Three

306 31 156
                                    

İkili ellerini ayırmış, Jungkook da aynı Yoongi gibi yerinden kalkarken yanyana yürüyorlardı.

"Seni daha önce hastane de gördüğümü sanmıyorum. Birini ziyarete geliyorsun muhtemelen?"

Jungkook, dibinde biraz kahve kalmış bardağını yanından geçtikleri yeşil çöp kutusuna atarken, ellerini cebine sokmuş ve kafasını sallamıştı.

"Uzun zamandır buradaymış gibi konuşuyorsun."

Yoongi, hafif büzdüğü dudağı ile hâlâ önüne bakarken cevap vermişti.

"Kime göre uzun bilemem ama evet, sanırım uzun zamandır buradayım"

Hastaneden içeri girmiş, merdivenleri çıkarken ikisi de sessiz kalmıştı. Ta ki genç, uzun saçlı bir hemşire yanlarına yaklaşana kadar sürmüştü bu sessizlik.

"Jungkook, Jimin biraz kötü oldu. Seni yanına çağırıyor"

Gelen, Jungkook'un Jimin'i ziyarete gel gitleri sırasında arkadaş olduğu Jennieydi.

Yoongi anlamazca ikisi arasında bakışlarını gezdirirken, Jungkook koşarak kızın yanından geçmiş, yukarıya doğru çıkmaya başlamıştı.

Gelen hemşire de onun arkasından hızla merdivenleri çıkmaya başlarken, arkada bıraktıkları siyah saçlı şaşkınca önüne bakıyordu.

"Jimin! Tanrım.. İyi misin? Özür dilerim, seni yalnız bırakmamalıydım"

Jungkook, kapıyı kırarcasına açarak hızla arkadaşının yanına adımlamış ve karşıdaki bedenin üzerinde takılı olan saçma sapan kabloları umursamadan sıkı sıkıya sarılmıştı.

"Jungkook! Henüz ölmedim ama senin yüzünden her an ölebilirim"

Jimin, dediği şeyin komik olduğunu düşünerek kıkırdıyordu ama kendinden hızla kollarını çeken bedenin endişeli gözlerini fark edince, gerçekten korktuğunu görerek kafasını okşamıştı.

"İyiyim, Kookie. Sadece biraz kötü oldum ve Jenjen'e seni çağırmasını söyledim. Telaşlanacak bir şey yok."

İsminin geçtiğini fark edince kapı pervazına yasladığı vücudunu ikilinin yanına doğru götürmüştü Jennie.

"Jimin, üzgünüm ama bunu 'biraz' diye küçümseyeceğimiz evreyi geçtik. Kendini zorlamayı, yormayı bırakmalısın. Hadi onlar arkadaşların diye kıyamıyorsun, biz ne güne duruyoruz?"

Jungkook, anlamsız bakışlarını Jennie ve Jimin üzerinde gezdirirken, Jimin ise annesinin çok sevdiği vazosunu kıran bir çocuk gibi eğdiği kafası ile ellerine bakıyordu.

"Sen gelmeden 1-2 saat önce Jimin kemoterapiye girmişti ve ağır geçti. Bu yüzden kendisini daha fazla yormadan yatması gerekiyordu ama suyu bittiği için yatağından kalkıp kafeteryaya kadar inmeye kalkışmış. Hepsinden önce ise bunu yaparken merdivenleri kullanmış.. Bayılacak gibi olmuş ağrıdan, oradaki bir hemşir getirdi odasına"

Jungkook tuttuğu nefesi bıkkınca verirken gözlerini Jimin'in yüzünde gezdirmişti.

"Bir şey olursa beni aramanı söylemiştim.. Laf olsun diye mi geliyorum ben buraya? Amacım sana yardım etmek değil mi? Neden kendi kendine indin aşağı hyung?"

Jimin, 'hyung' lafını duyunca şaşkınca kafasını kaldırıp, karşısındaki çocuğun yüzüne bakmıştı. Normalde Jimin, Jungkooktan 2 yaş büyüktü ama Jungkook ona genelde ismiyle hitap ederdi. Kendisi de pek takılmazdı buna, birbirlerine bir dünya şey diyorlardı, Jungkook hyung demese ne olurdu ki?

"Üzgünüm. Seni aramak istedim ama daha yeni aşağı inmiştin, benim yüzümden tekrar in çık yapacaktın. Sana kıyamadım ve ağrılarım pek olmadığı için biraz yürüyüş yapmış gibi olurum diye ben ineyim dedim. Asansöre binmek de aklıma geldi ama içerisi leş gibi kokuyordu ve tıklım tıklımdı"

Küçük olan kafasını aşağı yukarı sallayıp hafifçe hyung'una sarılırken mırıldanmıştı.

"Bir daha yapma böyle. Ben senden yorulmam"

Jungkook ve Jimin bir kaç saat daha boş boş oturmuş, Jungkook Jimin'e bayılırken tuttuğu çocuğu anlatmıştı.

Hava kararmaya başlarken Taehyung işten çıktığını belirten bir mesaj atınca, vedalaşmışlar ve Jungkook sessizce hastane koridorundan geçmeye başlamıştı.

"Önemli bir şey yok umarım"

Jungkook, aniden duyduğu sesle yerinden sıçramış ve yorgun yorgun kendisine gülen Yoongiye dönmüştü.

"Ya! Aklımı aldın"

Elini kalbine götürüp, gözlerini kapatan çocuğu izledi bir süre Yoongi. Saçları uzundu. Dipleri siyahken, aşağıya doğru incikçe mavinin en güzel tonları ile karşılaşıyordunuz. Gözleri korkudan kocaman olmuş, dudakları hafif aralık, önden iki dişini gösteriyordu.

Vücudu, yüzünün şirinliğine inat, yapılı ve güçlü olduğunu belli edecek şekildeydi. Yoongi kendisinin büyük olduğunu tahmin etse bile, karşındaki genç kendinden bi hayli uzundu.

Karşı karşıya dursalar muhtemelen Yoonginin kafası, karşıdaki oğlanın çenesinin biraz daha altına denk gelirdi.

"Hey, nereye daldın?"

Yoongi, duyduğu sesle nefesini tuttuğunu fark ederek yavaşca bırakmış ve kafasını hafif kaldırarak Jungkook ile göz teması kurmuştu.

"Bu arada ne demiştin?"

Elinin birini saçlarına daldırıp karıştıracakken durdu Yoongi. Eli hava da öylece durdu, karşısındaki kendisine anlamazca bakarken yutkunamadı. En son çare elini hafifçe ensesine koydu ve oradan geri yan tarafına düşmesi için bıraktı.

"Merdivenlerdeyken koşarak gitmiştin ya hani. Önemli bir şey yok umarım dedim"

Jungkook, sol dudağının kenarını hafifçe yukarı kaldırırken cevap vermişti.

"Ziyarete geldiğim arkadaşım biraz kötü olmuş ta, ona gitmiştim. Ama şuan iyi. Bu arada özür dilerim, seni öylece bıraktım ama işte Jennie bir kötü oldu diyince.."

"Jennie?"

"Ha şey, yanımıza gelen hemşire"

Yoongi, 'anladım' der gibicesinden kafasını aşağı yukarı sallamış ve oğlanın gideceğini anlayarak çıkış kapısına doğru yürümeye başlarken konuşmuştu.

"Sorun değil"

Jungkook, her ne kadar kendisi ile birlikte çıkışa kadar yürüdüğünü anlamasa da, nedensizce mutlu olmuş ve bahçeye çıkana kadar yanındaki bedeni incelemişti.

Siyah, hafif seyrek saçları yumuşacık duruyordu. Teni çok fazla beyaz ve solgundu, elleriyle, kollarının damarları oldukça belliydi ve bu kesinlikle çekici gelmişti Jungkook için. Vücudu, en ufak bir darbede yıkılacakmış gibi duruyordu.

"Yarında gelecek misin?"

Aslında yarın Taehyung izinliydi ve gelmesine gerek yoktu.

"Geleceğim"

Duygusal bir topum ಥ◡ಥ

Bu arada kemoterapiymiş işte yazacağım diğer hastalıklarmış falan pek bir bilgim yok. O yüzden gelip bana burada 'bu öyle değil, bu böyle değil' gibi yorumlar atmayın.

Internetten bakarak, araştırarak yazmaya çalışıyorum ama ders çalışırmışcasına detaylıca bakmıyorum. Eğer konu hakkında bir bilginiz varsa, güzel bir dille yorumlarda bilgilendirme yapabilirsiniz.

Şimdi fark ettim de ficlerimde hep Jungkook acı çekiyor ha :((

Five Days |𝐘𝐎𝐎𝐍𝐊𝐎𝐎𝐊|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin