Jungkook'tan:
Kendi kendime başıma büyük bir bela aldığım yetmiyormuş gibi birde kaldıramadığım başımı dik tutamaya çalışıyordum.
Gözlerim açılmıyordu fakat yavaş yavaş kendime geldiğimi hissediyorum, oturduğum yeri hissettiğimde sandalye üzerinde olduğumu anlamıştım fakat bir sorun vardı.Sanırım ellerim bağlıydı.
Zaman geçtikçe vücuduma yüklenen güç ile kafamı kaldırmış gözlerimi aralamayı başarmıştım.
Karşımda gülümseyen ifadesi ile bana bakan çocuğa şaşkınlık ile bakarken ellerimi kurtarmaya çalışmış sandalyeye bağlı olduğunu görünce dudaklarım nefes almak adına aralanmıştı.Jm: uyanmasaydın?
Kocaman odasının tam ortasında sandalyeye bağlı olmayı geçtim, bağlamak için kelepçe nerden bulmuştu onu düşünürken kendine de bir sandalye çekip önüme kurulduğunda bacak bacak üstüne atmış gülümsemişti.
Jk: Jimin? Ben... neden bağlıyım? Ayrıca bana ne oldu?
Jm: seni sandalyeye bağladım Jungkook. Neden biliyor musun?
Jk: tanrım aç şu şeyleri!
Jm: evimden birşeyler çalmayı biliyorsun Jungkook? Söylesene o an aklından ne geçiyordu?
Jk: yemin ederim geri koyacaktım.
Jm: öyle mi?
Jk: evet şimdi lütfen aç şu boktan şeyi.
Jm: benden isteseydin sana verirdim Jungkook.
Jk: çok üzgünüm bir anlık düşünmeden hareket ettim ama hemen pişman olup geri getirdim koymak için, gerçekten!
Bileğimden çıkarmaya çalıştığım kelepçeyi her çektiğimde bileklerimi acıtıyor kollarımdaki güç gittikçe azalıyordu.
Kurumuş dudaklarımı ıslatmak adına dilimi üstünde kısa bir süre gezdirmiş derin bir iç çekmiştim.
Bana yedirdiği her neyse bayılmama sebep olmuştu ve muhtemelen yemeklere ilaç koymuştu.Jk: bakın bay Park... Cidden çok üzgünüm, eşyanıza hiçbir şekilde zarar gelmedi çantamda duruyor. Sadece. Lütfen şunu çıkartın.
Yüzündeki gülümsemesini karalayıp yerine buz gibi bir ifade eklerken hızla ayağı kalkmış yüzünü yüzüme yaklaştırmıştı.
Pislik herif.
Ellerimi açtığı an tek yapacağım yüzüne yumruğumu geçirmek olacaktı ki tanrım, açmayı hiç düşünmüyordu.
Eğer serbest bırakılsaydım kesinlikle küçük bedenini ellerim arasında boğarak öldürürdüm.
Gel gör ki bu durum şuan biraz imkansız olsa da beni nasıl buraya bağladığını hala idrak edememiştim, nasıl üst kata çıkarmıştı beni? Nasıl taşımıştı buna kafa yormak istemiyordum.Yüzlerimiz arasındaki mesafe sıfıra inecek kadar kapatınca gerilmiş yerimde kıpırdanıp gözlerimi kaçırmıştım.
Kısa bir süre sonra hiç beklemediğim bir hamleyi yaparak bende şok etkisi yaratırken şaşkınlıkla ağzım aralandı.Kucağıma mı oturmuştu o?
İnce narin kolları boynumu bulduğunda sonuna kadar açılan gözlerim bacaklarına bakınca ayaklarımın sıcakladığını hissetmiştim.
Ne yapmaya çalışıyordu?
Resmen kucağıma oturuyordu ve amacının ne olduğu daha çözememiştim bile.
Jk: ne yapıyorsun?
Jm: figürümü satmak için mi çaldın?
Jk: hayır sadece... Çok istemiştim sırf bunun için ben, ben para biriktirdiğimi hatırlıyorum.
Jm: çok mu istiyorsun?
Dizlerimin biraz daha önünde oturuyordu ve bu durumdan rahatsız olmuşcasına kalkıp kasıklarıma daha yakın bir şekilde oturarak benden derin bir nefes alma kazanmıştı.
Jk: bay Park lütfen üstümden kalkın. Ayrıca figürü artık istemiyorum çocuk gibi davranıp çalmam hiç hoş değildi ben çok üzgünüm.
Tatmin olmuşcasına hışım ile kucağımdan kalkarken ellerini arkasında birleştirip odanın içinde turlamaya başlamıştı, ne düşünüyordu bilmiyorum ama sanki hiç iyi şeyler değil gibime geliyordu.
Jm: maaşını arttırdım Jungkook.
Ne?
Şaşkınlığımdan ödün vermeyerek yüzüne bakarken elinde tuttuğu küçük anahtarlık ile arkama geçmiş bileğimdeki kelepçelere uzanmıştı.
Sessizce yapacaklarını beklerken kulağımın arkasında hissettiğim nefes kaskatı kesilmemi sağlarken bileklerimi sıkıca tutuyordu.
Jm: ben enayi değilim. Sadece zenginim, ve sende parama ihtiyacı olan serserinin tekisin.
Duyduğum kelimeleri bana tek tek yuttururken ellerim serbest kalmış aniden yerimden kalkıp boğazından yakalamıştım onu, duvara kadar sertçe onu iterken yüzünden eksilmeyen gülüşü ile duvara çarpmıştı.
Jk: amacın beni aşağılamak mı?
Jm: yerinde olsam boğazımı hemen bırakırdım.
Jk: seni bayılana kadar boğacağım küçük.
Hiçbir tepki vermeden arkamdaki kapıya bakıp gülüyor olması sinirlerime dokunmuştu, yavaşça kafamı arkaya dönerken sadece boşluktan ibaret olması ile yüzümü tekrar ona dönecektim ki kasıklarıma yediğim acı verici tekme ile yere yığılmıştım.
Ellerim arasından sıyrılıp kapının ağzına gidince yerde onu izliyordum.
Aniden boğazına yapışmam mantıklı birşey değildi fakat bu tür aşağılayıcı lafları kendime yedirtemiyordum.
önümdekinin kim olduğunu unutacak kadar sinirleniyordum...Jm: beni boğduğun için seni kovmayacağım, parama ihtiyacın olduğunu biliyorum.
Jk: gerek yok, ben işten çıkacağım zaten.
Jm: buna izin veremem.
Jk: bipolar falan mısın? Az önce seni boğdum ve hala işten bahsediyorsun.
Onun yüzüne kızgınlık ile bakarken adımlarını aynaya yöneltmiş hafif kızaran boğazına bakmıştı.
Nasıl sakin kalıyordu anlamıyorum, şimdiye çoktan polisi araması gerekirken o sadece ders vermeye devam etmemi istemişti.Aptal mıydı?
Jm: elin ağırmış.
Yavaşça yerden kalkarken cebinde çalan telefona dikkatini vermiş hemen çıkarıp cevaplarken hiçbir şey yapmadan onu izliyordum.
Yüzündeki gülümseme yayılırken istemsizce dudaklarım anlık olarak kıvrılmıştı fakat hemen farkına varıp düz suratımı takınmam uzun sürmemişti.Jm: efendim?... Sana demedim mi gelmeyeceğim diye?
Ciddi biriymiş gibi bir surat takınırken ince kahkahası ile odayı süslemişti ardından odanın diğer ucuna gidip küçük dolabı açıp içinden bir deste kağıt çıkarmıştı.
Para mıydı?
Elindekileri bana doğru dönüp avucuma koyarken hala telefon ile konuşup gülümsüyordu.
Küçük parmakları parmaklarım arasından kayarken odadan usulca çıkıp beni sinir ve tonla parayla baş başa bırakmıştı.Aklına birşey gelmiş olacak ki tekrar odaya hızlıca girdiğinde bakışları bana dönmüştü.
Jm: ders bugün kalsın.
Tekrar içeri gittiğinde kendi kendime -sinirden mi olduğu bilinmez- gülünce odadan usulca çıkmıştım.
Sanırım biraz tuhaf ilerleyecekti...
Düğün var ve ben elbisemi son güne istettim 🙂🙂🙂🙂
Umarım yetişir aminakoyim 🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂🙂
Bu yüzden yazamıyorum lütfen anlayışla karşılayın görüşürüz ❤️❤️
✧kedy✧
![](https://img.wattpad.com/cover/275435169-288-k27328.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JİKOOK {ÖĞRETMEN}
Художественная прозаBeş parasız Jeon Jungkook, parası ile dünyaları satın alabilecek olan Park Jimin'in öğretmeni olur... "Bunu bilerek yapmadım."