YÜCEM ÇOK ŞİRİNLEW
↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷↷"Ver bakalım tavsiyeni"
"Bırak gitsin"
"Ne?"
Jungkook, şaşkınlıkla Yoongiye bakarken, ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.
"Hastaneden çıkmasına engel olma. Kendi ağzınla diyorsun, kaçışı yok. Daha fazla acı çekmesine zorlama onu. O lanet kemoterapi.. Elimde olsa ben de kaçıp gitmek isterdim"
"Tedavin yok mu? Sen de mi öleceksin?"Seni
Jungkook, korkuyla yanındaki çelimsiz bedene bakarken zaten dolu olan gözlerinden bir-iki damla akmıştı.
"Hey, saçmalama! Neden ağlıyorsun? Daha tanışalı 2-3 gün oldu"
"Bu 'evet' demek mi oluyor? Öleceksin?"
Yoongi, gerginlikten dolayı buz gibi olan ellerini gergince birbirine kenetlerken, zoraki gülümseyip kafasını iki yana sallamıştı.
"Saçmalama, aptal. Senden daha çok yaşayacağım"
Jungkook, bir süre doğru söyleyip, söylemediğini anlamaya çalışmış, daha sonra bakışlarını önüne çevirerek derin bir nefes vermişti.
"Neden bu kadar korktun?"
"Bir arkadaşımı daha kaybetmek istemiyorum"
Mavi saçlı olan oturdukları sandalyeden hızla kalkmış, Yoongi'yi kolundan kavramış ve merdivenlere doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Jungkook, ne yapıyorsun Tanrı aşkına?"
" 'Elimde olsa ben de kaçıp gitmek isterdim' demedin mi? Seni kaçırıyorum"
"Aptalsın, cidden aptalsın. Bu çok tehlikeli! Aniden kötüleşirsem seni sorumlu tutacaklar"
"Merak etme, sadece birkaç saat"
Yoongi, kolundaki ellerin sahibine ayak uydurmaya çalışsa da önündeki oğlan çok hızlıydı.
"Biraz yavaşla.. Ayrıca odama gitmem lazım, üstümde hastene kıyafeti var"
Jungkook, merdivenlerin sonuna gelip de, Yoongiye dönerken, büyük olanı baştan aşağı süzmüştü.
"Odana gidip yakalanma riskini alamayız. Evim yakın"
Yoongi, itiraz etmek için ağzını açarken Jungkook buna fırsat vermemiş ve hâlâ Yoongi'nin kolunda olan elini, minik boylu büyüğünün eline indirmişti.
Bu sefer adımları daha yavaştı, Yoongi'nin canı yansın istemiyordu. Bahçeye çıkana kadar zaten pek bir sorunları olmamıştı. Asıl sorun bahçeden sonrasıydı.
"Şimdi nasıl çıkacağız bay aptal? Planın tıkandı sanırım, ha?"
"Harika moraller, tavsiyeler veriyorsun Hyung"
Bir süre ikisi de güvenlik görevlisinin gitmesini beklemişti ama hayır, adam kazık çakmışsınız gibi olduğu yerde duruyordu.
"Bekle burada"
Yoongi, kafa sallayarak uzaklaşan bedeni merakla izlemeye başlamıştı.
İlk başta etrafa bakınmış, sonra bir kız çocuğunun yanına gitmişti mavi saçlı olan. Bir süre küçük kızla konuştuktan sonra el sıkışmışlardı
Jungkook, cebinden biraz para çıkarıp verdikten sonra, daha demin neşeyle gülen kız, yüzünü ağlamaklı yaparak güvenlik görevlisine ilerlemişti.
"Ailemi kaybettim, çok korkuyorum! Lütfen bana yardım eder misiniz?"
Ve birkaç timsah gözyaşı..
Görevli adam, yerinden kalkmış ve küçük kızın elini tuttuktan sonra ona ailesi hakkında sorular sorarak hastanenin içine doğrı sokmuştu.
"Hadi gidelim"
ಥ◡ಥ
Merhahabaha
Yavaş yavaş yakınlaşıyorlar, umarım beğenmişsinizdir..
Şu sıralar çok aktif değilim 😔 ama elimden geldiğince yazıyorum..
Vampirler gibi kurgular seviyorsanız escape Key'e de bir göz atmanızı tavsiye ederim, hikaye de ben de varım LXÖSSMXĞSKWİĞZSÖÜAKXÇWASKSİSŞE
Neyse,,
Okuduğunuz için teşekkür ederim!!
Yan yana nefes alsalar moment sayıyoruz artık.. Yazık bize :( keşke eski zamanlardaki gibi bol bol moment alsak................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Five Days |𝐘𝐎𝐎𝐍𝐊𝐎𝐎𝐊|
FanfictionLet's forget about tomorrow. YOONKOOK ꙳11 Haziran 2021꙳