını karşısındaki oğlanın alnına yaslarken, ikisi de koşmuşcasına nefes nefeseydi.

"Eğer pişmanım veya unutalım tarzı bir şey dersen, kendimi çatıdan atarım"

Yoongi, Jungkook'un gayet ciddiyetle dediği şeylere kahkaha atarken neredeyse gülmekten gözünden yaş geliyordu.

"Eğlencenizi bölmek istemem de," kapıyı tıklatarak içeri giren Seokjinle, Jungkook hemen yataktan fırlamış ve adeta hazır ol'a geçmişti.
"Yoonginin tedaviye ve senin de arkadaşının yanına gitmen gerek."

Jungkook, Jimine ne olduğunu anlamazken hızla yoongiye görüşürüz demiş ve oğlanı arkasında bırakarak hızla yoğun bakım ünitesine gelmişti. Birkaç hemşire hızla içeri gir çık yaparken, Taehyung yere çökmüş, iki elini birbirine sıkıca geçirmiş halde ağlayarak dua ediyordu.

"Tanrı veya yukarıda her kim varsa, her şeyden vazgeçmeye hazırım.. sadece lütfen ona bir şans daha ver"

🫡🫡🫡

Aynoluyoya

Anlamışsınızdır ama yine de not düşeyim; eğik kısımlar iç ses oluyo 🫶🏻🫶🏻

Bu seriyi yazıp yazıp yazıp final yapma kararı aldım umarım caymam 🥱🥱
Hazır yazıyorken gidip birkaç taslak atayım bari

UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİİİRR
😽✨❤️

Five Days |𝐘𝐎𝐎𝐍𝐊𝐎𝐎𝐊|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin